KARANFİLİN YAPRAĞINA DEĞEN KAN

16 2 0
                                    





Bölüm tahmin ettiğim gibi dün akşama yetişemedi fakat çok uzun bir ara geçmeden paylaşabildim. Keyifle okuyun.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

^

ÖRDÜ KADER AĞLARINI

Bölüm On Dört - Karanfilin Yaprağına Değen Kan

Kosmos & Melike Şahin - Ukde

Kutìman & Melike Şahin - Sakla Beni

Şebnem Farah - Mayın Tarlası

Ersin Çakabey tam karşımda, elleri pantolonunun cebinde bana oldukça cesurca bakarken anlatacağı her şeyden biran önce kurtulmak istiyor gibi bir halı vardı, sanki ağzının içindeki cümleler artık canını acıtırken çıkartmak ve bu acıdan bir saniye dahi olsa kurtulmak istiyordu. Sol elini kaldırarak masasının önündeki siyah deri koltukları gösterdiğinde adım atarak koltuğa oturdum. Oturmadan tekrar arkasını döndü ve pencereden görünen sahili bir kez daha izledi. Dün gece Ramiz Dayı'nın karşımdaki adam için söylediklerini düşününce önümde bir duvar örerek o duvarın arkasından bakmaya çalışıyordum. O duvarın kiremitlerini Ersin Çakabey elime vererek tek tek dizmemi istemişti.

"Biran önce anlatmak ve içimdeki bu acıdan kurtulmak istiyorum. Gün geçtikçe içimi kemiren bir kurt gibi," diye mırıldandı, sessiz ve bundan acı duyduğunu belirten bir sesle. Kalbim kaburgalarımın altına yerleşerek kalbime doğru büküldü.

"Bu olanlar hiç kimsenin istediği değildi fakat yaşandı ve hiç kimse yara almadan kurtulamadı." dedi, ardından derin bir nefes alarak üzerindeki siyah ceketi çıkartarak koltuğunun arkasındaki askılığa asarak kendi koltuğuna geçti. Masanın üzerinde bulunan telefonunu alarak birkaç tuşun üzerinde gezdirdi parmaklarını. "İçeriye kimseyi alma. Asilkan'ı bile!" Yeğenin ismini söylerken yutkunduğunu işittim. Telefonu kapatarak tekrar bakışlarını bana çevirdiğinde dudaklarımı birbirine yasladım ve konuşmasını bekledim. Benden önce konuşmasını ve canımı yakmak isteyen o kelimelere gerçekten hazır mıyım, değil miyim anlayamamıştım. Kalbim ağrıyor, karnım içe doğru bükülürken eksi derecelerde olan bir havada olduğumu hissediyordum, bu hisse engel olamıyordum çünkü karşımdaki adam ağzından çıkacak her kelimeden korkuyor gibi duruyordu.

Ersin Çakabey söyleyeceklerinden ve söylediği her cümlede bırakacak darbenin etkisinden korkuyordu.

"Senin karşına tesadüf eseri çıkmadım Karaca," diye başladı, bakışlarımdan gözlerini çekerek. Biliyordum, bu adam tesadüf olamayacak kadar gerçek biriydi. "Yurt dışındaydım, senin hakkında bir haber aldım ve artık harekete geçmek istedim. Yıllarca seni uzaktan, tehlikelerin farkında olmadan izledim ve bu hayatımda en zor durumlardan biriydi. O kadar korkuyordum ki karşına çıkmaktan, yıllar boyunca karşına çıkmaktan kaçtım fakat kaçtıkça sana biraz daha yaklaşıyordum. Baban, Tamer ve Ayşegül'ü tanıyorum." Kalbim, göğüs kafesime oldukça sert bir darbe savurduğunda yutkundum. Kravatını genişleterek nefes almaya çalıştı. "Abim, Tamer ve Ayşegül... Lise yıllarında tanışıyorlardı. Abim ve Tamer çok yakın iki arkadaştı, abim sürekli Tamerden bahsederdi ve ben kıskanırdım. Abim benden çok Tamer ile vakit geçirirdi ve bazen beni unuturdu. Lisenin son yılına geçtikleri yıl annen Ayşegül onların okuluna başladı ve Tamer ile konuşmaya başladılar. Gün geçtikçe Ayşegül ve Tamer birbirlerine yaklaşırken Tamer, abimden uzaklaşıyordu. Abim bu durum karşısında çaresiz kalırken Matmazel ile tanıştılar." Matmazel. Bana oldukça tanıdık gelen isim ile kaşlarım gerilirken dudaklarımı ıslatarak geri çekildim. Ersin Bey duraksamamı bekleyerek kendisini de izin verdikten sonra tekrar araladı dudaklarını. "Matmazel, Tamer'in çocukluk arkadaşıydı, farklı bir lisede okuyordu fakat çıkışlarda Tamer'i görmek için gelirdi. Abim Matmazel'i görünce babandan ikisini tanıştırmalarını istedi. Abim Matmazel'e âşık oldu, onu çok sevdi fakat..." Tekrar duraksadı ve gözlerini kapatarak titrek bir nefes aldı. Göz kapaklarım kapanırken başımı ellerime doğru eğdim. Bundan sonrası tahmin ettiğim gibi gitmemeliydi. Tekrar konuştuğunda gözlerim kapalıydı fakat kulaklarım canımı acıtacağını bile bile dinlemeye devam etti. "Matmazel abimi hiçbir zaman sevmedi. O her zaman Tamer'i, babanı sevdi." Gözlerimi biraz daha yumarak karanlıkta kalmayı seçtim. Işığı aramak benim için hataydı, karanlık bana verilmiş bir ödüldü kullanırsam yaşardım. Aydınlığı ararsam eğer ölürdüm.

ÖRDÜ KADER AĞLARINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin