İki ezeli düşman... Birbirlerini hiç sevmeyen, sevmeyi bırak günahlarını bile birbirlerine vermeyecek olan iki genç adam...
Bu nefretten dolayı birbirlerine rakip olan iki şirket...
Rogers ve Stark Şirketi...
Nefretin aşka dönüştüğü bir hikaye...
Steve(Rogers şirketinin sahibi);
Gözlerim karşıdaki devasa büyüklükteki şirkete bakıyordu. Stark şirketine... Bula bula bizim şirketin önünü bulmuştu şirketini dikecek. Tüm manzaramın içine ettiği gibi saçma sapan şeyler yapıp sinirlerimi de geriyordu.
Bugün ihale günüydü. Gelmiş geçmiş en büyük ihale de diyebiliriz. Bu projeyi almalıydım. Şirketimizin geleceği için çok iyi ve önemli bir projeydi. Her şeyiyle bize sadece olumlu yönde etkileri olacaktı. O proje benim olmalıydı.
Bu yüzdende yapabileceğim en büyük yatırımı yapmıştım bu projeye. Eğer kaybedersek bizi iflasa sürükleyecek kadar büyük bir yatırım...
Ama bazen risk alınmalıydı değil mi? İyi şeyler için bazen her şeyi tehlikeye atman gerekiyordu. Ve bende bunu hiç çekinmeden yapmıştım. Şirketi, özellikle kendimi büyük bir riske atmıştım.
İhalenin açıklandığı gün;
Lanet olsun! Sana da, şirketine de, gücüne de, parana da lanet olsun Stark!
'Ve ihaleyi kazanan taraf 400 milyon dolar vermiş olan Tony Stark!'
Hayır, kafayı mı yemişti? Bir ihaleye değerinden fazla para vermek nerde görülmüştü? Milyonlarca zarara uğrayacaktı.
Hırsla dışarı attım kendimi. Bir elimi alnıma bir elimi belime atarak bir sağa bir sola yürüyordum. Batmıştım. Koskoca şirketi batırmıştım. Aldığım risk boşunaydı.
"Oo, kimleri görüyoruz. Happy dur. Bir selam verelim Bay Rogers'a."
Arkamdan Stark'ın sesini duymamla olduğum yerde durdum. Gözlerimi kapatıp sakin olabilmek adına derin bir nefes çektim içime. Yüzüme bir gülümseme yerleştirerek ceketimi düzelttim ve arkamı döndüm.
"Bay Stark... Tebrik ederim. İhaleyi aldınız. Sadece... Size bir soru sormama müsaade edin lütfen."
"Ah, elbette Bay Rogers."
Dudaklarımı yaladım ve konuştum.
"Sizi ödediğiniz miktarla tamamen zarara uğratacak bu projeye neden bu kadar yüklü para harcadınız acaba? Merak ettim doğrusu."
Gülüp kulağıma yaklaştı.
"İşin sırrı da bu Stevie. Ben zarara uğramam. Bu projeye bulaşma sebebimse tamamen sensin."
Geriye çekilip yüzüne büyük bir sırıtış koydu.
"İflas bayrağını çekecek olman çok üzücü."
Dişlerimi sıktım. İşaret parmağımı göğsüne bastırdım. "Senden nefret ediyorum Stark. Sadece nefret."
Güldü. "Duygularımızın karşılıklı olması ne güzel... Hoşça kalın Bay Rogers."
Sonra da arkasını dönüp gitti. Lanet...
Bende arabaya binip şirkete gittim. Acil bir toplantı yapacağımı duyurup toplantı salonuna geçtim.Herkesin gelmesiyle boğazımı temizleyip ayağa kalktım ve konuşmaya başladım.
"Sonradan başkasından duyacağınıza direkt benden duyun. Üzgünüm... İhaleyi kaybettik."