Onu Bulmalıyım

281 64 45
                                    

Hayal gücümün ne ara bu kadar hızlı işlediğinin farkına bile varamamıştım. Hala kapınınn önünde dikilip Melisayı izliyordum. Beni farkedip gülümsemesi uyandırdı beni muhteşem hayalimden. Ah... tamda aklımdakileri yapabilmek için yanıp tutuşuyordum.
Yürümeye başladım. Yanından geçerken umut dolu gözlerle bakıyordu. Ve maalesef ben her zaman ki öküzlüğümü yapmış
Ve onu öylece bıraktım.
Arkamı dönüp baktım.
Gözleri intikam için öyle yeminler ediyordu ki.
Fakat bunları hakettiğim konusunda hem fikirdik Melisayla.
Okulun idare kapısından baktığımda merdivenlerde benim hep oturduğum basamakta gördüm. Biraz toparlamıştı kendini ama hala sinirli görünüyordu.
Yanına gidip özür dilemek istiyordum ama konuya nasıl gireceğimi bilemediğimden hiçbir girişimde bulunamadım.
Tam ben düşüncelerime gömülmüşken dönüp baktı.
Halbuki ses bile çıkartmamıştım. Birbirimizin varlığını hissetiğimizin bir kanıtı daha... Tebessüm ettim o da ürkek bir tavırla gülümseyip önüne döndü.
Hayret arkadaşları yanında değil... diyecektim kiii geldiler.
Gözleri benle Melisa arasında gidip geldi. Benim hala olay mahalini terketmemiş olmama şaşırmışlardı anlaşılan.
Yavaş adımlarla merdivenleri inmeye devam ettim , arkama bakmaya cesaret edemiyordum. Çünkü ona az da olsa gülümsemiştim ve o da bana aynı şekilde karşılık vermişti.
Ama ben yokken veyaelin hala okula gelmesinden nefret ediyordum. Tabiii okul zamanı o kadar devamsızlık yapınca boş zamanlarda da okula gelmek zorunda kalır insan.
Kendimden myle bir nefret ediyordum ki.!
Şu Veysel bayağı belalı bir tipti. Benden taş çatlasa benden bir baş uzundu. Sıskaydı ama bir o kadarda geniş omuzluydu.
Sigarası.
O ve sigarası resmen ayrılmaz ikiliydiler.
Bizim okuldaki bir çok kız Veysele hasta oluyordu.
Fakat Veysel hiçbirine aldırış etmeden Melisaya .... müptela gibi. Evet doğru sözcük müptela.
Melisaya resmen bir bağımlı gibi bakıyordu.
Ve kahretsin yakışıklıydı da.
O kendine has küçük kalkık sivri burnu , pembe dudakları ve küçük siyah gözleriyle nasıl oluyorsa dikkatleri üstüne çekmeyi başarıyordu.
Bende geniş omuzluydum ama Veysel kadar da sıska değildim.
Sigara mı?
Kokusuna bile tahammül edemem. Benimle konuşmaya bir çok kız gelmişti. Birkaç kızda bana bakıyordu ama benimde gözüm Melisadaydı.
Veysel gibi bakamıyordum hani öyle MÜPTELA gibi.
Bir keresinde öyle bakmayı denediysemde sonrasında bir daha denememem gerektiğine kanaat getirdim.
Yüzüm ise sanki kalemle çizilmiş gibiii... değildi tabi ki.
Yarım ay şeklinde Melisa' nın göz rengine yakın bir kahverengi idi gözlerim.
Kirpiklerimse seyrek ve uzundu.
Kaşlarım kavisliydi bu da bana ciddi bir hava katıyordu. Burnum kalkık ama o gerizekalının ki gibi sivri değildi.
Yuvarlak ve ucu biraz parlaktı. Alt dudağım üste göre daha dolgundu.
Melisa benimle merdivenlerde konuştuğu zaman gözleri bir anlığına dudaklarıma takılmıştı.
Aslında o zaman yüzümün her detayını kafasına kazımak istiyormuş gibi incelemişti. Ama en uzun dudaklarımda kamıştı bakışları.
Eve gidip dudaklarımı incelediğimde alt dudaudağımın üstten daha dolgun olduğunu.
Veyselle tek ortak noktamız Melisaya bakmamız. Bakış
tarzımız değil bakmamız çünkü o başka bir boyutta bakıyordu Melisaya.!
Melisa hiçbir zaman Veyselin bakışlarına karşılık vermemişti.
işte benim prensesim böyleydi.
Güzelliğini boş
şeylerde kullananlar o zamanlar farkında olmazlar ama güzellik gelip geçicidir.
Asıl güzel insaların güzelliğinden haberi olmayan insanlar olduğuna inanmışımdır hep.
Melisa da o nadir insanlardan biriydi.
Bembeyaz teni , sapsarı saçları , kehribar rengi gözlerini gizleyen ok gibi uzun kirpikleri , düz bir burnu , vişne rengi dolgun ve küçük dudaklarına rağmen birçok kez güzel olmadığını iddaa ederken duymuştum onu ve hiçbir erkekle görmemiştim hatta baktığını bile.
Birgün , birgün bu kızıbulacaktım.
BULMALIYDIM!!!
Buna mecburdum.
HOŞÇAKAL
AŞKIM...

Arkadaşlar üç bölümü düzenlenmiş olarak yayımlayacağım.
Yazılar bozuk görünüyormuş nedenini bende bilmiyorum.

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin