Cesurca Sev ! 23. Bölüm

6.1K 391 2
                                    

herkese iyi akşamlar

iyi okumalar...

 

Sessizlikten kanımın akışını hissedebilirdim. Tabii saatin  sürekli işleyen kadranının sesini duymasaydım! Bende saati duvardan söküp bin parça bölme hissi uyandırıyordu. Yattığım yerden hızla kalkıp içimdeki o hisse uydum. Saati yerinden çıkarmamla yere atmam da bir oluyor. Kırılırken çıkardığı ses sanki içimdeki bir şeylere tercüman oluyordu. Ama anlayamıyorum. Yeniden yatağın içine girdiğimde sessizliği tam anlamın ile sağlamıştım. Artık kan akışımı da hissediyordum. Benim olmayan kalbimin atışlarını da.

Ne düşüneceğimi kestirememem normal miydi? Ömer gitmişti.  Hem de tek bir cümle yüzünden. Bu beklediğim bir şey miydi? Belki? Ama hangi insan evladı lafı geçiştirmek, konunun üstünü örtmek yerine kalkıp giderdi ki? Tabii ki de tescilli dengesiz Ömer.  Yatakta yeniden cenin haline geliyorum. 

Ne alıp veremediği vardı Seni Seviyorum'la. Neydi ona bunu cesurca söyletemeyen. Ben mi yanlış düşünüyorum? kelimeleri istemekle hata mı ediyorum?

Hata ettiğimi düşünmüyorum. Çünkü sevgisini, aşkını cesurca gösterebilen  bir adam, kelimeleri de cesurca söyleyebilmeli. Ömer tüm kelimelerde bu kadar cesurken bu iki kelimede değilse, bu işte bir şey vardı.  Belki de bizim gerçekliğimize inanmadığı için demiyordu. Belki de yalan söylemek istemiyordu.

Belki şuan  kafamda kuruyor olabilirim. Ama Ömer yüzünden de  onun istediğini gerçekleştiremiyorum. Belki gitmeseydi.  Kalsaydı.  Sorabilirdim ona. Neden diyebilirdim.  Gerçi sorduğumda  bile verdiği yanıt o kadar belirsizdi ki...

Bir gün.

Hangi bir gün?

Onun cesaretini topladığı bir gün mü?

Kelimeleri bir araya getirip söylediği bir gün mü?

Yoksa benim ümitlerimi kaybettiğim bir gün mü?

Böyle bir şeyin olabileceğini hiç düşünmüyorum ya! Benim ondan vazgeçtiğim gün mü?

Veya benim buradan gideceğim gün mü?

Ayrıca neden bir gün ?

Ondan fedakarlık yapmasını kolunu, bacağını vermesini istemedim ya! Ben ondan kelimeleri bile doğru dürüst istemedim.  Verdiği kadarına razı oldum. Ama dün gece. Bana daha fazlasını da verebileceğini, yapabileceğini, söyleyebileceğini gösterirken sabahında neden daha fazlasını istemeyeyim?

Yattığım yerde doğruluyorum.  Düşünmenin sadece beynimi yorduğunu hissediyorum. Sonuçta ben burada kendi kendime ne kadar düşünsem de düşündüğüm ile kalacağımı biliyorum. Taa ki Ömer gelene kadar. Eğer gelirse ne olacağını hiç mi hiç bilmiyorum...

koca bir yalan.

Aslında biliyorum.

Yataktan kalkmamla ayağıma camın batması ile kırıp döktüğüm şeyleri toplamam gerektiğini anlıyorum. Usulca yere dizlerimi koyup dağılan tüm parçaları tek tek yavaşça  bir elime topluyorum. Camlar bir elimdeydi. Akrep ve yelkovan bir elimdeydi.  Dağıttığım şeyleri toplayabildiğime göre, kendimi de toparlayabilir miydim? Unuttuğum bir şey vardı. Beni ben dağıtmamıştım ki...

Göz yaşlarım akıyor. Silemiyorum bile. Kendi  dağıttığım şeyleri ve  dağılan benliğimi toparlamakla o kadar meşgulüm ki, sıra göz yaşlarıma bile gelemiyor. Zorda olsa  dizlerimi yerden kaldırıp mutfağa doğru yürüyorum. Arkama bakmaya mecalim yok zira gördüklerim, aklıma düşecek olanlar, adım atmamı engellerdi.

Cesurca Sev ! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin