selam!!
iyi okumalar <3
×××
kendime sade ve şık bir masa bulup oturdum. sakince menüye göz gezdirirken telefonum çaldığında irkilsem de çaktırmadım. chan arıyordu.
"alo.." dedi sessizce. "efendim balım?"
"ne yapıyorsun, okul nasıl geçti?" dedi. ben evden çıkmadan önceki gibi bir soğukluğu yoktu. "iyi geçti, yorgunum biraz."
"nerelerdesin?" dedi. "sahildeki kafedeyim, oturuyorum.. gelsene sen de."
"oluuur." dedi uzatarak, bu haline gülümsedim kendi kendime.
"sana konum atıyorum öyleyse." dedim. "hmhm." arabasının anahtarının çıkardığı şıngırtı sesini duydum. "dikkatli gel!!" deyip cevap vermesine müsaade etmeden telefonu kapadım. hızlıca mesajlaşma uygulamasına girerek bulunduğum konumu onunla paylaştım.
masama siparişimi vererek beklemeye başladım, telefonumu çıkarıp jeongin'e saçma mesajlar attıktan sonra kendi kendime güldüm.
biraz vakit geçmişti ki, güler yüzlü, neredeyse yaşıtım olan garson kız siparişlerimi getirdiğinde ben de ona gülümseyerek teşekkür ettim. soğuk içeceğimden bir yudum aldığım sırada yüzümü ekşittim. tatlı şeyleri pek sevmezdim.
kendi kendime mırıldanırken, tanıdık bir ses çarptı kulaklarıma. "sen americano hariç hiçbir kahveyi sevmezsin ki." dedi. chan gelmişti. yerimden doğrularak gülümsedim.
"hoş geldin.." dedim. "hoş buldum güzelim." karşımdaki sandalyeyi masaya çekip yanıma oturdu hızlıca. ona bakınca yanaklarım yanmaya başlamıştı. bana güzelim deyince nedense utanıyordum..
"ne istersin, ne alacaksın?" chan soruma sessiz kalarak benim içeceğime uzandı. benim aksime, o kahveyi her haliyle severdi.
içeceğimin içindeki mor pipetimi dudaklarının arasına alıp içerken saçma bir şekilde kalp atışımın hızlandığını hissetmiştim.
kendime elimle hava yaparken, etrafa göz gezdirdim. sarı saçlı, şirin bir çocuk gözlerini masamıza dikmişti ve doğrudan bana bakıyordu.
rahatsız olduğum için yerimden kıpırdandığımda chan baktığım yöne doğru bakmıştı. kaşlarını çattığında yutkundum.
kucağıma koyduğum ellerime uzanıp parmaklarımı sıkıca tuttuğunda şaşırsam da bozuntuya vermedim. bir süre onunkilere göre daha uzun kalan parmaklarımı okşadı sessizce.
"teşekkür ederim.." dedim usulca, saçlarımı geriye doğru iterek. gerilince tırnaklarımı kendime batırdığımı bildiği için beni güvende tutuyordu..
bir süre gözlerimiz buluştu, ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum bile. gözlerinin koyu rengi içinde kaybolup gidiyordum sanki..
anlamlı bakışmalarımızı bölen şey masamıza, az önceden beri bana yiyecekmiş gibi bakan sarışın çocuğun oturmasıyla olmuştu.
"merhaba, ben felix."
×××
sonraki bölümde görüşürüz🤧💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries & cigarettes ★ hyunchan
Fanfictionannesiz ve babasız olan hwang hyunjin, ona karşı sevgi dolu üvey abisi chris bang, çilekler ve sigaralar.