Bölüm 23

618 75 122
                                    


Bugün uzun bir zaman sonra ilk defa mutlu uyandım. Güneş ışığının yüzüme doğru doğmasına bile şikayet etmedim, aksine daha çok gülümsedim. Vücudum ilk defa erkenden kendisi uyanmak istedi, annemin beni uyandırmak adına evde dolanarak söylenmelerine maruz kalmadan ben kendim kalktım.

Yoongi'den gelen günaydın mesajı ve yemeğini yediğine dair kanıt niteliğinde çekilmiş boş tabak fotoğrafıyla daha çok gülümsedim. Bir mesajı bile yetiyordu yüzümde silinemez bir gülücük oluşturmaya, Park Jimin yalnızca söz konusu Min Yoongi olunca minik gözleri kaybolana kadar gülümseyebiliyordu. Üzerimi giyinirken ağzımda dolanan enerjik bir melodi, yan odada uyuyan kardeşimi öpme ihtiyacı, bunların hepsi günümün pozitifliğinden kaynaklıydı.

Son zamanlarda anlaşılıyordum, ailem beni anlamaya başlamıştı, bunun mutluluğu da sarmışı dört bir yanımı. Bilmiyorum, beni biraz olsun anlayabilmeleri için günden güne eriyip gitmemi mi beklemeleri gerekiyordu ya da aradan çok uzun bir zaman dilimi mi geçmesi gerekiyordu, bunu bilemiyorum? Ama artık anlaşılmaya başlamıştım, Yoongi'nin durumunu biliyorlardı neden sınavı bırakıp gittiğimi, uykularımın neden benden kaçıp gittiğini artık her şeyi biliyorlardı bunda Jungkook'un da büyük bir payı vardı, bazı zamanlarda sessizliğe gömülüp açıklama dahi yapmak istemediğim anlarda Jungkook bana ses oluyordu.

Minicik bir anlayış yeterliydi günümün hatta hayatımın güzelleşmesi için, ben de bu anlayışı gördüğüm anda daha çok tutunma kararı almıştım enkazlarla dolu hayatıma. Ağzımda gevelemeyi bırakmadığım enerjik melodim ve benim bile kontrol edemediğim hızlı adımlarımla inmiştim alt kata. Tüm meraklı gözler bana dönüp endişeyle bakarken ben sadece gülümsüyordum. Garip geliyordu, günlerdir yemeden içmeden kesilmiş, her gece Yoongi için göz yaşı döken bu çocuğun bugün bu kadar mutlu olması elbette çok garip geliyordu.

Bugün her şey güzel olacak çünkü ben öyle istiyorum, uzun zaman sonra ilk defa hayatımda güzel bir gün istiyorum çok mu?

"Hyung, kahvaltı yapmayacak mısın?"

Jungkook'un arkamdan bağırmasıyla tekrardan bizimkilere doğru dönüp, en azından çıktığıma dair haber verme kararı almıştım.

Kahvaltı sofrası çoktan kurulmuştu, annem bir şeyler yemem adına gözümün içine bakarken ben içimdeki enerjinin beni terk etmesinden korktuğum için oyalanmadan okulun spor salonuna gitmek istiyordum.

"Bugün maç var, biraz erken gidersem en azından son bir kez antreman yapma şansımız olur."

"Oğlum en azından küçük bir şeyler atıştır, sonra şekerin falan düşer bak."

Annemin bana endişeli bakışları, beni biraz olsun umursamaya başlaması içimde bazı duyguları uyandırıp, boğazımın düğümlenmesine sebep olsa da derin bir nefes alıp beni sarmalayan garip hissi geri göndermeye çalışmıştım, bugün olmazdı güzel uyanmıştım işte bugün ağlayamazdım.

"Teşekkür ederim ama gerçekten zamanım yok anne."

Tam mutfaktan çıkıp gidecekken elime tutuşturulan sandviçle olduğum yerde kalmıştım.

"Olsun, yolda yersin. Maçında başarılar oğlum."

Yanağıma kondurulan hızlı bir öpücük ve anında tezgaha geri dönüp bakışlarını benden kaçıran annem beni çok hazırlıksız yakalamıştı, yıllardır beklediğin bir şeyin bir anda seni bulması insanı afallatıyordu. Ne düşüneceğini bilemiyordun, nasıl karşılık vereceğini, o hissin nasıl olduğunu unuttuğun için tüm vücudun yeni tattığı duygularla şaşkına dönüyordu. Benim için de öyle olmuştu.

Küçüklüğümden bu yana aile sevgisinden yoksun kalmış ruhum ve bedenim ne yapacağını şaşırmıştı. Bir şey yapmamıştım ben de, ne bir teşekkür ederim çıkabilmişti ağzımdan ne de o öpücüğe karşılık verebilmiştim, tek yaptığım sırt çantamı hızla sırtlanıp sanki nefessiz kalmış gibi kendimi o evden çıkarmak olmuştu. Ancak sokağa çıkabildiğimde nefes alabilmiştim sanki.

Perfect Man || YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin