herkese Günaydıın öğlen oldu ama :)
bu çook uzun aradan dolayı herkesten özür dilerim ama umarım bu çook uzun bölümle telafi edebilirim:)
neyse fazla lafı uzatmayayım
iyi okumalar...
Toplantıdan çıkarken ki şaşkınlığımın sebebi, odadaki iki adamın, şuan üzerinde çalıştığım kitap da Ömer'le birlikte çalışmamı istemeleri!
Ömer'le birbirimize yakınlaştığımız için ben, neredeyse ayrı ama bir o kadarda benzer dünyaya gönderilmiştim. Tabii sonra ne olduysa eski dünyaya geri dönüş yaptım. Ama bu kadar hızlı bir geri dönüş olacağını zannetmiyordum.
Elimdeki kitabın hala okumasını yapıyordum. yarından itibaren ise çevirmeye başlamam gerekiyordu. Toplantının bitmesine yakın yarın çeviriye başlamam gerektiğini söylediler. Ömer'le birlikte! Telefonumun yanıp sönen ışığı dikkatimi çekince elimdeki kitabı bir kenara bırakıp telefona cevap veriyorum.
"efendim Sibel"
"cicim hiç yardımcı olmuyorsun bana!"
"ne yapmadım yine ben"
"ben evleniyorum ve sen hiçbir işe dokunmadın"
"aşk olsun yemekler kim ısmarlıyor acaba?"
"olsun cicim olsun Ömer'le senin aşkın olsun! Benim var zaten"
"Sibeel!"
"sanki ayıp bir şey diyorum! Var olan bir şeyi söylüyorum ben!"
"kınama gelecek misin bari?"
"iki hafta geçti mi? Ama ben daha bir şey almadım kendime!"
"Kendine Müslüman insan! Daha koskoca bir buçuk hafta var kınaya"
"oohh iyiymiş neyse ben bu hafta kıyafet bakayım bari, ee yapabileceğim bir şey var mı?"
"yok...aslında üç şey var"
"ne?"
"ilki benimle kına alışverişine ve düğün alışverişine gelmen
İkincisi, bunlar için izin alman
Üçüncüsü ise Ömer'i düğüne davet etmen"
"neden?"
"ney neden?"
"Ömer'i neden davet ediyoruz?"
"benim kaynımın görümcesi ondan Zeynep! Kızım bu adamla takılalı ne oldu sana ya! aranızın daha iyi olabilmesi için davet et diyorum daha fazla yakınlaşın ondan diyorum!"
Bu insanlara bir şeyler oluyordu. Etrafımızdaki herkes bizi birleştirmek için uğraşıyordu. Peki bizim bir araya gelmeyişimizin nedeni neydi? Sonuçta kavgalı değiliz. Hatta neredeyse bal kaymak kıvamındaydık.
"peki Sibel anladım"
" bak unutma izin almayı da Ömer'i çağırmayı da!"
"unutmam!" diyerek bağırmıştım ofisin orta yerinde. Sonra da telefonu kapayıp yerine koymuştum. Okumaya devam etmek istiyordum. Yarım saat sonra çıkacaktım ne de olsa. Ama tabii Sibel izi verir mi işimi bitirmeme! Telefonu hırsla alıp açıyorum
"ne var Sibel bir huzur ver ya! tamam dedim Ömer'i çağıracağım. Hatta ona bir öpücük bile vereceğim. Senin için bu yeterli olur mu?"
"Galiba olmaz"
Kafamı önümdeki monitöre geçirsem olur muydu veya yerdeki çöp kovasına? Kağıtlarla mı hışırtı çıkartılıyordu yoksa poşetle mi? Çöllere düşsem olur muydu?
![](https://img.wattpad.com/cover/26623818-288-k92909.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesurca Sev ! (Tamamlandı)
RomanceBir kitap çevirmeninin hayatı ne kadar tek düze olabilir ki? Emin olun Zeynep'in hayatı herkesten daha fazla sıradandı. Taa ki yeni, bir iş buluna dek . *** Heyecan? Belki biraz var. Tamam çokça heyecanlıyım. Kafamda bir sürü soru vardı. İlk öncel...