5

1.6K 162 326
                                    

selaaaaaam

boş bi bölüm, sıkılan okumasın yani ✨napim✨

çok fazla kontrol edemedim, yanlışım falan varsa çok üzgünüm

öpüldünüz💘

×××

akşamüzeriydi ve hava gittikçe ılıklaşmıştı. biz kafeden çıktıktan sonra felix, bu gece buluşup içemeyeceğimizi, sevgilisiyle tartıştıklarını, ama en kısa zamanda bizi arkadaşlarıyla tanıştıracağını söyleyen bir mesaj atmıştı.

bu yüzden hyunjin kafeden çıktığımızdan beri bana içki içmek için ısrar ediyordu. bugüne kadar ikimiz de hiç içmemiştik.

ben de doktorunu arayıp bu konuda izin almıştım. alkolde aşırıya kaçmaması ve vücuduna zarar gelmemesi konusunda beni sıkıca tembihlemişti. onun dışında pek bir sakınca görmemişti.

hyunjin'i kırmak istemiyordum. bu yüzden içme isteğini kabul etmiştim. fakat bara gitmeyecektik, içkileri alıp evde içecektik.

"channie, hadi gidelim!!" salona, yanıma gelip heyecanla bir sağa bir sola zıplarken kendi kendime gülümsedim. "üstüne kalın bir hırka giy de öyle gidelim, hava esiyor."

birkaç dakika sonra salona geri geldi. sözümü dinlemiş ve üstüne onu sıcak tutabilecek pembe, şirin bir hırka almıştı.

kapıyı çektim ve asansöre yürüdük. gelmesini beklerken ona uzanıp yavaşça uzun siyah saçlarını okşadım.

asansördeki küçük yolculuğumuz esnasında ben yere bakarken, parmaklarının uçlarını hafifçe avuç içlerime sürttü. bu onun dilinde "elimi tut" demekti, biliyordum.

asansörden inerken ellerini elime sıkıca kenetledim. kalbim adeta boğazımda atarken geçireceğimiz eğlenceli ve anı kalacak geceyi düşündüm. hyunjin'e çaktırmamaya çalışarak derin nefesler aldım.

hızlıca alışverişimizi yapıp eve girdiğimizde, hızlı adımlarla balkona gidip sigaramı bi kenara koydum.

sanki ruhsal olarak çökmüş gibi hissediyordum. ama hyunjin'in gülümsemesi yorgunluğumu alıp benden götürüyordu.

sanırım ona yıllardır aşıktım.

bu yüzden kendimden çok nefret ediyordum.

hyunjin telefonla konuşarak balkondan içeri girdi. konuştuğu kişiye küfür etmişti, sessizce sırıttım. nedense çok tahrik edici gelmişti.

hızlıca yanındaki koltuğa oturdum. konuşması bitmiş olacak ki, telefonu kapatıp masanın üstüne geri koydu. kaşlarımı kaldırarak anlatmasını bekledim. yüzüme baktı ve derin bir nefes aldı:

"jeongin'le konuştum, ailesine minho'yu sevdiğini söylemiş."

"siktir, ne demişler peki?"

"medeni insanlar sonuçta, bir an önce minhoyla tanışmak istemişler. jeongin adına çok mutluyum."

onayladığımı belirten mırıltılar çıkardım. minho biraz sıkıntılı biriydi. ayrıca, duyduğum kadarıyla bir sevgilisi vardı. bizim bebeğimize üzülüyordum aslında, minhoya değil.

"içelim mi artık?" dedi sessizce. kafamı salladım. kırmızı şarabı avucuma aldığım kadehe yavaşça dökmeye başladım.

hızlıca, doldurduğum kadehi elimden kaptı. ben de acele etmeyerek kendiminkini doldurdum.

strawberries & cigarettes ★ hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin