Çok gecikmeli bir bölüm oldu.
İyi okumalar.
》》》》》》》》》
Güven o kadar kuvvetli bir duyguydu ki. Hakedilmesi, geri kazanması zor bir duyguydu.Güven belki zamanla geri kazanılırdı. Peki ya hayalkırıklığı?
Hayalkırıklığına uğramış birisinin kalbini nasıl onarabilirdiniz ki? O iz kalırdı ve üzerinden çokça zaman geçse de, hata telafi edilse de o yaranın varlığı hep hatırlanırdı.
Benimkisi geçmesi zor bir hayalkırıklığıydı. Ama hatırlamak, kendime yapacağım en büyük işkenceydi.
Camın ardında kablolara bağlı bir şekilde koma da yatan babamı gördükçe yaşattığı hayalkırıklığını kendi kalbimden silip atasım geldi. Onun yokluğuyla sınanmaktansa bana yaşattığı bu duyguyu iliklerime kadar hissetmeyi istedim.
Babamın yere yığılmasının üzerinden saatler geçmiş, ambulansla babamı hastaneye getirdikleri gibi ameliyata almışlardı ve hiç abartısız 4 saat sürmüştü ameliyatı.
O süre boyunca gözümden tek bir damla yaş düşmemişti çünkü hâlâ olayın şokundaydım. Ancak şimdi gözlerime hücum eden yaşları geri yolluyor yalnız kaldığım bir ana saklıyordum.
"Vuslat'ım?"
Bana seslenen Yamaç abime dönmeden öylece odaklandığım noktaya bakarken omuzumda elini hissettim. Bu sefer ne ittim, ne de bir tepki verdim.
Hastaneye geldiğimizden beri hiçbirini yanıma yaklaştırmıyor, yaklaştıkları an çığlık atıp yaklaşmalarına engel oluyordum. Bu yaşadığım ufak çaplı kriz çok uzun sürmemiş herhangi bir ilaç enjekte edilmeden kurtulmuştum. Ama o andan sonra kimse yanıma yaklaşmaya cesaret edememişti.
"Abinin odasında biraz dinlenmek ister misin?"
İtiraz edeceğim sırada hızlıca devam etti.
"Tamam uyumak istemiyorsun. Uyuyup, uyumamak sana kalmış ama en azından uzanıp biraz dinlen. Geldiğimizden beri hiç dinlenmedin ve sabah oldu bir şeyler de yemen gerekiyor."
Biraz tereddüt duysam da başımı olumlu anlamda salladım. Babamın başında böyle bekleyerek kendimi harap etmem onu iyileştirmeyecekti.
Abim omuzumda ki elini çekip kolunu omuzuma sararak kendisine yaslanmamda yardımcı oldu. Yönümü çevirmesiyle herkes görüş açıma girerken onların da nasıl harap olduğunu gördüm. Dinç ailesinden bir kişi bile yerinden kalkmamıştı. Bu bir yanımı mutlu etse de çok önemsemedim. Sonuçta iki-üç günlük insanlardı.
Biz koridor boyu ilerlerken diğer yanımda hissettiğim bedenle oraya döndüm. Efkan abim de bizimle geliyordu ama peki ya babam? Onun yanında güvenilir birisinin durması gerekiyordu.
"Babam?"
Konuşmamla gözlerinin içi parlarken yüzünde oluşan tebessümü silmedi.
Keşke bende her şeye rağmen gülebilseydim. Bana yaşattığınız kırgınlığa bile rağmen...
"Babamın doktoru ben ve Baran abin. Şimdi onun yanında Baran abin duruyor. Bir işi yok beklesin puşt."
Baran abiyle üniversiteden arkadaşlardı ve çok güzel bir dostlukları vardı. Onları gören imrenmeden edemezdi.
Ona 'puşt' diyerek dalga geçmesi normalde komiğime giderdi ve abim de bilerek öyle demişti ki güleyim diye. Ancak içimden gülmek gelmiyor. Sanki gülmek istesem harcayacağım çaba beni yoracakmış gibi geliyordu.
Sadece onaylayan birkaç mırıltıdan öteye gitmedim. Abim odasının kilidini açıp geçmemiz için kenara çekilirken, Yamaç abim belime hafif bir baskı uygulayarak içeriye geçmemde yardımcı oldu.
Alaz abim kapıyı kapatıp kimse rahatsız etmesin diye kilitlerken bende sedyeye çıkıp oturdum. Bedenimi duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Bir an da üzerime çöken halsizlikle beraber gelen mide bulantısıyla nefesimi tuttum. Midemden yukarıya doğru çıkan sıvıyı hissettiğim an hızla gözlerimi açıp bir elimi karnıma, diğer elimi de ağzıma tutarak odanın içinde ki lavaboya koştum. Klozet kapağını açıp içimdekileri çıkarırken bir elin saçlarımı topladığını hissettim.
Midemde hiçbir şey kalmayacak raddeye geldiğimde kendimi geriye itip sırtımı soğuk duvara yasladım. Gözlerimden akan yaşlar durulurken nefeslerim hâlâ hırıltılı çıkıyordu.
Alnıma konulan soğuk elle titredim. Bedenimi yavaştan bir titreme alırken açlığıma vurdum.
"Güzelim biraz ateşin var. Elini yüzünü yıka da sana bir serum takayım."
Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. Kendimi biraz önceye göre daha bitkin hissediyordum.
Ellerimi yere yaslayıp ayağa kalkma girişimimde başarısız olunca Yamaç abim bir koluyla sırtımı diğeriyle de bacaklarımın altından destek olarak kucağına aldı. Başımı omuzuna yaslayıp gözlerimi kapattım.
Bir an da neden böyle olduğuma dair hiçbir bilgim yoktu.
Yüzümde gezinen ıslak bezle yüzümü buruşturdum. Çok soğuktu.
Yatağa konulan bedenime cenin pozisyonu aldım. İyice üzerime çöken uykuyla bilincim yavaştan kapanırken daha fazla direnmedim.
Bölüm Sonu
Yeni bölüm en yakın ne zaman gelir bilmiyorum ama erken atmaya çalışırım.
18 Eylül 2022
00:35
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Ailem
Fiksi RemajaBiraz normal, biraz da anormal aile klasiği. •Herhangi bir alıntıda hukuki işlem yapılacaktır.