stepbrother complex || tokyo revengers

2.9

tw : kendine zarar verme, intihar girişimi, ağır depresif içsel düşünceler

tw2 : aşırı uzun bölüm

Baji

Bir saatten fazladır sesi çıkmayan Chifuyu yüzünden endişelenmeye başlamış, kapıyı ısrarla yumrukluyordum. Ölüp de başıma kalmasını istemiyordum.

Saçma bir şekilde, sevişmemizin ortasında sinirlerimi bozmuş, canımı sıkmıştı. Onu en az iki tur daha boşaltmadan içine girmeye niyetim yokken beni kışkırtarak gecemizi sikmişti.

Kapı açılınca avazım çıktığı kadar bağırmıştım. "Korkutma beni ulan!"

Sessizce yanımdan geçiyordu ki, ellerini fark ettim. Sargı bezlerinin altından kan sızıyordu. Siktir, ne bok yemişti bu manyak?

Bileklerini yakaladım. "Ellerine ne yaptın?"

Buz gibi bir bakış attı. Gözlerinin akı bile kanlıydı. "Antrenman yaptım."

Şaşkınlığımdan faydalanıp benden kurtuldu ve eline ilk geçen kıyafetleri alıp odadan çıktı. Onun antrenman anlayışı, ellerini parçalamak mıydı yani? Soktuğumun mazoşisti ne bok yemeye yapıyordu ki bu saçmalığı?

Üstelik, sevişmemiz hiç de istediğim gibi sonuçlanmamıştı! Şerefsiz piçi pataklamak istiyordum.

Salondaki koltukta oturmuş, viski içiyordu. Odayı loş yapmış, sigara dumanına boğmaya başlamıştı şimdiden.

"Senin sorunun ne?" diye sordum yanına otururken. "Neden keyfini çıkarmak yerine gereksiz gereksiz triplere giriyorsun?"

Sigarasına bile kan bulaşmıştı ama pek de siklemiyor gibiydi. "Seninle uğraşmak istemiyorum, Baji. Viskimi bitirip uyuyacağım."

Dişlerimi sıktım. "Chifuyu, ellerin kanıyor."

Omuz silkti. "İlk defa kanamıyor sonuçta."

Onu sarsa sarsa derdini öğrenmek istesem de zorlamayacaktım. İstediğim gibi olmasa da, alacağımı almıştım ve artık önüme bakacaktım. Onun sikik ergenliğiyle uğraşmam gerekmiyordu.

"Sana teşekkür borçluyum," dedi ayaklandığımda ve gülümsedi. "Bu gece için çok teşekkür ederim, Keisuke."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Ne için teşekkür ediyorsun ki?"

Biraz daha viski içti. "Sonra söylerim. Gecen güzel olsun."

Hiçbir sikim anlamamıştım ama üstelemedim. Belki de aldığı zevk içindi teşekkürü, bilemiyordum. Onu üç defa boşaltmış, zevkten kıvrandırmıştım sonuçta.

Bir türlü uyku tutmayınca çalışma odasına geçip Chifuyu'nun kitaplığına göz gezdirdim. Manga ve romanlarını okumama laf etmiyordu zaten. En üst raftaki mangaları incelerken, aşırı kalın ve ciltli bir defter fark etmiştim. Roman da olabilirdi ama sayfalarını karıştırınca bir çeşit günlük olduğunu anlamıştım.

Onu, bu deftere yazarken görmemiştim hiç ve tozuna bakılırsa uzun zamandır kullanmamıştı. Son sayfayı açtım, yaklaşık bir buçuk ay öncesine aitti.

hey, sikik şey.

biraz kafa dağıtmak için boş yapmaya geldim. sana yazmaktan da asla durmayan zihnimden de tiksiniyorum. zaten aşağı yukarı her gün aynı saçmalıkları yaşayınca, zırt pırt yazma ihtiyacı hissetmiyorum. neyse, sıkıldım.

Kaşlarımı çatıp daha eski sayfalara göz gezdirdim. Çoğu, uzun aralıklarla yazılmıştı ve benzer cümlelerle doluydu ki upuzun bir sayfaya rastladım. Orta birin ilk gününe aitti.