Cesurca Sev ! 22. Bölüm

6.6K 364 8
                                    

herkese iyi geceler...




galiba bölümün başında belirtmem gerekli biraz on sekiz yaş üstü bir bölüm oldu...şuan birazcık kızarmış olabilirim.



neyse iyi okumalar...


Carly Rea Jepsen call me maybe

Yavaş ve dikkatli adımlarla içeriye girmeye çalışıyorum. Çünkü atacağım yanlış bir adım ikimizin de yeri boylamasına sebep olurdu. Daha fazlası yere düştüğümüz zaman ben altta olacağım için mümkün mertebe birkaç kemiğimde kırılmış olacaktı. Ve bizim yerden kalkmamız için Ömer'in ayılması gerekecekti ki o da eminim koca bir günü alırdı. O zamana kadar ölürdüm ben. Tabii şuan da ölüme birkaç adım yaklaştım ama şuan ölsem bile mutlu bir ölüm olabilirdi. Ama ben ölmüyordum ve hızlı atan kalbime dayanmak zorundaydım. Bir çok yakınlık içine girmiş olabilirdik ama şuan ki durumumuz yeniydi. Ve Ömer sarhoştu! Ona olan sinirimi sadece bir parça daha arttırmaya yarıyordu bu hali. Hem o kadar zaman arama hem görüşmek istediğini mesajla belirt hem de gecenin bir vakti sarhoş olup kapıma dayan! İçimdeki sinirle, salona yürümek yerine bana daha yakın olan bir yere doğru geri geri yürümeye başlıyorum.

Banyo!

Birkaç adım daha attığım an banyodaydım. Evet kapısını da zorda olsa açıyorum. Ve içerideyim! Şuanda küçük bir zafer elde etmiştim şimdi ikinci zaferi elde edecektim!

İyi ki bir küvetimiz vardı! Küvetin tıkacının, oluk yerinde olduğunu görünce seviniyorum. Çünkü artık tek yapmam gereken şey biraz eğilmek olacaktı. Ve evet eğilebilmiştim.

Eh artık istediğimi yapabilirim!

Ömer'in boynundaki ellerimi omuzlarına götürüyorum. Onu buraya kadar ellerim boynunda sürükleyebilmişken bunu mu yapamayacaktım?

Yaptım da!

Soğuk su dolu küvete itiverdim Ömer'i!

"Birazda soğuk sularda kal!"

Bu adam neden bıraktığım gibi yatıyordu suda? Ses seda da çıkmıyor. Yoksa ters bir hareket yapıp öldürmüş müydüm onu? Gazetelere hayranı olduğu yazarı öldürdü diye düşecektim veya Ömer Yelken hayranı tarafından öldürüldü diye manşet olacaktı! Ama hayranlığı bırak gerçek anlamda aşıktım! Seviyordum ben bu adamı! Eh bunu öğrendikten sonrada sevgilisi diye yaftalayıp ünlü yazar sevgilisi tarafından öldürüldü diye manşetlere düşerdik! Ben hapse Ömer mezara gidecekti.

Oysa daha sevgili bile değildik!

Ona doğru eğilip parmağım ile omzundan dürtüyorum. Hala bir tepki almayınca biraz daha sert bir şekilde yapıyorum bunu.

İkinci dürtüşümle, elinin bileğime yapışması bir oluyor. Beni kendine çekmesi de. Tabii ki de ıslanmadım. O oltaya düşmeye daha niyetli değilim. Ama bu benim biraz da olsa ıslandığım gerçeğini değiştirmiyor. Küvetin içine düşmemek için taşına tutunduğumdan azcık totom ıslanmış olabilir...

Yüzümü Ömer'den tarafı çevirdiğimde bileğimdeki eli de biraz olsun gevşemişti. Nefes nefese bir halde adımı söyledi

"Zeynep!"

Ama, sesi sanki, hala, biraz kayık gibi geliyordu bana. Pis sarhoş! İçip içip kapıma gelmiş! Birde gelip sızdı! Hem de köprücük kemiklerimde!

Cesurca Sev ! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin