21. Bölüm

5.9K 275 38
                                    

Hayırlı Kandiller kuşlarım. Benim size birşey sormam lazım ama bölüm sonunda ve Wattpad'le alakalı değil.  Neyse hadi bölüme geçelim. Söz verdiğim gibi bölümün birazıü Yiğit 'in ağızdan olacak.

Yiğit 'ten

  Güne kuş sesleri ile uyandık. Derin göğsümde yatıyordu biraz durup onu izledim. Çok güzeldi. Hayatta başıma gelebilecek en güzel şeylerden biri olabilir. Onun yanında kendimi mutlu hissediyorum. Yani tabii başka  zamanlarda  mutlu olduğum anlar var ama Derin'in yanında bir başka. O anki hissettiklerimi ki anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor. Güçlü duruşu, kendini ezdirmeyişi... O ipeksi saçlarını okşamak için elimi kaldırdım lakin saçlarına dokunur dokunmaz uyandı. Başta nerede olduğunu çözmek istiyor gibi etrafa baktı. Sonra bana mutlu bir tebessüm bahşetti. İşte o an yaşadığımı hissettim. Olanlardan sonra yeniden hayata dönmüş gibi.

Derin'den

- Yiğit

- Güzelimmm

- Günaydın Yakışıklımmm.

- Ooo Derin Hanım neler duyuyoruz sizden böyle.

- Ne var söyleyemez miyim?

- Yok yavrum. Sen hep söyleyebilirsin.

- Tabi ki.

- Off merak etmişlerdir şimdi.

- Evet yaa. Dur ben bi arayım.

- Tamam.

Yiğit telefonunu çıkardı. Sonra gördüğü şeyden şok olmuşcasına ekrana bakıyordu.

- Ne oldu?

Bir şey demeyip telefonu bana çevirdi. Gördüğüm şeyle s*ktir çektim. 127 arama 354 mesaj...
Hemen kendi telefonumu aldım. Aynı durum bende de vardı. Timdekiler bile aramıştı. İkimizde hemen geri dönüş yaptık. Baya uzun bir süre telefon görüşmeleri yaptık. Cidden çok merak etmişlerdi. Hıı benim acil karargaha geçmem gerek. Nasıl unuturum yaa. Aniden ayağa kalktım. Bu ani kalkışımla Yiğit'in bakışları bana döndü.

- Benim iznim bitmişti. Benim karargaha gitmem lazım.

- Tamam sakin ol.

- Tamam hadi görüşürüz.

- Tamam dikkatli git. Allah 'a emanet ol.

- Sen de.

Kısa bir öpücüğün ardından arabaya bindim. 15 dakika sonra karargaha vardım. Nöbetçi askere kimliğimi gösterdim. Baya şaşırmıştı. Neden yani neden hiç anlamıyorum ki. Kadın asker olamaz mı¿ Şoktan çıktıktan sonra hemen tekmil verdi. Kapıyı açtı. Arabamı parkedip yeni odama gittim. Hızlı bir şekilde üniformamı giydim. Özlemiştim laannn. Neyse yüzüme sert ifademi yerleştirip odadan çıktım. Albayın odasının önüne gelince kapıyı tık tıkladım, gel komutu gelince içeri girdim.  İçerde iki kişi daha vardı.

" DERİN BAŞAR/ MARDİN/ EMRET KONUTANIM"

- Rahat asker. Gel otur şöyle tanışalım bi.

Yok yaa, koskoca yüzbaşı olmuşuz daha yer miyiz bu numaraları.

- Sağolun komutanım.

Albay güldü ve

- Aferin.

Dedi.

- Ben Albay Rasim Milan.

Neee. Milan mı? Baya şaşırdım kaldım yani.

- Bugün ki içtima senden olsun Yüzbaşı.

- Emredersiniz Komutanım.

Koltukta oturan adam

- Nasıl yani Albayım bu kadın mı yaptıracak içtimayı?

Albay kaşlarını çatarak

- Hayırdır Yüzbaşı bir sorun mu?

- Yani yapabileceğine emin miyiz?

Laaannn ilk günden sinirim bozuldu. Ula Albay odada olmayacaktı ben demez miydim " Kapıyı ittir, hafiften s*ktir" diye.  Ama bunun daha kibari olarak

- Beğenmiyorsan katılma asla gocunmam hatta memnun olurum.

Tam ağzını açmıştı ki dışarıdan gelen silah sesleri duyuldu..

Evet bir bölümün daha sonuna geldik kuşlarım. Bölüm biraz kısa ama bu kadar yazabiliyorum. Hem oruç, hem 32 derece güneşli hava yani kısacası yazarımız ölüyorrr.  Neyse bol bol yorum yapıp, oy verin lütfen. Sizi seviyorum. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın Yaralı Anka Kuşlarım 🌼🌼

Yaralı Anka Kuşu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin