ABİM...

134 25 71
                                    

Öncelikleeee kapak tasarımımı yapmak isteyen ve süper bir şekilde de yapan zehragut adlı kullanıcı ya sonsuz teşekkür ediyorumm.
Maviyisevenbayan ya bu kızın kitabı bir harika SARMAŞIK hepinize tavsiye ediyorum☺️
BÖLÜM İTHAFI: ness_nesli ☺️
Haydi iyi okumalaaaar

BURAK'dan
Tedirgince arkamızı döndük çünkü bu sesi ikimiz de tanıyorduk.
"Burak lütfen sakin kalmaya çalış." dedi Melisa elimi tutup sıkarak.
"Kardeşim benim." dedi Serkan , Devrim'in elini bırakıp bana koşmaya başlamışken.
Kardeşim mi?
Ne?
Nasıl ya?
Sıkıca bana sarıldı.
"Seni ilk gördüğümde acaba yanılıyor muyum diye düşündüm ama aynen Melek teyze'ye benziyorsun. Yani seni tanımamak imkansız."
Bana sardığı kollarını sertçe ittim.
"Sakın bir daha annemin adını ağzına alma sa-kın!" dedim uyarı dolu ses tonumla. Ben konuşmaya devam ederken Devrim çoktan yanımıza gelmişti bile.
"Hem sen ne kardeşinden bahsediyorsun! Sen söyledin değil mi Devrim!?" diye sordum sinir ve hayal kırıklığı ile dolu bir sesle.
"Burak sakin oool." dedi Melisa beni yatıştırmak istercesine.
"Sen karışma Limon çiçeği!" diye bağırdım.
"Bana bağırma."dedi Melisa sakin kalmaya çalışarak.
"En sevdiğim öğrencime böyle davranmamalısın kardeşim." dedi Serkan alaylı bir şekilde.
"Sen bir kapa çeneni yoksa ben kapatmasını iyi bilirim." dedim parmağımı Serkan'a doğru tehdit içerikli bir şekilde sallayarak.
"Kuzen bu çok kabacaydı. Ben Serkan'a hiçbir şey anlatmadım. O seni küçüklüğünden beri tanıyormuş." Devrim'in bu sözleri üzerine sanki birisi kapatma düğmeme basmış gibi donakaldım.
Küçüklüğümden beri derken?
Ya bu babamın annemi aldattığı kadından olan Serkan nasıl olurda beni annemi tanır.
Serkan bana iyice yaklaştı.
"Burak şu kahvaltıcıya gidelim ve adam akıllı oturup konuşalım. Hı? İster misin Burak?"
Sanki transtan çıkmış gibi Serkan'ın söylediklerine odaklanmaya çalıştım.
"Melisa hadi gidelim." dedim Melisa'yı elinden tutup tekrar kavhaltıcıya girerek.
Onları arkamda bırakmak şu an için yapabileceğim en mantıklı hareket gibi görünüyor eğer biraz daha Serkan'ı dinlemeye devam etseydim üzüntü , özlem ve sinirle ağlamaya başlayacaktım.
Serkan'ın yanında ağlamak da pek iyi bir fikir olmadığı için cam kenarında ki masaya oturdum.
Melisa'yı da yanına oturttum.
"Limon çiçeği'm elimi sakın bırakma. Sen benim tek dayanağımsın. Varlığın sakin kalmamı sağlıyor. Yani çoğunlukla öyle oluyor umarım şimdide aynısı olur."
"Tamam Burak. Bak Serkan hoca çok iyi birisi. Onu dinle ve anlamaya çalış. Olur mu?" dedi Melisa elimi sıkarak.
Serkan karşıma geçip otururken ağır ağır başımı salladım ve
"Göreceğiz" diye mırıldandım.
"Annemi nereden tanıyorsun?" diye sordum gergin bir şekilde.
"Melek teyze ben küçükken bana bakmak istedi. Annem beni doğururken ölmüş. Melek teyze bana 9 yaşıma kadar baktı. Yani 9 yaşına kadar seninle birlikte büyüdüm.
Sen 4 yaşındaydın o zamanlar , hatırlamaman çok normal. Ama ben seni hatırlıyorum. Serkan abi Serkan abi diye koşup duruyordun peşimde. Çok seviyorduk birbirimizi. Ama o babalık duygusundan bir haber olan adam aramızda ki bu sevgiyi zorla kopardı. Beni o küçücük yaşımda yetiştirme yurduna verdi. Şansıma öyle kötü bir yetimhane değildi.
Gayet iyi bakıp davranıyorlardı bize.
Arada sırada seninle telefonda konuşuyorduk.
Bazı zamanlarsa Melek teyze seni benim yanıma getiriyordu oyun falan oynuyorduk. Herşeye rağmen en güzel zamanlarım onlardı.
Sen evde benden çok bahsedince O sözde babamız olan adam Melek teyze'yi dövmüş. Gecenin bir yarısı ağlayarak beni aradığında söylemiştin bunu bana. O günden sonra ne Melek teyze gelebildi ne de seni getirebildi. Sonra Melek teyze'nin ölümünü bir şekilde öğrendim. Seni çok aradım hem de çok.. Ama senden hiçbir iz bulamadım. Melek teyze'nin ölümünden sonra kendini öyle bir kapatmışsın ki ne bir telefon kullanıyordun ne de sosyal bir ağ. Seni hiçbir yerde bulamadım. Ama şansa bak ki Melek teyze'ye çok benzeyen bir kız bulmuşsun ve o kız benim öğrencim. Seni bulabildiğime hala inanamıyorum." dedi Serkan sesi gittikçe azalarak.
Anlattıklarının hiçbirini hatırlamıyordum ama kulağa çok güzel geliyordu.
Babamın annemi dövmesi dışında tabi ki.
"Yani benim artık bir abim var." dedim yarım ağız ile tebessüm ederek.
Serkan abim ile aynı anda ayağıya kalktık. Masanın karşısına geçip kollarımı ona doladım.
"Abim." dedim duygulu bir ses tonuyla.
Annemle vakit geçiren onu hatırlayan birine o kadar ihtiyacım vardı ki.
Üstüne üstlük bu kişi abim olunca ayrı bir duygulanıyordum.
Birbirimize sıkıca doladığımız kollarımızı çözmemize neden olan Devrim ve Melisa idi.
Hangi ara ağlamaya başlamışlardı böyle.
Ben hemen Melisa'nın yanına oturdum. Abim ise Devrim'in yanına geçti.
"Limon çiçeği'm ağlama. Neden ağlıyorsun?" dedim baş parmağımla yanağında ki gözyaşlarını silerek. Bir kedi misali kafasını uysal bir şekilde kaldırdı ve gözlerini kocaman açarak konuşmaya çalıştı.
"Siz... Sen... Serkan hoca... Çok kötü şeyler yaşamışsınız. Bu yaşadıklarınız hiç adil değil. Üzgünüm."
"Neden üzülüyorsun limon çiçeği? Bu olanların hiçbiri senin suçun değil ki."
Ah lütfen Melisa lütfen. Ağlamaya devam edersen ben de kendinimi kaybederim.
Lütfen dur...
"Ben sizin yaşamak zorunda kaldığınız hayat için üzgünüm. Yaşadığınız şeylerin hiçbirini hak etmiyorsunuz." dedi titrek bir sesle ve aniden kollarını boynuma doladı. Bende aramızda ki sandalyenin izin verdiği kadar sarılmasına karşılık verdim.
Devrim gürültülü bir şekilde burnunu çekince ayrıldık birbirimizden.
"Ahh hadi benim gibi bir kızı getirdiğiniz hale bakın." dedi Devrim suratını göstererek. Gerçekten kötü görünüyordu. Makyajı akmıştı.
"Aynen maymuna benzemişsin." bunu söyledikten sonra gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Ayyy bunu sesli bir şekilde dile getirdiğime inanamıyorum.
Bittim ben bittim kesin yani.
"Hiç de öyle değil benim sevgilim böyle bile güzel." dedi abim Devrim'e tatlı tatlı sırıtarak.
"Böyle bile!!! Süpersin Serkan ya!." bir süre Serkan'a dik dik baktıktan sonra belasını benim Limon çiçeği'm e sürdü.
"Kalk kızım kalk bunlar abi kardeş birleşip beni deli edecekler anlaşıldı. Lavaboya gidip şu yüzümü temizleyeyim bari." Devrim bize doğru tripli bir bakış attıktan sonra Melisa'nın koluna girip onu lavaboya sürükledi.
"Ee abi annemi anlatsana biraz. Onu hayal meyal hatırlıyorum. Anlat biraz buna çok ihtiyacım var." dedim iç çekerek.
"Melek teyze adı gibiydi. O benim kurtarıcı Meleğim idi. Beni bebekliğimden beri koruyup kollaması , senden ayırmaması onu benim kahramanım yaptı. Çocukların kahramanları babalarıdır.
Ama benim kahramanım ne annem ne de babam...
Keşke seninle , Melek teyze ile daha fazla zaman geçirme şansım olsaydı.
Keşke senden hiç kopmasaydım. Sana ihtiyaç duyduğum bir sürü zaman oldu. O zamanların haddi hesabı yok emin olabilirsin. Seni bir daha kaybetmeye dayanamam Burak..."
"Benim de bir abiye bir yol göstericiye çok ihtiyacım oldu. Hayatım konusunda bir çok zorlukla karşılaştım ve dedim ki keşke birisi gelse ve beni bu boktan hayattan çekip alsa.
Çok ilginç biliyorum ama sana artık kızgın değilim. Annemin ölüm sebebinden yani senden nefret ediyordum.
Ama bak senin hiçbir suçun yokmuş. Annemin sevdiği birini bende çok severim hele ki bu abim ise." dedim genzimi temizleyerek ve konuşmaya devam ettim.
"Bizimkiler geliyor onları tekrardan ağlatmayalım."
Serkan abi geniş bir gülümseme ile kafasını salladı.
"Melisa biz kalkalım mı artık daha ev bakacağız."
"Olur kalkalım balım."
Tam cevap verecektim ki Devrim konuşmaya atladı.
"Ooo balım falan anlayalım yani." dedi göz kırparak.
Göz ucuyla Melisa'ya baktım. Yanakları pembeleşmeye başlamıştı bile.
"Abi al şu sevgilini lütfen. Sevgilimi utanç topuna dönüştürdü." dedim gözüm hala Melisa'nın üstündeyken. Son sözlerimin üzerine kafasını aniden kaldırıp yüzüme baktı.
"Bence gidelim artık." dedi Melisa beni çekiştirerek. Sanırım daha fazla konuşup da onu utandırmamdan korkuyordu.
"Kapıyı açar mısın?" ellerimi Melisa'nın iki yanına koydum.
Arabayla benim aramda sıkıştığı için yüzüme bakamıyordu.
Sonra kafamı kulağına yaklaştırıp kulağına doğru fısıldadım.
"Beni deli ediyorsun. Ve ben deli olmaktan hoşlanmaya başlıyorum."
Sanki deprem oluyormuş da bir tek Melisa'yı etkiliyormuş gibi titriyordu.
Sonra dudaklarımı dudaklarına yaklaştırdım.
"Limon çiçeği'm" sanki dudaklarımız bir mıknatısmış gibi birbirine çekiliyordu dudağına bir buse kon...
"Ayıp ayıp çoluk çocuk var. Tı tı tı! Yeni nesil kimlere kaldı. Yazık yazık! Annen baban yok mu senin kızım? Ya senin evladım kız kardeşin yok mu? Birisi ona böyle yapsa hoş mu yani yavrum." yaşlı teyzenin yakarışları üzerine kafamı kaldırdım. Melisa ise yerin dibine girmek istiyoruş gibi görünüyordu.
"Pardon teyzecim ama sen bu kızı ne kadar beklediğimi bilmiyorsun. Hem sanki siz genç olmadınız."
Arabanın kapısını açtığım gibi Melisa hemen içine atladı.
"Ayyy dilleri de beş karış maşallah. Tamam evladım tamam bir şey demedim."
Teyzeye bak ya en güzel anın içine etti.
Derin bir iç çekip teyzeye son bir bakış attıktan sonra arabaya atladım ve anahtarı çevirdim.

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin