"Öyle yaşa ki, o canını söksün ölüm bile elleri titreyerek" - Kahraman Deniz : Gelirim..
Tüm gece uyuyamamıştım. O mesajlar, o cümleler asla yakamı bırakmıyordu. Bi' korku filminde başroldüm sanırım. Ama gerçek bir korku filminin başrolüydüm ben..
Her sabah hevesle okula gitmek için kalkan ben bu sabah okula hiç gitmek istemiyordum. Çocuklardan ayrı kalmak bile beni yataktan kaldırmıyordu. Ama evde oturmakla hiç bir şey halledemeyeceğimin farkındaydım. O yüzden istemeyerekten de olsa ayağa kalktım.
Tüm gece uyuyamadığım için göz altlarım bir azcık şişmişti. Solgun gözüküyordum. Kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerime siyah bir uzunkollu crop ve altıma siyah yırtıklı bir pantolon giydim. Sonra makyaj masama geçtim ve hafif bir makyaj yaptım. Salona geçtiğimde etrafa baktım. Dün olanlar yine kafamda canlandı. Boş boş etrafa baktıktan sonra evden çıktım..
Okula vardığımda çocuklar bahçede oturmuş sohbet ediyorlardı. Bu defa onları gördüğümde her defasında yüzümde beliren gülümseme sanki dudaklarıma küsmüş gibi dudaklarımla buluşmadı. Yol boyu onlara olanları söyleyip söylemeyeceğimi düşündüm.
Kendimi hâlâ bunun bir şaka olacağına inandırmaya çalışarak bir süre onlardan saklama kararı aldım. Belkide benim büyütdüğümün aksine çocukca olan bir şey yüzünden onları telaşlandırmak istemiyordum.
Beynimi ezip geçen düşüncelerimin arasından biri koluma dokunuca irkildim. Başımı çevirdiğimde Ali'yi gördüm. "Burada durmuş kimi dikizliyorsun?" diye alaycı bir tavırla sordu.
"Ben hiç kimseyi dikizlemiyorum ama beni dikizleyen birileri var galiba," diye mırıldandım.
Ali "Efendim?" diye sorduğunda pot kırmamış olmayı umarak beynimin yalan üretme konusunda en hıza ulaşmasına izin verdim.
"Şey yani dün bir film izledimde. Anonim biri bir kızı her saniye izliyordu."
"Ee sonunda n'oldu?"
"Sonunda.. sonunda kızı öldürdü ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etdi."
"Hmm hangi film acaba?" tek kaşını kaldırarak sorduğu soruya "Bir ara söylerim." gibi iğrenç ve geleneksel bir cevap verdim.
Ali başını onaylarcasına salladı. "Ee bu gün bana okulu gezdirecek misin bakalım?"
"Sen kendin gezemiyor musun?" Sorusuna kendimden asılı olmayarak çok sert bir cevap verdim.
"Hoop sakin ol ya. Dün sen demiştin ya hani gezdiricem diye o yüzden dedim." Çok masum bir ifadeyle cevap verdi. Yaptığım şey yüzünden kendime çok kızdım. Fakat mesajlar yüzünden ona okulu gezdireceğimi tamamen unutmuşdum.
"Şey sen kendin gezsen. Yorgunumda bir az." dedim mahçup bir ifadeyle.
"Niye noldu ki?"
"Hiçbir şey. Sade-" dediğimde Gizem bana seslenmişti."Benimkiler çağırıyor gitmem gerek. Kusura bakma lütfen." diyerek cevap bile vermesini beklemeden oradan uzaklaştım.
"Merhaba." demekle yetindim sadece bizimkilerin yanına geldiğimde.
"H-hayal? İyi misin? Ateşin mi var? Yanağa alarjin mi var? Hayal hayat belirtisi ver lütfen!" Koşarak yanıma gelip beni omuzlarımdan tutarak silken Yavuz'a şaşkınlık dolu bakışlar atdım. Neden bahsediyordu bu salak?"N'oluyo oğlum? Ne drama yapıyorsun? Bir şey olduğu yok. İyiyim."
"Gördünüz değil mi? Yanaklarımızı ısırmadı. Bizi nine edasıyla, sulu bir şekilde öpmedi. Hayala ne yaptın cevap ver seni Hayal kadar güzel yaratık!" Verdiği cevapla ne demek istediğini anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ İZLİYORUM
Horror"Hayat bazen korktuğumuz, bazense korkmaya bile vakit bulamadığımız şeylerin başımıza gelmesidir."