Yeniler

119 31 36
                                    

MELİSA'dan
Dersin bitmesine on dakika kala kapıdan giren çocuğa odaklandık hepimiz. En çok da Sida desem abartmış olmam bence.
"Hocam ben Görkem Almanya'dan bugün geldim. Uçağım 1 saat önce Kocaeli'ye indi. O yüzden geç kaldım. Özür dilerim." neyse ki Serkan hocaya denk gelmişti. Adam halden anlıyor hiç değilse.
"Merhaba Görkem. Ben anatomi hocan Serkan UÇAR. Bir daha geç kalmadığın sürece bugünlük sorun yok. Boş olan bir yere geçebilirsin Görkem'cim."  ve bize dönerek
"Evet gençler bugünlük paydos."
Görkem bize doğru ilerlerken Sida sıkmaktan kolumu moraratmış olabilir.
"Kızım bu nasıl bir insandır ya." dedi kulağıma doğru.
Bir tek Sida'nın yanı boştu.
Toygar salağı zaten hangi yüzle gelebilirdi ki bugün.
"Merhaba." dedi Görkem erkeksi bir ses tonuyla ve Sida'nın eridiğine yemin edebilirim.
"Ssselam. Bbben Sssida."
dedi kekeleyerek. O da benim gibi heyecanlanımca kekeliyor. Boşuna birbirimize benziyoruz demiyorum ki.
"Tanıştığıma çok memnun oldum Sida." dedi elini Sida'ya uzatırken.
"Bende memnun oldum Görkem."
El ele tutuşurken öyle yoğun bakıyorlardı ki birbirlerine.
Hayret ettim doğrusu. Görkem elini her ne kadar çekmeye çalıştıysa da Sida felç geçirmiş gibi sımsıkı tutmuş bırakmıyordu.
Bende çareyi Sida'yı çimdiklemekte buldum.
"Kendine gelsene kızım." diye mırıldandım sessizce.
Neyse ki Sida zilin çalmasıyla hipnozun etkisinden çıktı ve çocuğun elini bıraktı.
"Şeyy bana okulu dolaştırır mısınız kızlar?"
"Olur tabi tabi." diye atladı Sida.
Deli kız yaa.
"Bende Melisa , Görkem. Tanıştığıma memnun oldum."
"Bende memnun oldum Melisa."
Allah bu ses tonu nedir be.
Çok iyii.
"Hadi çıkalım o zaman" dedim ve üçümüz koridorun yolunu tuttuk.
"Sida benim Burak'ı ararmam lazım siz takılın bende eve giderim."
"Tamam kardeşim kendine iyi bak."
"Burak kim?" diye sordu Görkem meraklı bir şekilde.
"Burak benim liseden arkadaşım."
"Bir gün tanışmak isterim doğrusu." dedi tok bir sesle.
"Tabi neden olmasın." dedim samimi bir sesle.
Onlar koridorda ilerlerken bende Burak'a ulaşmaya çalışıyordum. Sonra aklıma Devrim'i aramak geldi. Sonuçta o Burak'ın kuzeniydi ve nerde olduğunu bilme ihtimali bayağı yüksekti.
"Alo Devrim! Nasılsın canım?"
"İyiyim Melisa okuldayım bende. Sen nasılsın?"
"Burak nerede?"
"Hayırdır canım kötü bir şey mi oldu?" diye sordu Devrim korku dolu bir sesle.
"Hayır sadece 2 gündür ona ulaşamıyorum da , eve de gelmiyor. Çok merak ettim haber alırsan hemen beni arar mısın?"
"Tabi tatlııım nasıl aramamm." dedi neşeli bir ses tonuyla.
"Tamamdır. Hadi iyi dersler sana." aynı şekilde karşılık verip telefonu kapattım.
Ayy ben bu kızı yerim ya.
Bir insan bu kadar mı enerjik olur.
Bir daha şansımı deneyip Burak'ı aradım.
"Limon çiçeği'm?"
"Yav sen nerdesin? Arıyorum açmıyorsun eve gelmiyorsun. Seni ne kadar merak ettim farkında mısın? İnsan bir haber verir gelmeyeceğim diye.!"
Şu an resmen de javu yaşıyordum. Sida ile Toygar'ın da son konuşması buydu sonra Sida Toygar'ın onu aldattığını öğrendi.
Ayy allah korusunn.
"Limon çiçeği sakin olur musun? Sana bir şey anlatmam gerekiyor yoksa kafayı yiyeceğim. Dada cafe'de buluşalım mı?" sesi çok tedirgin geliyordu. Ve ben harbiden korkmaya başlıyordum.
"Tamam ben çıktım geliyorum hemen"
"Tamam limon çiçeği'm"

BURAK'dan
Melisa'ya anlatmamak çok zor olduğundan son arayışın da pes edip telefonu açtım ve onunla buluşmak istedim. Fakat ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim dahi yok.
Cafe'ye geleli on beş dakika olmuştu ama aklımdan geçenlerin haddi hesabı yoktu.
Biraz daha oturduktan sonra Melisa beni düşüncelerimden kopardı.
"Merhaba Burak."
"Merhaba limon çiçeği'm." dedim ayağıya kalkıp sarılarak. Kokusunu içime çektim o vanilya ve şeftali karışımı kokusunu.
Kimse böyle bir kokuya sahip olamazdı.
Ona sıkıca sarılırken Melisa endişeli bir ses tonuyla konuştu.
"Burak neyin var?"
"Sus limon çiçeği'm şu an tüm varlığımla seni hissetmek istiyorum."
Melisa bu istediğime saygı duyup kafasını göğsüme yasladı. Kafamı saçlarına gömdüm. Sertçe nefesimi verdim.
"Ben çok mutsuzum."
Kaşlarını çatıp benden ayırdı vücudunu.
"Anlatmak ister misin?"
"Anlatmazsam çatlayacağım zaten."
Oturduk. Melisa ice tea istedi bense soğuk bir su.
Bu yaşadıklarımın ve öğrendiklerimin üstüne bir bardak soğuk suyun bayağı iyi gideceğinden eminim.
"Senin anatomi öğretmenin benim abimmiş."
Melisa ice tea içerken söylemeseydim keşke kızı resmen öksürük krizi tuttu.
Hemen yanına gidip beline vurdum.
"Melisa iyi misin canım? Offf... Özür dilerim alıştıra alıştıra söylemeliydim."
Melisa elini sallayarak bir şeyim yok işareti yaptı.
"Abim derken? Serkan hoca mıı? Nasıl ya?"
"En başından anlatıyorum. Geçenlerde hastaneden aradılar. Babam olacak adam kanser olmuş. Annemi ben 10 yaşında kaybettim. O da kanserden öldü. Babamın yaptığı şeyler Meleğimi öldürdü. Babam , annemi aldatmış Serkan da abimmiş. O gün okula gelmemin nedeni Serkan'nın gerçekten de orda olup olmadığını merak ettim. Öyle işte." dedim nefesimi verirken göz kırptım çekingen bir şekilde.
"Sen bunları nasıl içinde tutabildin. Bildiklerin çok ağır. Ama bak bir abin var sevin bence."
Birden ses tonum sertleşti.
"O benim abim falan değil."
"Tamam canım kızma ben sadece iyi bir açıdan bakmaya çalışıyordum."
"Çok pardon limon çiçeği'm. Ufff.. Bu olay beni yay gibi gerdi. Bağırmak istememiştim."
"Biliyorum Burak. Sorun yok. Böyle bir şey benim başıma gelseydi duvar dibine çöküp ileri geri sallanırdım. Kısacası kafayı yerdim. Sen yine iyi durumdasın yani."
"Sen olmasaydın bende kafayı yerdim. İyi ki varsın limon çiçeği'm." gülümseyerek yanına oturdum.
Gözlerinin içine bakıp ellerini sımsıkı sardım ellerimle.
"Kendine daha çok aşık ettirmeyi nasıl başarıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.
Ellerimi sıkmasına rağmen buna çok ters düşecek şeyler söylemeye başladı.
"Veysel'e de söyledim ve sana da söylemenin zamanı geldi. Biz artık arkadaş olarak takılmalıyız. Yani sen , ben , Veysel. Artık kavga etmenizden bıktım. Yani kimi seçersem seçeyim diğerinizi kaybedeceğimizi biliyorum. Daha doğrusu Veysel'i kaybetmek istemiyorum." dedi derin bir iç çekişle.
"Nasıl yani? Eğer birimizi kaybetme ihtimalin olsa beni mi seçerdin? Sırf Veysel'i kaybetmemek için mi bu kararı verdin?"
"Burak zorlama işte ne demek istediğimi anlamışsın. Bundan sonra aranızda kalmak istemiyorum. Seni hep seveceğim."
"Ben de seni limon çiçeği'm ben de seni." dedim kırgın bir ses tonuyla. Ve eve gitmek üzere arabaya bindik.

Eveeeeet Gençliiik!!!
Yeni bölüm taze taze sıcak sıcak sizinle birlikte.
İyi okumalar WATTPAD KURTLARI.

BÖLÜM İTHAFI: dudaksizyazar  ☺️☺️☺️🙊🙊🙈🙈👻👻👻

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin