İçinizi ısıtacak bir bölümle geldiiimmm <3
"Babaaa"
Ben ne günah işledim de bu acıyı reva gördün bana olmayan Tanrı'cığım? Hiç mi acımadın bana yaaaa?
"Efendim bebeğim."
"Baba, sarışın babam ne zaman gelecek?"
"Morgan az öncede dedim ya canım. Bugün gelmeyecek. Görevi var."
Tişörtümü çekiştirince ona döndüm.
"Morgan neden anlamıyorsun hayatım? Gelmeyecek işte."
Gözlerini doldurunca derin bir nefes çektim içime. Gerçekten, yeter ama yaaa. Eğilip onun hızasına gelip konuşmaya başladım.
"Morgan. Nereden çıktı bu sorgu işi? Hadi ama bebeğim. Babanın işleri var. Biraz televizyona bakmaya ne dersin?"
"Hayır. Televizyon izlemek istemiyorum. Benimle ilgilen baba. Yoksa... Yoksa sen beni sevmiyor musun baba?"
Kaşlarımı çattım. Nasıl yani?
"O da nereden çıktı Morgan?"
"Sevmiyorsun işte. Sevsen benimle ilgilenirsin. Sarışın babamı istiyorum ben. O benimle hep ilgileniyor. Onu senden daha çok seviyorum. Hatta bir tek onu seviyorum."
"Morgan..."
"Benimle hiç ilgilenmiyormusun. Oysa sarışın babam burada olsaydı benimle ilgilenirdi. Keşke o görevde sen olsaydın."
"Morgan..."
"Varsa yoksa hep işin. Sürekli işinle ilgileniyorsun. Söylesene? İşini benden daha mı çok seviyorsun?"
"Mor..."
Kalbime giren sancıyla aniden nefesim kesildi. Elim kalbime gitti. Nefesim daralıyordu. Hayır, hayır. Şimdi olmaz. Olamaz. Çok acıyor... Tanrım, kalbim çok acıyor. Nefes alamıyorum. Nefes... Nefes alamıyorum. Canım yanıyor. Sanki nefes alırsam kalbime bıçak saplanıyormuş gibi hissediyorum. Canım çok yanıyor.
"Baba..."
Morgan'ın korkmuş sesini duyunca ona döndüm. Ağzımı araladım ama konuşamadım. Birkaç kere daha deneyip en sonunda konuşabildim.
"Bir şey yok Morgan. Hadi sen odana çık. Birazdan geleceğim tamam mı?"
Olumsuz anlamda başını salladı.
"Hayır, sana bir şey oldu. Baba gitmek istemiyorum. Yanında olmak istiyorum."
"Korkulacak bir durum yok. Bir şeyim yok, ben iyiyim Morgan. Hadi babacığım. Üzme beni. Odana git."
"Tamam... Ama sende gel baba. Birlikte çıkalım odama."
"Sen önden git. Geleceğim birazdan. Hadi..."
Morgan yavaş yavaş gözden kaybolunca dizlerimin üzerine düştüm. Olmayan Tanrım! Ne oluyordu böyle?
"Jarvis?.."
"Varsayıyorum ki Efendim panik atak geçiriyorsunuz."
"Ne?"
"Derin derin nefes almaya çalışın Efendim. Düzeldiğinizde size daha detaylı anlatacağım."
Nefes alamıyordum. Kalbime bıçak saplanıyormuş gibi hissediyordum. Kaburgalarım sıkışıp göğsümü patlatacakmış gibi... Ne halt oluyordu burada?
Steve'i gözlerimin önüne getirmeye çalıştım. Morgan'la birlikte sarılıyorlar. Morgan mutlu. Steve mutlu. İkiside gülüyor. Ben mutluyum. Morgan beni sevdiğini söylüyor. Morgan beni seviyor.
