İlk aşk? Tek gerçek dost?

165 47 36
                                    

Multimedya'ya Melisa'yı da eklediimm ona benzeyen tek kız bu zar zor buldum yeni bölümü de bu yüzden geç eklemek zorunda kaldım neyse ben yine fazla uzattım iyi okumalar😊☺️

MELİSA'dan
Veysel'in ayılması için bi türk kahvesi içmesi gerekiyordu. Mutfağa girip kahveyi aramaya başladım ama yoktu. Veysel'e sormak için odasına gittim kapıyı açtım ve uyuduğunu gördüm kapıyı yavaşça kapattım. Burak bilirdi kahvenin nerede olduğunu. Her ne kadar onunla konuşmak istemesemde buna mecburdum. Kapısını tıklattım ama ses gelmiyordu.
"Burak? Burak orda mısın?" çıt çıkmıyordu içeri girmemle Burak'ın banyodan çıkması bir oldu.
Gördüğüm manzara karşısında tepkisiz bir şekilde kalakaldım.
"Limon çiçeği'm hayırdır bir şey mi oldu?"
Dediklerine odaklanmaya çalışsamda yapamadım.
"Hu huu aşkım iyi misin?"
Aşkım😳?
"Aa.. Ee..vvettt iiiiiyyyyimm" dedim kekeleyek. Ah yine eskiye dönmüştük neden onunla konuşurken heyecanlandığımda kekeliyorum.
"Burak üstünü giysen iyi olacak" dememle bana doğru gelmeye başladı. O yaklaştıkça ben geri geri gidiyordum en sonunda yatağın kenarına çarpıp dengemi kaybettim.
Sonra Burak da kendini yatağa bıraktı kolunu kafamın altına koydu.
Ama bana yalan söylediği için ona çok sinirliydim ve kendimi ona kaptırmak hiç iyi görünmüyordu hele ki üzerinde sadece havlu varken.
Hemen ayağıya fırladım.
"Şeeeeyy bee..n kahveyii bulamadım da" acilen kekelemeyi kesmeliydim yoksa kendi kendimi yumruklayacaktım.
"Kahve? Buraya gelişinin tek nedeni bu mu yani?" dedi alaylı bi gülüşle.
Böyle gülünce çok seksi oluyordu ama konumuz bu değildi.
"Kahve Burak kavhe gelişimin tek nedeni bu."
"Tamam üzerimi giyeyim bakarım kahvenin nerede olduğuna." ardından eli havluya gidince panikleyip gözümü kapattım.
"Hey hey hey ne yapıyorsun sen? Çek elini ordan ahbap!!!"
Gür kahkahası içime işledi adeta. Kahkahalarının arasından konuşmaya devam etti.
"Ahbap mı? Tı tı tı... İnsan hiç sevgilisine ahbap der mi ya."
"Gülmesene öyle ağzımdan çıktı işte hem sen bana sevgilim falan deme. Oh be dünyaya bak hem bana yalan söylüyorsun hemde sevgilim aşkım LİMON ÇİÇEĞİ'M diyorsun. Of her neyse şu an asıl mesele Veysel. Seninle daha sonra konuşacaz zaten şimdi hiç sırası değil. Ben mutfakta bekliyorum."
Cevap vermesini beklemeden kapıyı kapatıp çıktım. Lafı ağzına tıkmak her ne kadar çocukça da olsa küçük bir zafer gülümsemesi yerleşti yüzüme.
"Evet limon çiçeği'm emrine amadeyim."
"Kahve şu üst rafta ama uzanamıyorum."
Belimden tutup beni arkasına aldı ve kendi aldı kahve kutusunu.
"Sana bir şey soracam"
Hafif bi gülümseme yayıldı yüzüne.
"Ne gülüyorsun komik bir şey söylemiycem ayriyetten çok dikkat dağıtıcı oluyor."
"Tamam" derken bile sırıtıyordu.
"Veyselle konuştuğunda o hala içiyor muydu yani ben onu bulana kadar içmeye devam mı etti sence."
Yüzü hemen ciddi bir hal aldı.
"Bilmem ama sesi kötü geliyordu. Ben olsam içmeye devam ederdim."

BURAK'dan
Cevabımdan sonra bir anda ciddileşti ve konuştu. Ne diyeceği ne yapacağı merak konusuydu benim açımdan.
"Ben kahveyi yapıyım."
Kendini böyle kapatınca deli oluyordum ne düşündüğünü ve ne hissettiğini o kadar iyi gizliyordu ki bu özelliğini hayranlıkla karşılıyordum.
"Yardıma ihtiyacın var mı? Mesela fincana tükürebilirim. Köpüklü köpüklü içer. Ohh.. Mis."
Gözlerini devirdi sert bir şekilde ve ben kendimi düzeltme isteği hissetim.
"Özür dilerim sadece seni neşelendirmeye çalışıyorum. Ama belli ki bugün pek havanda değilsin." dedim iç çekerek.
"Havamda olmamımı bekliyorsun böyle bir günden sonra kusura bakma ama benim yerimde kim olsa çoktan isyan bayrağını çekmişti."
"Durum o kadar vahim ha?"
"Ben Veysel'e bakayım uyansında kahvesini içsin." dedi bana cevap verme zahmetinde bile bulunmadan.

VEYSEL'den
"Giir"
Melisa kapıdan kafasını çıkartmasıyla hemen toparlandım.
"Kendini nasıl hissediyorsun Veysel?"
"İyiyim biraz daha ama başım çatlıyor."
"Al kahve biraz kendine getirir seni. Ah Veysel ahh.. Neden o kadar içtin. Değer miydi bu hale gelmene."
"Evet sen bu hale gelmeme değiyorsun."
"Bak benle Burak.."
"Burak beni senden uzak tutmak için damarıma basıyor. Benim zayıf noktamın sen olduğunu biliyor. Bana beni hiç sevmediğini ona aşık olduğunu beni unutacağını söyledi. Sonra sabah seni aradığımda telefonu o açtı Melisa uyuyor gece çok yoruldu falan diyince benim beynime kan gitmedi haliyle. Bir an bir an seni unutmak istedim zaten adını bile unutmak için içtim ama bu mümkün olmadı. Çünkü seni unutmak istemiyorum. Seni her zaman hissetmek istiyorum kimseyle paylaşmak istemiyorum.
HEP BENİM OL İSTİYORUM." dedim son sözlerimi bastırarak.
"Ben seni sevmekten vazgeçmiycem seni asla ve asla unutmıycam. Beynim bunu istese bile kalbim buna asla izin vermez. Senin yaptıkların bana bakışın her hareketin beni iyileştirdi beni ayakta sen tuttun. Seni seviyorum hem de çok. Lütfen Burak'ın kışkırtmalarına gelme. Bir daha kendine zarar verirsen öldürürüm seni."
Konuşması boyunca kaşlarını o kadar çattı ki yüzünde izi kaldı.
"İkiniz de beni çok yoruyorsunuz. İkiniz de beni bir seçim yapmaya zorluyorsunuz. Ama bu çok zor yani bir yanda ilk aşkım bir yandaysa ilk aşkımın kırıklarını temizleyip beni ayağıya kaldıran tek gerçek dostum. Ben ikinizden de vazgeçmek istemiyorum. Birinizi seçersem diğerini bir daha asla göremeyeceğimin farkındayım. Bu yüzden ben seçim yapmamayı seçiyorum. Olacakları zaman gösterecek. Ama o gün gelene kadar üçümüz hep birlikte olacaz. Burak ile birbirinize laf sokmayacaksınız. Arkadaş olcaz. Normal davrancaz. Ben yıpranma ve üzülme sınırımı Burak yokken doldurduğumu düşünüyorum. Umarım benimle aynı fikirdesindir."
"Sen ne istersen ben onu yapmaya hazırım sınırlarını doldurduğunu ben bizzat yaşayarak gördüm ve artık seni öyle görmeyi kalbimin kaldırabileceğini sanmıyorum. Ama Burak konusunda emin değilim yani onun senden uzak durabileceğini sanmıyorum."
Yüzünde bir tebessüm belirdi.
"Artık Burak'ı düşünme. Onunla konuşcam. Eminim o da senin gibi düşünecektir. Normal insanlar gibi olacaz artık kavga ve gerilim olmayacak aranızda hep eğlenicez gezecez tozacaz. Anlaştık mı?" dedi geniş bir gülümseme ile gözleri çok güzel parlıyordu.
Harikaydı.
Ona dayanmak çok zor olacak ama her şey Melisa'nın istediği gibi olacak bu saatten sonra.
"Seninle anlaşmamak nasıl mümkün olabilir ki" dedim onun gülüşüne karşılık vererek.
"Ahh gel buraya sırık " dedi kollarını açarak. Bana sarılırken konuşmaya devam etti.
"Sakın bir daha bu kadar içme. Bana verdiğin sözleri çiğneyince olanları gördün." deyip geri çekildi.
"Belki de her zaman kuralları çiğnemeliyim baksana aramız düzeldi. Bana kurduğunu hissettiğim duvar toz oldu resmen."
"Eşşek ben sana duvar kuramam ki." çıkıp gidecekken kapının önünde durdu.
"Ha bir de kurallarımızı çiğnersen olacakların sorumlusu ben olmam." dedi sinsi bir bakışla.
"Oww çok tehditkarız bakıyorum. Neyse tamam artık seni dinliycem ANNE😄"
"Ukala şey☺️"
Oldu son sözü ve ben şu bir haftanın en huzurlu uykusunu çekmeye hazırlandım.

Yaaaa KİRALIK AŞK tan alıntılar yaptım. Bayılıyorum o diziye ve benimle Burak'a da yakıştı benccee☺️

Melisa : Ekaterina Medynskaya

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin