stepbrother complex || tokyo revengers

1.7

tw : cinsel düşünceler, az biraz cinsel içerik ,d

Baji

Gece boyunca dayak yemiş gibi hissediyordum, gözlerimi yeni gün için aralarken. Suratımı kaplayan saç tutamlarımı geriye atarken acıyla inledim. Başım çok kötü zonkluyordu amına koyayım.

Yüzümü yıkamak için yataktan kalkacakken odanın diğer ucuna kaydı bakışlarım ve geceye dair detaylar zihnime sokulurken sertçe yutkundum. Sikeyim, ne bok yemiştim ben?

Chifuyu, yatağında değildi ve bunu en son yaşadığımızda ölümden dönmüştü. Tanrım, yine ve yeniden benim yüzümden geceyi terasta mı geçirmişti cidden?

Onu sahiden de terasta bulmuştum ama bu defa kendindeydi. Pervaza tırmanmış, sigara içiyordu. Donuk mavi gözleri, gökyüzüne çevriliydi ve düşüncelere gömülmüştü.

Tanrım, çocuğa beni tahrik ettiğini söyleyip onu resmen taciz etmiştim! Beni öldürse yeriydi.

"Günaydın," diye geveledim. "Dün amma da çok içmişim."

Sigarasını ince parmaklarının arasına sıkıştırdı. "Evet, seni yatağına taşımam gerekti."

Ne?

Pervazın diğer köşesine tırmandım. İfadesiz yüzü, gece hiçbir sikim yapmadığımı ve tüm saçmalığın zihnimde yaşandığını sanmaya zorluyordu beni.

"Sarhoşken sapıttıysam üzgünüm."

Omuz silkip sigarasından bir nefes daha çekti. "Sızıp kaldın sadece."

Ölmeye çalışır gibi içerdi sigarasını hep. Liseye başladığından beri sigara içiyordu zaten. Dumanı ciğerlerine usulca doldurur, özellikle de sinirliyken, üst üste yakardı sigaraları. Benim gibi dudak tiryakisi değildi kesinlikle.

Bol, siyah sweathirt ve yine bol bir siyah eşofman altı vardı üstünde. Kapşonunu alnına dek indirmişti. Eh, en azından üşütmezdi yeniden.

Yutkunup bakışlarımı kaçırdım. Dün de aynı giysiler vardı üzerinde. Kıyafetlerinden yükselen deterjanın kokusunu bile anımsayabiliyordum hâlâ ama o... sanki hiçbir sikim yaşanmamış gibi davranıyordu.

Eline böylesine büyük bir koz geçtiği halde, neden böyle yapıyordu ki? İstediği gibi rezil edebilirdi beni oysa.

"Bugün işlerim var," demesiyle düşünmeyi bıraktım. "Tek başına çıkıp da laf yemek istemiyorum."

Ne işi vardı ki?

"Hâlâ hastasın. Dinlenmen gerekiyor."

Bir sigara daha yaktı. "Bugün çarşamba. Öleceğimi bilsem bile işimi aksatamam." Doğrudan gözlerimin içine baktı. "Var mısın?"

Ona işini sorsam bile cevap sunmayacaktı, farkındaydım. Üstelik, hele de gece yaptığım saçmalıklar ortadayken, onu yeniden kızdırmaya götüm yemiyordu.

"Tamam," dedim ve onu rahat bırakıp banyoya geçtim.

Chifuyu'nun ince kaslarla kaplı zarif bedenine dair detaylar zihnime doluşunca dişlerimi sıktım. Altımda kıvranması, sıcak yanağının boynuma değmesi ve de ılık nefesinin anısı öylesine canlıydı ki biraz önceki donuk çocuk daha az gerçekti sanki.

Kasıklarıma saplanan ağrı yüzünden alnıma şaplak attım. Sikeyim ki Chifuyu beni gerçekten de tahrik ediyordu. Giydirirken gördüğüm, yara ve çürüklere rağmen, beyaz tenini anımsadıkça ağrı artıyordu. Hele o lanet bacakları...

Tanrım, ağlamak üzereydim.

Ben, arkadaş tayfamın kutsal bakiri Keisuke, en yakın arkadaşımın eski sevgilisi yüzünden azıyordum. Sürtük dediğim çocuğu arzuluyordum. Üstelik, bunu o da biliyordu!

Üstelik, şişlik inecek gibi değildi bu defa.

Suyu ayarlayıp aceleyle soyundum ve soğuk fayanslara yaslandım. Ciddi ciddi Chifuyu'yu istiyordum. Benimkine göre küçük kalan bedenine daha fazla sokulmak, hissiz ifadesini tamamen dağıtmak istiyordum.

Alt dudağımı ısırıp kendime dokundum. Ergenliğe yeni girdiğim zamanlar hariç ilk defa böylesine azgın hissediyordum.

Sikeyim, ne zamandan beri düşmanımı sikmek istiyordum ki? Onu yumruklar yerine, zevkten bayıltma fikri hangi ara belirmişti ki zihnimde?

Ah, hepsi de beni kışkırttığı gece başlamıştı... ona bağırıp çağırma sebebim bile aslında kendime karşı hissetiğim öfkeydi. Onun gibi birini arzulamayı kendime yediremiyordum resmen.

İşimi bitirip odaya döndüğümde Chifuyu'ya göz attım. Kulaklığını takmış, manga okuyordu ve çoktan giyinmişti. Yine siyaha bürünmüştü.

Tanrım, göz ucuyla bile olsa benden yana bakmıyordu hiç. Havluyla odada gezinmem azıcık bile ilgisini çekmiyor gibiydi. Okuduğu mangadaydı tüm dikkati.

Dişlerimi sıktım. Beni mastürbasyon yapmaya zorlayan herifin azıcık bile sikinde değildim. Bana yaşattığını yaşamasını tüm kalbimle diliyordum!

Üstümü giyinip saçımı kuruttuktan sonra bir şeyler atıştırmış ve gruptakilerle mesajlaşıp kaçırdığım kısımları okumuştum. Sonrasında da yeni çıkan animelerin konularına bakmıştım.

Yani, Chifuyu hariç her konuya kaymayı denemiştim. İlgisiz ve umursamaz tavırları sinirlerimi bozmuş, gururumu incitmişti.

Belki de... sadece seks yapmalıydım.

Chifuyu'dan önce hiç kimse kişisel alanıma böylesine sokulmadığı için, onu arzuladığımı sanıyor da olabilirdim. Onu çekici bulmam için hiçbir sebep yoktu ki! Chifuyu'nun kusursuz yüzü her daim asabımı bozar, cılız bedeni midemi bulandırırdı.

Evet, onu arzuladığımı sanmıştım sadece. Birilerini sikerek bu sorunu aşabilirdim.

"Çıkalım mı?" diye sormasıyla irkildim. Sesi, en az bakışları kadar soğuktu.

Babası, bana pis bir bakış atsa da evden çıkmamıza laf atmamıştı. Annem zaten işteydi ve akşama dek gelmezdi.

"İşim uzun sürmez," dedi sokağın sonuna varınca ve kulaklığını taktı. "Haberleşiriz zaten."

Dişlerimi sıkıp başka yöne gider gibi yaptım ve araya mesafe girer girmez de peşine düştüm. Onu en son izlediğim sefer, döküntü bir binaya gitmişti.

Yaklaşık yarım saatlik takibin ardından, bir hastaneye girmesinin ardından bakakalmıştım. Hastanede ne gibi bir işi vardı ki? İlaç yazdırmak için falan mıydı yoksa?

Sorgulamayı bırakıp oyalanmak adına bir manga dükkanına girdim. Arkadaşlarımın yanına uğramak gelmiyordu içimden. Tek liseli bendim ve ezikleniyordum resmen.

Günler sonra okul başlayacaktı ve tamamen yalnız olacaktım. Tek bir arkadaşım bile kalmamıştı siktiğimin okulunda. Diğerleri liseye geçtiğinde de aynısını yaşamıştım ve bu durumdan tiksiniyordum.

Belki de bir sevgili yapmalıydım. En azından, oyalanacak biri olurdu.

bölümü yazarken aşırı eğlendim aşırı