Chifuyu
Babamın, rezil kararını duyurmasının üstünden bir hafta geçmişti ve içine düştüğüm vaziyete sövmemem imkânsızdı. Onu etik kuruluna şikayet ederek düğünü önümüzdeki seneye dek ertelemelerini sağlasak da hâlâ tonlarca sorun mevcuttu.
"Evlilik gecikse de artık geniş bir aileyiz," demişti babam ve sahte bir sevgiyle sıkmıştı omzumu. "Üstelik, Keisuke ile iyi anlaşmaya başladın. Bu yüzden de birlikte yaşama işini şimdiden başlatmak istedik."
Sikeyim ki Baji piçiyle aynı odayı paylaşmaya zorlanacağım, aklımın ucundan bile geçmemişti.
Babam, benden para koparamayacağını anlayınca kredi çekmiş ve Bayan Baji ile büyük bir ev satın almıştı. Ev, iki katlıydı ve üst katı bize vermişlerdi.
Tamam, oda çok genişti ama Baji ile paylaşma zorunluluğu korkunçtu.
"Bu konuda zorluk çıkarma," demişti zorlama bir tebessümle. "Aksi takdirde onu görmeni sahiden yasaklarım."
Tanrım, yılın sonunda on sekiz olacak ve bu piçten sonsuza dek kurtulacaktım ama zaman geçmiyordu resmen. Babam, boktan piçin tekiydi.
Eşyalarımı yerleştirmeye ara verip yatağıma oturdum. Bugün, hayatımın en kötü günlerinden biriydi kesinlikle. Birkaç saat önce Kazutora'yla vedalaşmış ve bu yüzden de Baji piçiyle atışmıştık. Kazutora'ya sarılmama bile katlanamıyordu, arıza yaratık.
Eskisi gibi nefret doluyduk ama en azından okuldayken dövüşmeyi kesmiştik. Evliliği önlemek, nefret kusmaktan daha önemliydi.
Kazutora'yla olan fotoğraflarımdan birini açıp içimi çektim. Onu şimdiden çok özlemiştim.
"Bu iğrenç," diye bağırdı Baji ve valizini duvara fırlattı. "Amına koyayım, her gün senin sikik suratını görerek mi başlayacağım güne?"
Telefon ekranımı kapatıp ifadesiz bir ifade takındım. "Güzelliğimin seni kudurttuğunu zaten biliyorum. Yeni bir bok bul artık."
Kapıyı kilitleyip birkaç uzun adımla dibimde bitti ve saçıma yapıştı. "Sen mi güzelsin?" Alayla sırıttı. "Gördüğüm en çirkin piçsin, Matsuno."
Bileğini yakalayıp uyarırcasına sıktım. "Saçımı yeniden bozarsan kemiklerini kırarım."
Uzatmadan bıraktı ve kendi köşesine döndü.
Kapımız tıklandı. "Yemek söyledik," diye bağırdı Baji'nin annesi. "Soğutmadan gelin."
"Tamam," diye bağırarak karşılık verdi Baji de.
Üstümde en sevdiğim kazaklarımdan biri vardı ve üstüne yemek dökmek istemiyordum. Eski, rengi gitmiş tişörtlerimden birini alıp kazağımı çıkaracaktım ki Baji bağırdı.
Ona soğuk bir bakış attım. "Ne var?"
Odaya bağlı olan banyonun kapısını işaret etti. "Orada soyun. Seni çıplak görmek istemiyorum, Matsuno."
Baji piçinin yönelimine dair hiçbir fikrim yoktu. Şimdiye dek, hiç kimseyle takıldığını görmemiştim. Gerçi, Kazutora'ya ciddi anlamda takıktı.
Kazağımdan kurtulup şerefsizce güldüm. "Bakmamayı öğren çünkü banyoda giyinecek değilim."
Ayağını yere vurup sinirden titreyerek kalktı yatağından. "Sapık piç seni!"
Tişörtü giyip ben de kalktım ve sahte bir masumiyetle baktım ona. "İyi de, ikimiz de erkeğiz."
Kapıyı açmadan hemen önce dizime tekme attı. "İbne piçin tekisin sen."
İbne?
Sikik piç, çizgiyi aşmıştı artık.
Saçını yakalayıp birkaç tutamını yolana dek çekiştirdim. Şokla irileşmişti gözbebekleri. Alt dudağımı dişleyip hissizce baktım ona. "Fobikliğini içinde tut, sikmeyeyim."
Onu tiksintiyle itip mutfağa geçene dek tetikte kalsam da saldırmamıştı.
Baji piçi, cidden de homofobik bir embesil miydi cidden? Öyleyse, Kazutora, Mitsuya ve Mikey ile ne işi vardı?
"İyi anlaşmanız çok güzel," diye saçmaladı babam. "Okulda da sorunsuz geçiniyorsunuz artık."
Yediğim pizzayı kusacaktım neredeyse ama gıkımı çıkarmadım. En kötü günümü daha da sikmek istemiyordum cidden.
"Yemekten sonra dışarıya çıkacağım," dedim biraz kola içtikten sonra. "Takemichi'ye matematik anlatmam gerekiyor. Telafi sınavına kalmış da."
Bayan Baji, ağzını silip kıkırdadı. "Chifuyu, senin derslerin gerçekten de çok iyi. Baban seni hep övüyor haklı olarak." Oğluna çevirdi bakışlarını. "Oysa, Keisuke kendi adını bile yanlış yazıyor bazen."
Baji, hamurdandı. "Yazar olacak değilim sonuçta. Müdürün oğlu da değilim zaten."
Alayla sırıttım. "Babam müdür diye mi yüksek notlar aldığımı sanıyorsun?"
Babam müdür olduğu için, öğretmenler odasının anahtarını kolayca ödünç almış ve yedeğini yaptırmıştım. Bu sayede de sınav sorularını çalıp önceden çözme fırsatı yakalıyor ve en yüksek notları alıyordum.
Sırrımı, Takemichi bile bilmiyordu.
Baji, kaşlarını çatsa da omuz silkmekle yetindi. Belli ki beynini kullanmayı geç de olsa akıl etmeyi başarmıştı.
Babam, boğazını temizledi. "Chifuyu, kardeşine yardımcı ol. Seneye ikiniz de üniversite sınavına gireceksiniz."
Bağırmamak için tırnaklarımı avuç içlerime geçirip dilimi ısırdım.
Baji'nin de suratı kızarmış, bakışları kararmıştı.
Hiçbir güç, onu kardeşim bellememi sağlayamazdı ulan.
"Doydum ben," dedim ellerimi silip. "Takemichi beni bekliyor."
"Keisuke de seninle gelsin. Ona da biraz matematik anlat." Babam, itiraz istemeyen bir bakış attı. "Akşam birlikte dönerseniz hem."
Tüm günümü bu piçle geçireceğimi mi sanıyordu cidden?
Baji, bana pis bir bakış attı. "Olur. Belki ben de bir şeyler öğrenirim bu sayede.
Hassiktir ama be!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stepbrother complex || tokyo revengers
Fanfiction"çektiğim tüm acılar, ona kavuşmak içindi belki de." → baji keisuke x matsuno chifuyu (switch) ← × lise × çoğunlukla düz yazı [211021 - 060122] [tw : üvey kardeş ilişkisi yoktur.]