"Selam millet."
Arkadaş grubunun hepsi okulun bahçesinde oturmuş sohbet ediyorlardı, tabii olaya Yeosang'ın sevgilisi Hana dahil olana kadar.
"Selam Hana."
Yeosang sevgilisine sarılıp dudağına küçük bir öpücük kondurdu, "seni çok özledim Yeo."
Hana da kollarını Yeosang'a sarıp kafasını boynuna yerleştirdi. Seonghwa bu görüntüye daha fazla katlanamayacağını biliyordu. O yüzden yavaş adımlarla ayaklandı.
"Hyung, nereye?"
Mingi'nin sorduğu soruyla Seonghwa gülerek ona döndü, "buranın havası iyice bozdu, ben içeri geçeceğim."
"Dur ne, Seonghwa. Benimle bir sorunun mu var?"
Hana tek kaşını kaldırarak sordu. Seonghwa derince bir nefes çekip sevgilisine sarılan kıza döndü.
"İlk olarak ben senden büyüğüm, bana ismimle hitap edemezsin. İkinci olarak evet, seninle çok büyük bir sorunum var. Sürekli yanımıza gelip durmandan, sürekli Yeosang'ı rahatsız etmenden bıktım. Artık rahat mı bıraksan bizi? Yeosang sen kız arkadaşlarınla takılırken yanına geliyor mu? Hayır gelmiyor. O zaman sen de sürekli bizim yanımıza gelip duramazsın. Ayrıca Yeosang'a karşı olan tavrın çok yapmacık geliyor, birazcık daha onu seviyormuş gibi görünebilirsin."
Seonghwa'nın sıraladığı cümlelerden sonra Hana'nın ağzı açık kalmıştı. Yeosang ne kadar büyüğünün haklı olduğunu bilse de sevgilisi bu kadar laf yemişken yanında durmalıydı.
"Hyung, laflarına dikkat et lütfen. Her ne olursa olsun o benim sevgilim. Saygı duymak zorundasın."
"Ben sana ne zaman saygı duyarım biliyor musun Yeosang?"
Yeosang bilmediğini belli edercesine kafasını salladı, Seonghwa birkaç adım ötesinde olan çocuğa yaklaştı. Aralarındaki mesafeyi iyice kapattıktan sonra parmağıyla yanındaki sevgilisini gösterdi.
"Bu kızdan ayrıldıktan sonra."
Ve yanlarından çekip gitti.
𖤐 ♡ 𖤐
Seonghwa kendini erkekler tuvaletindeki kabine kapatmıştı. Kimsenin onun ağladığını görmesini istemiyordu.
"Hey Seonghwa?"
"Hongjoong yalnız kalmak istiyorum."
"Hwa, anlıyorum zor ama anlaştık biz seninle. Bitireceğiz her şeyi. Senin dik durman lazım, manipüle ederek kazanacaksın. Böyle yaparak bir yere varamazsın. Yeosang sen gittikten sonra çok üzüldü, biliyorsun seni ne kadar sevdiğini."
Seonghwa son gözyaşını da akıtıp kabin kapısını açtı. Hongjoong ona sarılırken gülümsedi. Hızlıca elini yüzünü yıkayıp tuvaletten çıktılar. Ders başlayalı 6 dakika olmuştu. Aceleyle sınıflarına girdiler. Hoca dersi anlatmaya başlarken Seonghwa'nın kafası oldukça doluydu.
𖤐 ♡ 𖤐
"Siz gezin, ben gelmeyeceğim."
Seonghwa çocuklara el sallayarak yanlarından uzaklaşmaya başladı. Yeosang'ın yüzü hemen düşerken Hongjoong Seonghwa'nın peşinden koştu. Önünü keserek konuşmaya başladı.
"Ne konuştuk biz seninle? Böyle yaparak tamamen kendinden uzaklaştıracaksın. Ne kadar üzülüyor farkında değil misin?"
Seonghwa omuz silkti, "ben ne kadar üzülüyorum farkında değil misin?"
"Hwa hadi ama, Yeosang seninle birlikte olmak istiyor. O benim kaderim demedin mi sen? Neden onu o kızla yalnız bırakıyorsun öyleyse?"
Hongjoong'un söyledikleri gitgide mantıklı gelmeye başlamıştı Hwa'ya. Hwa kafasını eğerken karşısındaki küçük beden gülerek koluna girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ikinci bir şans | seongsang
Hayran KurguSeonghwa'nın hatası, aralarındaki bağı güçlendirdi. ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ #1 seongsang #1 ateez #1 atiny