AKREP VE YELKOVANIN ARASI

18 2 0
                                    

Bu bölüm hayatımda yazdığım en uzun ve kahredici bir bölüm oldu benim için. Saatlerce bir kelime yazdıktan sonra boş boş duvarı izleyerek kendime gelmeye çalıştım. Selma Karaeski'nin her cümlesinin ardından Ramiz Karaeski gibi derin bir nefes aldım çünkü onun dudaklarından dökülen her cümle kaburgalarımın arasına gizlenerek nefes almamı zorlaştırıyor. Medyada ki şarkı ise ona ithaf edilmiştir. Huzur içinde uyu Selma Karaeski toprağa ektiklerin ciğerlerindeki ateşi söndürmesini diliyorum. Hayatın boyunca seni seven insanların sevgisini hiç kırmadan, incitmeden yaşattın. Selma Karaeski... Ramiz Karaeskinin eşi hayat arkadaşı, sevdiği kadın. Selim Karaeski'nin annesi, yoldaşı ve can borçlusu.

Huzur içinde uyu.


ÖRDÜ KADER AĞLARINI
Bölüm On İki - Akrep ve Yelkovanın Arası

Toprağa ektiklerim bir bir solarken, nefesleri ciğerlerime yetmemeye başladı. - Selma Karaeski


İstanbul - 2011

ON SEKİZİNCİ YAŞ

Genç kız heyecanla salladığı dizinin hızını kesmeden bakışlarını sabitlediği sokağın başını izlemeye devam ediyordu. İçinde binlerce duygu birbirleriyle yarış halindeydi, hangisi daha baskın olmak zorundaydı bilmiyordu fakat en çok hissettiği duygu amacına ulaşma hissiydi. Tam on yıl boyunca bugünü zihnin içerisinde canlandıran genç kız sokağın başını gösteren pencerenin önünde birkaç saattir yaptığı gibi sokağı izlemeye devam etti. Evin içerisinde büyük bir heyecan duygusu sarılmıştı fakat sarılan kişinin kolları birbirine değemiyordu; sanki birisi arasına girmiş o kolların birbirine değmesini istemiyormuş gibi büyük bir yer kaplamıştı. Ramiz Karaeski odasından çıkarak mutfağa girdiğinde oğlunun en sevdiği yemeklerini yapmaya çalışan sevdiği karısını gördüğünde kapının eşiğinde durdu, sağ omuzunu duvara yaslayarak telaş içerisinde yemek hazırlayan o kadını seyre daldı. Selma Karaeski, oğlunun polis oluşunu kutlamak için bu akşamlık oğlunun en sevdiği yemekleri hazırlamak için oldukça aceleciydi. Bu evde yaşayan herkes o gece için bambaşka duygular hissediyordu.

Geçen her zaman, her mevsim takvimlerin üzerine düşerken ağaçların dallarından kopan her yaprak düşse bile vakti gelince aynı yerden yeniden çıkıyordu. Karaca içinde onlarca duygunun yanında hissettiği korku onu ele geçirmek istiyor gibi duruyordu. Yıllar önce çıkan bu korku onu ele almamış gibi tekrar istiyordu zihninin içini. Sokağın başında saatlerdir beklediği Selim'i gördüğünde heyecanla yerinden fırladı. Kalbi göğüs kafesine soluk soluğa vururken dış kapıya doğru hızlı adımlarla ulaştığında beklemeden kendine doğru çekerek soğuk havanın yüzüne çarpmasını sağladı.

Yere bakarak yürüyen Selim'e doğru ilerlerken yüzündeki duyguyu görememek içinde gizlediği o korku duygusunu belirginleştirdi. "Selim!" Yüksek ses tonuyla genç adama doğru seslendiğinde kafasını kaldırarak ona doğru adımlayan kıza baktı. Kalbi biraz daha ezildi, yıllarca birlikte büyüdükleri bu genç kıza beslediği sevgiyi bugün bitirebilecek miydi, kalbindeki o lekeyi kesip atsa omuzlarında ki o ağır yük kalkabilir miydi?

"Tek bir söz," dedi, ağır ağır kafasını sallarken tekrar konuştu. "Bugün dudaklarımdan çıkacak tek bir söz hepimizi öldürmeye yetecek bir güce sahip," Genç kız yaklaşarak birbirlerinin karşına dikildiler. İki farklı dağ dünyanın dengesini hükmetmek istiyor gibiydi fakat içlerindeki duygular artık dünyayı ağırlıklarından dolayı ezmek istiyordu.

"Kazandın mı?" Karaca, heyecanla bu soruyu sorduğunda Selim bir kez daha yutkundu. Yalan dile yuva kurarken her sözde bir parçasını bırakıyordu.

ÖRDÜ KADER AĞLARINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin