Yaralı Anka Kuşu

9. Bölüm

Merhaba Yaralı Anka Kuşlarım. Yepyeni bir bölümle karşınızdayım. Bu bölüm Eniştemizin ağzından olacaktır.
Medya: Bölüm şarkısı

Yiğit Milan'dan

Derin kimsenin odaya lahmacun soktuğunu anlamadığını sanıyordu ama yanılıyor. Eee ben de Derin'e bir baskın düzenliyim dimi hazır etrafta kimse yokken. Kapıyı çalmadan hızla odaya girdim. Tam tahmin ettiğim gibi lahmacun yiyordu. Kaşlarımı çatarak

- Sen gizlice odaya lahmacun mu soktun?

Tabiki hemen zeytinyağ gibi üste çıkmaya çalıştı ama ben izin verir miyim, tabiki hayır

- Aaaa sen niye kapıyı çalmadan odaya giriyorsun?!!
- Zeytinyağ gibi üste çıkmaya çalışma yakalandım seni bir kere
- Off ne yapıyım hastane yemeği sevmiyorum. Zaten senin yüzünden burdayım
- Benim yüzümden değil Yaralı olduğun için burdasın
- Off kimseye söyleme bari
- Bir şart ile söylemem
- Fırsatçı öküz
- Söyleyeyim mi şartımı?
- Söyle ne istiyorsun?
- Bende lahmacun yiyeceğim
- Sana lahmacunlarımı vereceğimi düşünmüyorsun umarım
- Tam da öyle düşünüyorum
- Vermem
- O zaman ben de söylerim
- Pislik tamam gel de ye
- Madem bu kadar ısrar ediyorsun yiyeyim bari

Bana ters ters baktı. Sessiz bir kahkaha patlattım. Ha evet Yiğit Milan ailesi ve yakın arkadaşlarından başka birinin yanında güldü. Bu kız bana bir şeyler yapıyor. Hep ona yakın olmak istiyorum zaten şuan maksat lahmacun yemek değil onun yanında kalabilmek. Gittim ve yanına oturdum. Aramızda en fazla iki karış var. Sessiz bir şekilde lahmacunlarımızı yerken bir yandanda onun kokusunu içime çekiyordum. Dünyanın en güzel çiçeği gibi kokuyor. Lahmacunlarımız bitti. Dudağının kenarında bir kıyma parçası kalmış. Onu almak için biraz daha yaklaştım. O donmuştu. Belki de farklı bir şey yapacağımı sanmıştı. Benimde aklıma o varda yapamam işte o ayrı mesele. Dudağının kenarında kalan kıymayı aldım sonra da

- Eee şey dudağının kenarında kıyma kalmışta
- Eee öyle mi eee yani tamam teşekkür ederim

O da benden etkilenmişti bu bariz bir şekilde belli. Çünkü kekeliyor ve yanakları kıpkırmızı olmuştu.

- Eee ben elimi yıkamaya lavaboya gidiyim

Diyip dışarı çıktı. Derin bir iç çekip buraları topladım. Biraz sonra Derin geldi ve

- Sen daha gitmedin mi?
- Herkesi evine gönderdim bu gece ben kalacağım
- Gerek yok
- Sana fikrini soran olmadı
- San da kal diyen olmadı
- Bu konu tartışmaya kapalı

Bana göz devirdi.

- Bana bir daha göz devirme
- Devirirsem ne olur?

" O güzel dudaklarını nefessiz kalana kadar öperim" dedim lakin içimden kızın benden kaçmasını istemem.

- Onu da o zaman görürsün şimdi yat uyu
- SANANE  ister uyurum, ister uyumam
- Uyu dedim
- Uyumayacağım
- Uyuyacaksın
- Uyumayac-

Sözünü tamamlayamadan onu kucağıma alıp yatağa yatırdım. Burunlarımız birbirine değerken ona

- Bir daha benimle asla inatlaşma şimdi yat ve uyu inatçı keçi

Deyip koltuğa geri oturdum.

- Sensin inatçı keçi

Başımı yukarı kaldırıp

- Ya ALLAH'IM sen bana sabır ver
- Gıcık

Daha fazla dayanamayıp

- Bana bak kadın o güzel ağzını bir daha açma yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.

Gözlerini kocaman açıp birkaç saniye öyle baktıktan sonra arkasını dönüp yattı ama uyumadı sadece numara yapıyordu ama onu düzensiz nefes alışverişi ele verdi. O uyuyana kadar şirketin meillerime bakım. O uyuduktan sonra gidip üstünü örttüm. Yanına eğilip biraz saçını okşamaya başladım. Bir 5 dakika sonra ne yaptığımın farkına vardım ve gidip koltuğa yattım. Derin'i izleyerek uykuya daldım.

Evet benim Yaralı Anka Kuşlarım. Bir bölümün daha sonuna geldik. Bol bol yorum yapıp, oy verin lütfen. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın benim Yaralı Anka Kuşlarım 🌼🌼