Bugün Bizim Olsun

149 25 58
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: Gökhan Akar - AŞK ERTESİ

BURAK'dan
Yine dönüp dolaşıp Veysel'in evine geldim işte.
Derin bir nefes alıp üstümü düzelttim.
Yaklaşık on dakikadır kapıda dikiliyordum.
En sonunda kapıyı tıklattım.
Umarım kapıyı Melisa açar umarım.
Yüzüme yerleştirdiğim gülümseme o sırık'ı karşımda görmemle birlikte ışık hızıyla soldu.
"Vay iç güveyi gelmiş hoşgelmiiiş."
İç güveyi mi yuuh!!
Bunu sesli bir şekilde dile getirdiğine inanamıyorum.
Öküz yaa!!!
"Melisa evde mi?" diye sordum söylediklerini duymamazlıktan gelerek.
"Evet ama uyuyor hala. Ne söyleyeceksen bana söyle uyanınca iletirim." dedi sakin bir şekilde.
"Ya tabi tabi iletirsin. Bir kenara çekil Veysel ya... Ne zaman Melisa'nın duvarlarını kıracak olsam sen beliriyorsun. Sonra Melisa beni tekrardan uzaklaştırıyor kendinden." Veysel'i kenara itip Melisa'nın odasına giden merdivenleri yavaş yavaş çıkmaya başladım.
Veysel bey konuşmayı ihmal eder miii ???!!!
Tabi ki etmezzz!!!
Laf salatası yapmasa ölür zaten!!
"Melisa'ya tam ulaşmışken birden bire beliren sensin. Melisa uyuyor dedim ya kızı uyandırmasana!!! Kime diyorum man kafa." dedi sinirli bir şekilde fısıldayarak.
"Şşşşt!!! Uyandırmayacağım. Ama böyle konuşmaya devam edersen benim yüzümden değil senin yüzünden uyanacak. Bir kere de sus beee!!" dedim Veysel'in cevabını beklemeyerek ve Melisa'nın odasına girip kapıyı kapattım.
Limon çiçeği'm ya..
Nasıl da güzel uyuyor.
Pencere yatağının arkasında olduğundan güneş de arkada kalmıştı.
Saçları ışıl ışıl parlıyordu. Bir tutamı yüzüne düşmüştü. Sessiz bir şekilde yanına ilerledim , baş ucuna eğilip yüzüne düşen saçı omuzlarından geriye ittim. Onu son gördüğümde saçları kısaydı. Ama şimdi belindeydiler ve ben saçının görünüşüne bayılıyorum.
Birinin her şeyi mi bu kadar güzel olur.
Resmen bir mıknatıs gibi beni kendine çekiyor. Bu çekime engel olmak neredeyse imkansız.
Karşı koymak istediğimden değil yani ama beni en sinirli veya mutsuz halimde bile neşelendirmeyi başarıyor.
Aynen annem gibi... Melisa...
Annemde benle babam kavga ettikten sonra beni neşelendiriyordu anında. İçine kapanık , utangaç , hayata ve insanlara olan korkaklık ve güven eksikliğim buradan geliyor. Bütün suçlu o adi olan babam olacak adam!!!
Melisa'nın yüzüne baktıkça annemi görüyorum. Onu tanıdıkça annem sanki yanımdaymış gibi hissediyorum.
Bu his beni hem korkutuyor hem de bana huzur veriyor.
Korkmamın nedeni annem gibi onun da ellerimin arasından kayıp gitmesi.
Melisa için tüm mücadelem bundan kaynaklanıyor.
Dudakları , gözleri , yüz hatları ve özellikle de gülüşü...
Annem gibi sıcacık gülüyordu o da.
Dayanamayıp alnına öpücük kondurdum ve dudağımı çekmedim .
Saçlarını kokladım.
Vanilya ve şeftali karışımı kokusu insanın aklını başından alıyordu.
Birden geriye sıçrayıp çığlık atmasıyla kahkahayı bastım.
Uyku sersemi ve korku karışımı ile birleşen ses tonuyla konuştu.
"Yaaa!! O ne biçim bir şeydi ya off!! ÖDÜMÜ KOPARDIN."
"Çok mu korkunç görünüyorum??" dedim saçlarımı karıştırarak.
"Sadece alnından öpesim geldi o kadar yani kötü bir amacım yoktu özür dilerim seni korkutarak uyandırmak istemezdim." derin bir nefes aldı ve farkında olmadan kırıştırdığı alnı eski haline döndü.
"Neyse tamam günaydın Limon çiçeği." dedi geniş bir gülümseme ile.
Ben de ona aynı şekilde karşılık vererek yatağın kenarına oturdum.
"Hmm.. Bana böyle demen çok hoşuma gitmeye başladı. Yakında bağımlısı olabilirim. Bir daha desene."
"Ol. Sende bağımlı ol. Beni bağımlı ederken hoştu değil mi limon çiçeği'm?"
"Ahh allahım. Limon çiçeği demene dayanamıyordum bir de limon çiçeği'm çıktıı. Yaa !!" dedim kalbimi tutarak.
"Yhahah tamam yeter şapşallık yaptık. Niye geldin sabahın köründe?"
"Ahhh limon çiçeği'm sen uyandın ama daha beynin uyanmadı galiba. Saat 12:30. Yani sabahı..."
"Neeee!!!! 12:30 mu??? Offf derse geç kaldııım." dedi beni iterek. Hemen dolabına koştu ve bir kaç parça eşya çıkartmaya başladı.
Kalkıp yanına gittim ve kolundan tutup kendime çektim.
"Melisa sakin ol." yüzü bana çok yakındı. Her zaman ki gibi kızardığıma yemin edebilirim çünkü yanaklarım alev alev yanıyordu.
"Bugün haftasonu derse falanda geç kalmadın."
Gözlerimin içine bakıp yutkundu.
"Bana bunu yapmayı nasıl başarıyorsun?" diye mırıldandı gözlerini başka bir yere çevirerek. Sorduğu soruyu bana sormuş gibi görünmüyordu sanki kendine kendine konuşuyormuş gibi havada söylemişti ama ben yine de cevap verme gereği duydum.
"Ben sana bir şey yapmıyorum. Asıl sen bana bir şey yapıyorsun şu halime baksana."
Sonra yavaşça ona yaklaştım.

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin