4.9

2.4K 294 762
                                    

tw : şiddet, dehşet, kan, karanlık dürtüler

tw2 : aşırı uzun bölüm

Baji

Evi, bıraktığımız gibi bulmuştuk. Annem, toplanmak için dönmemişti henüz muhtemelen. Eve yakın zamanda haciz konulacaktı ve eşyalarımızı hemencecik almakla en iyisini yapmıştık. Tüm boktan anlara rağmen, bu evi özleyecektim. Aşkımız, bu duvarların arasında kök salmıştı kalplerimize çünkü.

Chifuyu'nun piç babası, tedavi merkezindeydi ve hapishaneyi boylayana dek dikkatli davranacaktık. Annemin başımıza bela olmasını da istemiyordum açıkçası. Tehdit dolu mesajları ve bitmeyen aramalarından bunalınca numarasını engellemiştim.

Bara yan yana girmiş, bize el sallayan tayfaya ilerlerken bana tiksintiyle bakan Mikey'le göz göze gelmiştim. Draken, Mitsuya ve Hakkai da ondan farksızdı.

Tanrım, neden sadece kendi işlerine bakmıyorlardı ki? Onlarla en ufak bir alakam bile kalmamıştı ki.

Masaya geçince şaşkınlıkla yutkundum. Takemichi'nin kolu askıdaydı ve yanağı çürümüştü.

Chifuyu, masaya vurdu. "Yine mi?"

Takemichi, sağlam omzunu silkip bize bira söyledi. "Mikey-kun ve karanlık dürtüleri."

Geçmişte de Mikey onu dövmüştü ama hiçbirinde bu kadar ileri gitmemişti... Orta okuldayken, Mikey de onun zorbası sayılırdı ama lisede işler değişmişti.

Chifuyu, kalkacaktı ki Takemichi uzanıp onu durdurdu. "Mikey-kun karşısında hiçbir şansın yok ki, Fuyu. Boş yere dayak yeme."

Senju, Hinata'yı öpmeye ara verdi. "Gözü dönmüştü. Ben bile tırstım."

Kaşlarımı çattım. "Derdi neydi ki?"

Omzuma bastırılan elle irkildim. "Belli ki akıllanmaya niyetin yok, Baji."

Takemichi, kırık koluna ve yamulan suratına aldırmadan ayaklandı. "Onları rahat bırak, Manjiro. Sinirini atamadıysan diğer kolumu da kırabilirsin."

Tanrım... yıllarca eziklediğim, kum torbası olarak gördüğüm çocuk beni savunuyor ve Mikey gibi bir dövüş makinesine dikleniyordu.

Omzumdaki eli itip kalktım ve ona tepeden baktım. "Siktirip gitsene sen."

Chifuyu ve Senju da ayaklanmış, iki yanıma geçmişti. Chifuyu, yumruklarını sıkmıştı ve korkunun zerresi bile yoktu güzel gözlerinde.

Draken ve Mitsuya da Mikey'nin yanına geçip boyunlarını kütletmeye başlamıştı.

Mikey'nin siyah gözleri bana kilitlenmişti. "Hainsin, Baji."

Bileğimdeki tokayla saçımı toplayıp zalimce gülümsedim. "Sizinle alakayı kesmiş birine hain mi diyorsun cidden?"

Mitsuya, boğazını temizlerken mekan iyice sessizleşmişti. "Çocukluk arkadaşlarını, intikam peşinde koşan birisi için mi bırakıyorsun lan? Matsuno, seninle oynuyor."

Draken de başını salladı. "Matsuno, sana lafımız yok. Kazutora sana büyük piçlik yaptı ama artık durmalısın. En yakın arkadaş onlar."

Chifuyu, önüme geçti. "Öyleyse, sorununuz benimle." Keyifsiz bir kahkaha attı. "Üçünüze karşı ben. Keisuke'ye ilişmeyeceksiniz."

Hassiktir, kendini öldürtmeye mi çalışıyordu?

Senju, Chifuyu'nun omzunu sıktı. "Chifuyu, saçmalama."

Chifuyu, onu duymamış gibiydi. Önümden çekilmiyor, yumruklarını sıkmayı sürdürüyordu. Beline dokunduğumda bile tepkisiz kalmıştı.

Mitsuya, bir anlığına bocalamış gibiydi. "Ona biz bile ilk adıyla seslenemiyoruz."

Chifuyu, birkaç adımla Mikey'nin dibinde bitti. "Ona dokunmadığınız sürece benimle kapışabilirsiniz. Seni de karanlık dürtülerini de sikerim, Mikey."

Hakkai, araya girdi. "Chifuyu, aklını mı kaçırdın sen?"

Chifuyu'nun belini kavradım. "Fuyu, bu işi bana bırakmalısın. Tek dertleri, benim."

Draken, dehşete düşmüş gibiydi. "Baji, Fuyu diyor. Siktir lan!"

Mikey, Chifuyu'nun kolunu kavradı ve kıkırdadı. "Demek, rakibim olabileceğini sanıyorsun."

Tepki vermemize fırsat kalmadan, Chifuyu'yu barın diğer köşesine fırlatmıştı bile. Masalardan biri kırılmış, müzik tamamen susmuştu.

Mikey'nin suratına yumruğu geçirdim. "Orospu çocuğu!"

Mikey, kendine gelemeden üst üste indirmiştim darbelerimi ve hırsımı alamayınca da onu yere fırlatmıştım. Mikey, dağılan suratına aldırmadan kıkırdıyordu.

Şeytani cücenin üstüne çıkmış, onu yumruklarken sinirden titriyordum. Bebeğimi incitmişti, kahrolası. Onu gebertmemi hiç kimse engelleyemezdi. Draken ve Mitsuya bile beni durdurmaya cesaret edemiyordu.

Bir yumruk daha indirecekken yumuşacık bi' temas hissettim bileğimde. "Kei, ellerin kanıyor."

Alnındaki sarı tutamlar kan içindeydi ve buna rağmen benim için endişelenmişti... Meleğimi korkutmak, boktandı.

Mikey'nin sırıtan suratına son bir yumruk daha indirip ayağa kalktım. Sahiden de eklemlerim yarılmış, ellerim kanla kaplanmıştı ama acı hissetmiyordum hiç. Adrenalin ve öfkeyle dolmuştu hücrelerim.

Chifuyu'nun yaralarını kontrol edecekken bacağımı kavradı Mikey ve öyle bi' vurdu ki, nefesim kesildi. Siktir, kemiklerimi kırmıştı sanırım.

"Bu kadarı yeterli Mikey," diye bağırdı Draken ve Mikey'yi yakalayıp geriye çekti. "Siktin çocuğun bacağını!"

Dengemi yitirince Chifuyu yakalamıştı beni. "Bacağının üstüne basma sakın. Seni hastaneye götüreceğim."

Mitsuya öne çıktı. Üzgün ve pişman görünüyordu. "Yardım ederim ben."

Chifuyu, ona sert bir bakış attı. "Ona dokunmaya kalkışırsan ölene dek direnirim sana."

Tanrım...

Bacağıma saplanan acıya ve kana bulanan pantolonuma rağmen gülümsedim. "Haşinliklerine bayılıyorum."

Yardım etmeye çalışan Senju ve Takemichi'ye de aldırmamış, beni sırtına aldığı gibi ağır adımlarla çıkmıştı bardan. Garsonlar ve müşteriler, şokla izliyordu bizi.

Sokağa ulaşınca saçını öptüm. "Beni taşımana gerek yok. İyiyim lan."

Caddenin başına dek taşımıştı beni ve bulduğumuz ilk taksiye atlayana dek sırtından inmeme izin vermemişti. Başı ve kolu kanıyordu. Üstelik, sol kolunu kullanmakta fazlasıyla zorlanıyor gibiydi ama umursamıyordu. Akmaması için zorladığı gözlerini bana dikmişti ve titrek soluklar alıyordu.

"Özür dilerim," dedi fısıldarcasına. "Benim yüzümden hayatın sikiliyor."

Elini tutup bacağımı düşünmemeye çalıştım. "Asıl, sen yokken sikten halliceydi hayatım. Mikey, beynini kullanma zahmetine girseydi bu tarz saçmalıklarla uğraşmazdık zaten."

Başımı omzuna yaslayıp dişlerimi sıktım. Piç kurusu Mikey, sağlam geçirmişti. Ondan da karanlık dürtülerinden de bıkmıştım. Bana verdiği zarar önemsizdi ama Chifuyu'yu savurduğu anı aşamıyordum. Bize tekrar ilişirse, onu sahiden gebertirdim.

azıcık kaos, kavga oldu diye bana angst yazarı muamelesi yapanın üstüne karanlık dürtülü mikey'yi salarım ._.

milyonuncu hatırlatma,,,
kötü sonlar okumaya bile katlanamıyorum amk niye yazayım kötü sonlu fic ._.






















stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin