👑
3 yıl sonra...
Elime aldığım havluyla terimi silip havluyu bir kenara fırlartım ve spor salonundan çıkıp soyunma odadına girdim.
Kıyafetlerimi giyindikten sonra dışarı çıktım. Çalışan arabamı önüme çektiğinde başını aşağıya eğdi.
Gülümseyerek arabama bindim ve çalıştırdım. Üç yıl geçmiçti aradan.
Üç yıl olmuştu dünyadaki adımın daha da sabitlenmesi
Dayım karısına ve çocuğuna kavuştuktan sonra az çok bir yıl benle kalmış sonra amerikaya taşınmışlardı.
Dayım artık huzur istediğini belirtip ortalıklardan çekilmişti.
Sonralar yanlızlık çok az zor olsada çabuk toparlamıştım ve şuan dünyanın en tehlikeli beş insandan biriydim.
Ha gececiler mi. Onlar lakaplarını aldıktan sonra kendi işlerini kurdular.
Ama tabiki de ayrılmadık. Hala bir aradaydık sadece her kes büyümüştü kendi çapında.
Hani o sahibi bulunması en zor lakaplar vardı ya. İşte onlarlın sahibi olmuşkardı gececiler.
Biri hariç. Siyah. Nedense bu lakabın sahibini çok merak ediyordum.
Belki de bir türlü kimliğini öğrenemediğim için merak ediyordum.
Düşüncelerimi bırakıp arabayı evimin önünde durdurdum ve eve doğru ilerlemeye başladım.
Tüm korumalar başlarını aşağıya eğip selam verdiklerinde onları başımla onaylayıp eve girdim.
Odama çıkıp kendimi direk banyoya atmıştım. Ilık suyun vücuduma temas etmesiyle aklımdaki planlar düşünceler vs hepsi boşalmış ve rahatlamama izin vermişlerdi.
Sudan çıktığım an aklıma üç aylık kurgumun kurbanı gelmişti aklıma.
Artık tek görevle yetinmiyor iki hatta üç kişiyi bir anda idare ediyordum.
Saate baktığımda saat on bir civarlarındaydı. Odama geçip kıyafet dolabımın önünde durdum.
Kısa bir süre baktıktan sonra binlerce kıyafet arasından kısa dar ve dekolteli siyah elbisemi üzerime geçirip siyah topuklu ayakkabımı da giyindim.
Saçımı su dalgası yapıp hafif makyaj yaptıktan sonra silahımı da üzerime takktım.
Hazır olduğumda odamdan çıkıp bahçeye doğru ilerlemeye başladım.
Bahçeye çıktığımda telefonumun çalmasıyla beraber tüm korumalar hazır bir hal aldılar.
Yani en ufak bir harakette bile tetikte olmalıydık.
Arabama binerken bir yandan da telefonumu açıp kulağıma koydum
Sera:esram nerdesin aşkım
Ben:bara geçiyorum bebeğim neden
Sera:a ben de senin barındaydım da seni arıyordu gözüm
Ben:en fazla beş dakikaya ordayım
Sera:beş dakikaya?
Ben:beni az çok tanıman gerekirdi aşk olsun
Sera:esraaa sen esrarsın çözülemezsin
Ah doğruu. Gülerek telefonu kapattıp ve gaza biraz yüklendim.
Beş dakika dolmadan barımım önünde durdum. Arabadan indiğimde yüzümr bir koku çarptı.
Hayır bu bam başka kokuydu. Çok farklıydı. Bir dakika kalbim neden bu kadar hızlı çarpıyor.
Ne oluyor lan
Etrafa bakındığımda gecenin siyahına karışmış birini farkettim
Arkası dönüktü. Ama o her filim ve kitaplarda falan olduğu gibi olmadı ve yüzünü bana döndü
Gözlerimiz kesiştiğinde kalp atışlarım ritim bozukluluğunu bıraktı
Çünkü kalbim atmayı bıraktı. Uzun uzun gözlerime baktı.
Peki neden gözlerimi alamıyorum ondan. Kömür karası gözleri geceyle birleşmişti.
Baştan aşağıya siyahiydi bu adam. Kendime gelmemi onun gözlerini çekmesiyle gerçekleştire bilmiştim.
Karanlıkta kaybolduğunda kaşlarımı çattım. Ne oldu az önce.
Derin nefes alıp öksürdüm. Kendimi toparlayıp bara girdim.
Yüzüme vuran klasik bar kokusuyla gülümsedim. Ahh huzur.
İnsanların arasından geçip bar bara yaklaştım. Çocuk beni görür görmez başını aşağıya eğip her zamanki içkimden bardağa doldurup önüme bıraktı.
İçkimden bir kaç yudum aldıktan sonra etrafa göz gezdirdiğimde yine onla göz göze geldik.
Kimdi bu adam ya. Ne hakla benim kalp atışlarımın ritimleriyle oynaya bilirdi.
Elim silahıma giderken ona tarah adım atıyordum ki biri kolumdan tuttup.
İttirerek bana dokunana baktığımda serayı gördüm.
Tekrar o tarafa baktığımda onu göremedim. Dişlerimi sıkarak seraya baktım.
Ha sera. Şirketteki sekreterim hem de arkadaşımdı.
Arkadaş derken. Hiç kimseye güvenmeyin bu hayatta.
Eee ne de olsa gülün bile gölgesi siyahtır. Neler döndüğünü anlayamazsınız.
Ama tabiki de yanlız kalmicaz değil mi. Tabiki de çevremiz olacak.
Sera:ne oldu
Ben:hiç ya birine benzettim
Sera beni başıyla onayladıktan sonra dans etmeye başladı.
Ben de içkimi kafama dikip bir bardak daha aldım.
Onu da kafaya diktikten sonra ben de eğlenmeye başladım.
Ayda bir yapardım böyle aslında. Ama bu aralar yoğun olduğum için ikinci ay olmuştu başımı işlerden kaldıramadığım.
Pistin ortasında kendimi eğlencenin kollarına bırakmıştım.
Saat üç dört civarlarıydı ve bar tıklım tıklımdı. Henüz yorulmamıştım ama burda daha fazla durursam kendimi içkiye verecektim.
Fazla da kaçırınca kendimi kaybetmekten çekiniyordum.
Serayla yollarımızı ayırdıktan sonra bardan çıkıp arabama bindim.
Radyodan bir şarkı açıp yoluma devam ettim. Uzun geçen yolculuk sonrası eve varmıştım.
Arabayı rastgele bırakıp arabadan indim ve eve girdim.
Topuklu ayakkabılarımı çıkartıp kenara fırlattıktan sonra odama çıktım.
Üzerimi hızlıca değiştirip kendimi yatağa attım. Çok uykum var diye düşünüyordum ki aklıma o geldi.
Kimdi o siyahlı adam. Neden bana öyle bakmıştı. Peki ben neden bunu bu kadar büyütmüştüm.
Gözlerimi kapattığımda o gözler gelmişti gözlerimin önüne.
Öksürüp derin nefes alma taktiklerini denedikten sonra biraz da güzel kafamla rahatlayıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Yüzümde dolaşan parmaklardan huylanmaya başladığımda gözlerimi aralamıştım.
İlk başta bulanık gören gözlerim bir kaç kere kıpraştırdıktan sonra kendime geldim.
Yatağımda oturanın ilk önce gözleriyle karşılaşmıştım.
Hayel mi diye düşündükten sonra bir anda burnumdan öpmesiyle çığlık attım.
👑
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESRA'R
Dla nastolatkówYanlış yapanların cezasını veren mafya kadın. Yanlış yoldan sapmayan mafya adam. Gerisini siz düşünün.