3.Bölüm

926 57 5
                                    

Selam!

Öncelikle kitabımı okuyup destek olan herkese çok teşekkür ederim. Uzun zamandır bu kitap üzerinde çalışıyorum ve sonunda yayımladım. Daha fazla uzatmayayım.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar.

*  *  *
Hayat her zaman hazırlıksız olduğun anda vurur darbeyi.
                          ○  ○  ○
Sıkıntıyla nefes alıp yüz ifademi değiştirmeden yanlarına yöneldim.

"Hoş geldiniz. Ziyaretinizi neye borçluyuz?"

Babamın oturduğu tekli koltuğun yanındaki pufa oturup dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına doladım. Abim de Alaz abimin yanına çift kişilik koltuğa oturdu.

"Hoş bulduk kızım. Biz vakit geçirip seni tanımak istiyoruz."

"Peki bundan şeyin haberi var mı?"

"Kimin kızım?"

"Benim!" Sert sesimle afallarken derin nefes alıp gözlerimi yumdum. Bu durum fazlasıyla ağırdı. Resmen 18 yıldır ailem bildiğim kişilerin yanında kanımdan olan insanlarla vakit geçireceğim.

Gözlerimi açıp tekrardan Kürşat beye baktım.

"Bakın Kürşat bey buraya kadar gelmişsiniz. Sizi geri gönderecek değiliz. Kapımız daima açık ancak keşke gelmeden önce haber verseydiniz."

Yüz ifadesi düzelirken gülümsedi. Diğerlerine baktığımda böyle bir şey diyeceğimi beklemiyor olmalılar ki afallamışlardı.

"Kusura bakmayın kızım. O an ki heyecandan aklımıza gelmedi."

Ortama sessizlik hakim olurken bir süre kimse konuşmadı. Çoğu bakışlar benim üzerimdeydi. Bana bakan erkeklere abimler öldürücü bakışlar atarken Gülnur hanım ve Kürşat Bey özlemle bakıyordu. Bakışlarımı onlardan çekip ayağa kalktım.

"Müsadenizle." Büyükler başlarıyla onay verince bahçeden mutfağa açılan kapıdan içeriye girdim. Sultan teyze akşam yemeği için hazırlık yapıyordu. Yanına gidip kalçamı tezgaha yasladım.

"Misafirlerimiz var Sultan'ım Kurabiye, kek falan var mı? Yoksa hemen yapayım."

"Var kızım. Yanına bir tek kahve yapsan yeter. Sor bakalım nasıl içiyorlarmış."

Başımı sallayıp yanından ayrıldım. Bahçeye çıkıp yanlarına vardığımda Kürşat beyin sözünün bitmesini bekledim.

"Sende haklısın Kaan. Zarara uğramamak çok önemli. Zarara uğrarsa şirket zor toparlanır."

Sözü bitince yalandan öksürdüm. Yine bakışlar benim üzerime toplanırken gerildiğimi hissettim.

"Kahveleri nasıl içersiniz?"

Herkesin isteğini alıp tekrardan mutfağa geçtim. Dolaptan cezveyi, fincanları ve kahveyi çıkarıp malzemeleri katıp karıştırdım. Kahve kısık ateşte kaynarken tatlıları tabaklara koyup iki tepsiye de tabakları dizdim. Kalan tabakları da bir sonra ki turda gelip götürmek için kenara ayırdım. Kahveler olunca hepsini fincanlara koyup fincanların yanına da ikişer lokum koydum. Tepsiyi alıp hepsine kahvesini dağıttım. Hatta Seda sultan ikramlıkları almaya gideceği sırada zorla onu Alaz abimin kalktığı yere oturtup içeriye girdim. Alaz abimde peşimden gelip tatlı tepsisinden birini alırken kenara ayırdığım tabakları da ben alıp herkesin önüne koydum. Seda sultanın kahvesini verip kendime kattığım meyvesuyunu alıp yanıma yere koydum.

Yeni AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin