3.BÖLÜM ÇİÇEKSİZ BAHAR

155 18 0
                                    

Bölüm aleynaD04 ' e geliyor.

İYİ OKUMALAR...

❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️❄️

İhtişamlı villanın bahçe kapısından içeri giren genç kız arabasından inip, bakışlarını bahçede gezdirdiğinde az ilerisindeki çiçek açan ağaçlara hayranlıkla baktı. Mevsimlerden bahardı, ağaçların dalları beyaz ve pembe çiçeklerle süslenmiş ılık esen rüzgârda nazlı nazlı salınıyordu. İlk defa adını aldığı mevsimi yaşıyordu Bahar, ilk defa yüreğinde çiçekler açmıştı. Olanları Hanife teyzesine anlatmak için sabırsızlanıyordu. Koşar adım bahçeye açılan mutfak kapısından içeri girdiğinde adımlarının adresi kendi odasıydı. Rahmetli annesi Çiçek'in sütannesi Hanife’yi her zamanki gibi beraber kaldıkları odada etrafı düzeltirken buldu. Yaşlı kadın Bahar’ın üvey annesi Yeliz'den hiç haz etmez ve bu yüzden mümkün olduğunca odalarından çıkmazdı. Rahmetli Çiçek’i defalarca Yeliz konusunda uyarmıştı arkadaşlık etmemesi için. Nitekim hislerinde yanılmadı Hanife, Çiçek'in ölmesinden kısa bir süre sonra arkadaşının kocası Bahsi ile evlenerek gerçek karakterini ortaya koymuştu Yeliz. O zamanlar ölen karısının acısını yaşayan Bahar’ın babası Basri Bey kendisini içkiye vermiş, kızının yüzüne her baktığında eşinin ölümünü hatırladığı için gitgide uğramaz olmuştu eve. Bocaladığı bu günlerde Yeliz'den gelen evlilik teklifine ise kâğıt üstünde kalması koşuluyla evet demişti.

Aylarca sevdiği ve kâğıt üstünde evli olduğu adamdan sadece dadı muamelesi gören Yeliz, Basri'nin içkili olduğu bir gece yatağına girmeye çalışmış ve reddedilmişti. Başlardaki anlayışlı, güler yüzlü, Bahar'la candan ilgilenen kadın değişmiş ve küçük bebeğin bakımı tamamen Hanife'ye kalmıştı. Sütkızının emanetini pamuklara sarıp sarmalamış ve üvey annesinin Bahar’a uyguladığı psikolojik şiddeti öğrendiği günden itibaren emanetinin odasına kalmaya başlamıştı. İyice yaşlanmıştı ve tek duası genç kızı Allah'tan korkan, helal süt emmiş birine emanet etmekti.

Sessizce odaya giren Bahar arkası dönük bir şekilde yatağın üzerindeki çamaşırları katlayan kadına doğru yaklaşıp, aniden gıdıklamaya başladığında kahkahalarının arasında konuşmaya çalışan Hanife “Kız dur, Allah seni iyi etsin. Bak abdestimi kaçırtacak gene,” diyerek dil döküyordu.

“Oy oy bıngıl bıngılsın nasıl bırakayım seni yaffffrıııımm,” dedikten sonra gıdıklamayı bırakan Bahar şimdi de gülmekten nefes nefese kalan kadının yanaklarını sıkıyordu.

“Elmacı güzelim benim şu yanaklara bak. Oh anam, rahmetli Osman dedemin ganimetleri bana kaldı,” diyen genç kız bir anda ortaya çıkan terlikle kaçmaya başlarken iyice sinirlenen Hanife, bir yandan elindeki terliği sallıyor, bir yandan da, “Seni edepsiz, seni utanmaz arlanmaz ne karıştırıyorsun rahmetliyi,” diye söyleniyordu.

           “Kız ne oldu yoksa adını duyunca hasretin mi depreşti. Anılarrrrr...”

“Tüh sana, neler de diyor koca kadına. Hafta sonu muhallebicide Azrail'le randevum var sen hâlâ Osman diyorsun.”

“Ağzından yel alsın kaymaklım, hem benim mürüvvetimi görmeden nereye?” diyen Bahar ile elindeki terliği yere bırakan yaşlı kadın: “Sen mürüvvet mi dedin? Hani şu evlenilince görülen?’’ dedi şaşırmış bir hâlde.

“Dedim dedim, yanlış duymadın mürüvvet ve ben aynı cümledeyiz. Çarpıldım, hem mecazen hem gerçekten. Adam önce arabama sonra bana çarptı kaymaklım,” diyerek yaşadıklarını anlatmaya başlayan genç kız, can güvenliği için odadaki tüm terlikleri saklamayı zihninin bir köşesine not etmişti.

AYAZIN ÇİÇEĞİ (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin