Oy sınırını geçmemiş ama olsun, kıyamadım.
Hastane koridoru ilk defa hepsine acı veriyordu. Belki de acı veren koridor değildi. San'a acil müdahale yapılırken Wooyoung ağlamakla meşguldü. Seonghwa gördüğü rüyadan sonra kendini bir katil olarak görüyordu, gözleri Yeosang'ı bulurken iç geçirdi tüm bu olayların sebebi olan çocuk. Ne yapacağını bilemezken, sadece titreyen vücudunu sakinleştirmeye çalışıyordu. Seonghwa'nın telefonu titrerken baygın bakışlarla telefonu eline almıştı. Bir numarası bile olmayan birinden gelmişti. Mesajı okurken kaşlarını çattı.
''Belki de bir kum saatidir 8 ruhu ayakta tutan, belki de aşk. Saatin içindeki kumlar azaldıkça boş kalan yerine hapsolur ruh. Ruhu serbest bırakmak için gereken şey kandır, sıcak bir kan.''
Seonghwa Wooyoung'a döndü, ''Wooyoung, oraya gittiğinde garip bir şey var mıydı?'' Wooyoung dolu gözlerini karşısındaki bedene dikti, tüm hepsi ikiliyi dinlerken boğuk sesiyle konuştu Wooyoung. ''Yoktu sanırım, sadece masada boş hap kutusu vardı.''
Seonghwa istediği cevabı alamayınca tekrar oturduğu yere ulaşmak için arkasını döndü, o sırada Wooyoung'un sesi ile adımlarını durdurdu. ''Ha bir de, bir kum saati vardı.''
Seonghwa duyduğu şey ile sertçe yutkundu, oturduğu yerden ceketini aldı hızla. ''Hemen döneceğim, Wooyoung San'ın evinin yedek anahtarı nerede?'' Wooyoung cebinden çıkardığı anahtarı acelesi olan çocuğun ellerine tutuştururken Yeosang önünü kesti, ''Ben de geleyim seninle hyung, lütfen.'' Seonghwa acelesi olduğunu için hayır diyememişti. Yeosang Hwa'nın adımlarına yetişmek için koşmaya başlamıştı. Hızlıca hastaneden çıkıp bir taksi çevirdiler. San'ın adresini verirken gergince yumruklarını sıktı Seonghwa.
Evin önüne varmaları ile parayı ödeyip koşar adımlarla indiler. Anahtarla kapıyı açıp içeri adımladı Seonghwa. Beyaz sehpanın üzerinde duran kum saatini aldı. İncelemeye başlarken altında yazan yazı ile duraksadı. Park Seonghwa, 2022. Yeosang'ın görmemesi için hızlıca kum saatini doğrulttu Seonghwa.
''Ne oluyor hyung?''
Seonghwa'nın telefonuna bildirim gelmesi ile Yeosang'ın sorusu havada kalmıştı. Tekrar aynı kişiden mesaj gelirken sertçe yutkundu. ''Kumlara değen kan özgür bırakır ruhu. Kanı taşıyan bedenin dünyaya ikinci kez gelmiş olması gerekir, ikinci bir şans verilen bir ruh.''
Okuduğu mesajdan sonra kum saatini sertçe yere atmıştı. Yeosang'ın bileğinden tutup kırılan kum saatine sürükledi. İkisinin de yere oturmasını sağlarken derince bir nefes aldı Seonghwa, ardından yerden aldığı kum saati kırığıyla Yeosang'a baktı. ''Özür dilerim, söz veriyorum her şeyi açıklayacağım.'' Ardından işaret parmağına bir çizik attı. Parmağını beyaz kumların üzerine getirdi. Kesik parmağı sıkarken kan çoktan kumların üzerine damlamıştı. Tüm kumlar kırmızı rengine bürünürken Yeosang şaşkınlıktan titrediğini hissetti. Bir süre daha bekledikten sonra Yeosang'ın telefonu çalmıştı. Diğer eliyle telefonunu cebinden çıkarıp çağrıyı yanıtladı. Seonghwa konuşmasını bitirmesini beklerken karşısındaki bedenin gözleri parlamıştı. Telefonu kapatınca hızla Seonghwa'ya döndü.
''San, yaşıyormuş. Kurtarmışlar.''
Güzel haberi paylaşır paylaşmaz ikili sarılmıştı. O sırada ise kırık kum saatinin parçaları yok oluyordu, ruh özgür kalıyordu ve tekrar bedene giriyordu.
𖤐 ♡ 𖤐
"Wooyoung, San'ın ailesi geldi zaten. Daha fazla okulunu asmana izin veremem."
Amerika'dan dönmüş olan Hongjoong, sabah okula gitmeden Wooyoung'u almak için hastaneye uğramıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ikinci bir şans | seongsang
Hayran KurguSeonghwa'nın hatası, aralarındaki bağı güçlendirdi. ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ #1 seongsang #1 ateez #1 atiny