Şirket(ortak)

254 16 64
                                    

Sabah hazırlanıp şirkete gitmek için evden kahvaltı yapmadan çıkmıştım. Bugün Bay Stark sözleşmeyi imzalayacak ve benden hisse almadan şirketi kurtaracaktı.

Şirkete gelince arabadan indim ve hızla toplantı odasına ilerledim. Kapıyı açıp içeri girerken saati kontrol edip düzelttim ve odadakilere baktım. "Üzgünüm... Geciktim."

"Yarım saattir sizi bekliyoruz Bay Rogers."

Dönüp sesin geldiği yöne baktım. Her zamanki gibi yüzündeki sarkastik gülümsemeyle gözlerimin içine bakıyordu. "Yarım saatin lafını yapacak biri değilsiniz Bay Stark. Her toplantıya en az bir saat geciktiğinizi duymuştum."

Gülümsedi. "Doğrudur. Ben beklemem. Bekletirim."

Çantayı masaya koyup içinden gerekli kağıtları çıkardım. "Tabularınızı benimle yıkarsınız o zaman. Çünkü şansa bakın ki bugün beni beklediniz."

Kağıtları önüne koydum. "İmzalamadan önce sormak isterim. Emin misiniz? Benden hisse almamaya?"

"Eminim. Hisseye ihtiyacım yok." diyip uzattığım kalemi alarak isminin yazılı olduğu her yere özel imzasını attı ve kağıtları bana uzattı. Elinden kağıtları alıp avukata verdim. "Ne yapacağınızı biliyorsunuz. Çıkabilirsiniz."

Avukat başını sallayıp evraklarla beraber odadan çıkarken arkasından baktım. "Eh... İşimiz bittiğine göre." Ayaklandım. "Bana müsaade." Çantamı alıp tam odadan çıkacakken kolumun tutulmasıyla arkamı döndüm.

"Evet Bay Stark?"

"Gelin lütfen."

Kaşlarımı çatıp kolumdan tutarak beni çekiştirmesine izin verdim. "Acaba ne yapıyorsunuz Bay Stark?"

Bir şey demeyip beni en uçtaki koltuğa oturttu. Sırıtıp gözlerime baktı ve yavaşça kucağıma oturdu. "Sevgilim..."

Gülümsedim. "Tony şirketteyiz."

Yaklaşıp boynumu öptü. "Bu bize engel mi?"

Tek kaşımı kaldırdım. "Değil mi?"

Sırıttı. "Değil." Kucağımda biraz ileri gelip erkekliğime oturdu ve hareket etmeye başladı. İyice kurularak bazen ileri geri yapıyordu bazense kendini bastırıp daireler çiziyordu.

Ben ne mi yapıyordum?

Alt dudağımı ısırıp etkilenmiş bir şekilde sadece onu izliyordum.

Elini omzumda gezdirip sessiz bir şekilde konuştu. "Dün gece çok etkilendim. Baya büyüksün."

Güldüm. "Yüce Stark'ı memnun edebildiysem ne mutlu bana."

Parmağını boynuma sürttü. "Ettin..." Gülümsedi ve gözlerime baktı. "Ama sıra bende."

Kaşlarımı kaldırdım. "Derken?"

"Ah Steviee... Sen büyüksün. Ama ben senden daha büyüğüm."

Gözlerimi devirdim. "Bunda da mı ego?"

Muzipçe sırıttı. "Belki... Ama doğru olan bu."

"Demek öyle..." Güldüm. "Bunu zaten bilmeyen yok sevgilim. İhtişamlılığın herkesin dilinde."

"Ah yoksa kıskanıyor musunuz Bay Rogers?"

Omuz silktim. "Belki." Gözlerine bakıp gülümsedim. Yanağını öptüm. "Bir anda böyle olmamız... Garip."

Kaşlarını çattı. "Nesi garip?"

Dudağımı büzdüm. "Bilmem. Yani... Birbirimizi sevdiğimiz pek söylenemezdi."

One Shots/stonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin