Olmaz!

120 30 59
                                    

BURAK'dan
"Buuuraaak."
"Efendim limon çiçeğiiii." dedim aynı şekilde karşılık vererek. Taa kendi odasından mutfağa sesini ulaştıracak kadar bağırmaya bayılıyordu. Bende ona.
Mutfaktan çıkıp odasına gittim.
"Ne oldu limon çiçeği'm?"
"Sana bir şey söylemem gerek. Söyleyip söylememe arasındayım bu iki gündür ama sanırım en doğrusu söylemek."
Böyle konuştukça kalp atışlarımı kontrol etmek zorlaşıyor. Acaba Veysel'i umursamayıp beni mi seçecek hadi limon çiçeği'm konuşmaya devam et.
"Ee.. Ne söyleyeceksin de bu kadar zorlanıyorsun limon çiçeği?" gözlerini kaçırıyordu benden. Ne diye bu kadar kıvranıyorsun?
"Devrim." dedi birden bire.
"Devrim ne alaka?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Cuma gün ki partiye Serkan hoca da gelmişti. Devrim Serkan hoca'nın adını sordu ve bakışları pek de iyi değildi. Yani sanki Serkan hoca'dan hoşlanmış gibiydi." 
Elimi bir dakika anlamında kaldırdım.
"Nnasıl yani Devrim Serkan'dan mı hoşlanıyor diyorsun? Ya sen emin misin? Devrim benim abimden hoşlanıyor."
Abimden mi?
Burak kendine gel ne abisi? Hemen benimsemesene.
"Sanırım öyle yani bende tam emin değilim ama arkadaşımın bakışlarından da anlarım yani."
"Melisa şimdi ben ne yapmalıyım? Yani birisi kuzenim birisi ise babamın üvey oğlu. Sence Devrim'e , Serkan'ın abim olduğunu söyleyeyim mi?"
Cümleyi neredeyse nefessiz kurduğum için Melisa hemen beni susturdu.
"Burakcım sakin ol. En iyisi Devrim'e herşeyi açıklaman. Sonuçta o senin kuzenin aranızda gizli saklı olmamalı bence. Ya bir de sen Devrim'e , Serkan hoca olayını anlatsan bile bir faydası olmaz. Çünkü Devrim birini kolay kolay sevmez ha eğer sevmişse böyle bir neden yüzünden vazgeçmez. Ama bence yine de söyle. Yani kız bilsin. Öyle girişsin sevgili olaylarına."
"Hayır Melisa. Olmaz! Olmaz! Olmaz! Bu mümkün değil. Devrimle Serkan hı? Güldürme beni. Böyle bir şeyin olmasına asla izin vermem."
"Sen bilirsin Burak." dedi ve omuz silkerek konuşmaya devam etti.
"Ben sana gördüklerimi ve gördüklerim üzerinde ki yorumlarımı söyledim. Gerisi sana kalmış bir şey. Ama Devrim'i çok yıpratma olur mu? O çok hassas ve kırılgan. Senin de gözün sinirliyken hiçbir şey görmüyor. O yüzden çok sinirlenmemeye çalış."
"Tamam limon çiçeği'm" dedim sesimi kontrol altında tutmaya çalışarak.
"Bende seninle geleyim mi?" dedi utanıp sıkılarak. Ve ben bu halini gördükten sonra kahkahayı bastım.
"Ah limon çiçeği sana aşığım hem de deliler gibi. Nasıl olur da bir sözcüğünle  bütün sinirimi yok edersin. O nasıl bir soru sorma biçimidir. Merak etme kendimi kontrol altında tutabilirim. Senin gelip bakıcılık yapmana gerek yok." dedim gülmeye devam ederek.
"Yhhahah tamam gülme." diyordu ama kendisi çoktan gülmeye başlamıştı.
"Limon çiçeği'm ben ciddiyim gelmene hiç gerek yok. Devrimle sadece konuşacağım merak etme onu ürkütmem." dedim göz kırparak.
"Hadi ben gidip şu Devrim'in kulağını bir çekeyim." dedim ciddi bir şekilde ama askında Melisa'nın tepkisini ölçmek için böyle bir cümle kurdum.
"Buraaak! Sakın kızı kırma yoksa ben de seni kırarım." dedi üstüme yürürken kaşlarını çatarak.
"Tamam limon çiçeği'm seni kıracağıma kafamı kırarım." dedim Melisa'nın eridiği gülümsememle.
Gözleri anında yumuşadı. "Ay ay ay hiç de kıyamazmış Burak'ına."
"Hadi hadi git artık sulanmaya başladın çünkü." dedi kıkırdayarak.
"Tamam AŞKIMMM. Kaçtım ben." dedim kapıya doğru ilerlerken.
"Sakin kalmaya çalış Limon çiçeği." bu sözü üzerine kısmi felç geçirdim. Melisa az önce bana limon çiçeği mi demişti. Yok ya yanılıyorumdur. Bir günde o kadar çok limon çiçeği diyorum ki artık bilinçaltıma işledi herhalde.
"Ne dedin sen?" diye sordum şaşkınlıkla.
"Ne var yani hep sen mi limon çiçeği diyeceksin. Ben diyemez miyim?" diye sordu gözlerini kocaman kocaman açarak.
"Dersin sen herşeyi dersin."
Yanına gidip dudağına bir öpücük kondurdum.
Geri çekildiğimde gözlerini kırpıştırıp bana aval aval bakıyordu.
"Ben gideyim" dedim gülmemi tutarak.
Dudağını gösterip konuştum.
"Tadı güzeldi. Bağımlılık yapıyor." deyip bir daha öpücük kondurdum dudaklarına. Ve ona gülümseyip koşar adımlarla evden çıktım. Kendine gelip konuşmaya başlarsa bir daha susmayabilirdi.
Aklımdakiler yüzünden gülümseyerek arabaya bindim ve Devrimlere gittim.

DEVRİM'den
"Geliyoruuum!!!" dedim odamdan koşarak çıkarak.
"Hoşgeldin kuzen."dedim boynuna atlayarak.
"Hiiç hoş bulmadım Devrim."
"Ne oldu Burak?"
"Bir içeri geçelim de öyle başlarız."
Burak'ın bu hali beni korkutmaya başladı çünkü surat ifadesinden hiç bir şey anlaşılmıyordu.
Koltuğa iyice yayıldıktan sonra konuşmaya başladı.
"Lafı hiç uzatmayacağım. Sen Serkan'dan hoşlanıyor musun?"
"Melisa mı söyledi sana?"
"Evet. Ama konumuz bu değil. Bir daha sormayacağım Serkan'dan hoşlanıyor musun?" diye sordu ses tonu git gide yükselerek.
"Evet hoşlanıyorum. Bir sorun mı var?" dedim kaşımı kaldırarak.
"Evet var. O 26 yaşında sen ise daha 21 yaşındasın."
"10 yaşındaymışım gibi söyledin. 5 yaş tek var ne olacak ki."
"Kendinden büyük biriyle mi olmak istiyorsun?" diye sordu sert bir şekilde.
"Sende kendinden küçük birine deli gibi aşıksın."
Veee Devrim vurdu gol olduu.
"Aynı şey değil!" dedi Burak bağırarak.
"Aynı şey Burak. Ben bir fark göremiyorum da. Sen 21 yaşındasın o da 18.  Yani sizin aranızda da 3 yaş var. Bana 3'ün 5'in hesabını mı yapacaksın."
"Offf tamam Devrim sus. Serkan benim abim."
Dediği şeyle kalakaldım.(multideki gibi)
Nasıl yani benim hoşlandığım adam kuzenimin abisi mi?
Yok artık.
"Ne dediğinin farkında mısın Burak? Yani böyle bir şeyin olması imkansız." dedim alnımı kırıştırarak.
"Pislik babam yüzünden evet böyle bir şey mümkün. Biliyorsun babam annemi aldatmıştı. Annem o üzüntülerden dolayı kanser oldu. Şansa bak ki Yiğit bey'den anneme yaptıklarının acısı çıkmaya başladı. Meleğimi onun yüzünden toprağa verdim ben..." sesi titremeye başlamıştı. Bende teselli amaçlı yanına oturdum. Burak ve Setenay bizim ailenin en duygusal , en çekingen ve en sessiz ikilisidirler.
Ama ben onların aksine gözü kara , duygularını dışa vurmayan bir tipimdir.
Burak'da bir erkeğe göre fazla duygusal olduğundan hemen ağlayabiliyordu.
"Ben annemi kaybetmek için çok küçüktüm Devrim. Melek annemde çok gençti daha. Ölümün ona uzak olması lazımdı. Hepsi o pislik yüzünden. Lanet olasıca pislik. Kötü çocuklardan nefret edişimin tek nedeni o! Kötü çocukların hepsi çapkın , hepsi kızların canını yakıyor belki de ilerde onların eşleri de ölecek onlar yüzünden. Ben sırf babamın yaptıklarını Veysel Melisa'ya yapmasın diye geldim. Çünkü biliyorum Veysel onu seven herkesi incitip yok sayabilecek biri." Burak'ın gözünden bir yaş düştüğü gibi konuşmaya başladım.
"Burak ağlama lütfen. Canım hadi ama." dedim iç çekerek.
Burak sanki beni duymuyormuş gibi konuşmaya devam etti.
"Ya Serkan da babam gibiyse ya seni incitirse , ya sen de annem gibi olursan? Ben buna nasıl dayanırım Devrim? Siz annemden kalan tek hatıralarsınız." cümlesini bitirmek üzereyken bana sımsıkı sarıldı ve sarsılarak ağlamaya başladı. Bende kafasını okşayarak onu susturmaya çalıştım.
"Burak ben Melek teyze gibi olmayacağım. Hem benle Serkan hiç konuşmadık daha. Yani kesin bir şey yok. Üzme kendini artık. Lüüütfeen..." dedim yalvarır bir ses tonuyla.
Bir süre sonra kafasını omzumdan kaldırıp ıslak gözlerle bana baktı.
"Bu senin hayatın. Ben karışmamalıyım. Ama eğer aranızda bir şey olursa ve o seni ufacık bir nedenden dolayı üzerse. Onu doğduğuna pişman ederim. Tamam mı? Eğer sen incinirsen yapacaklarım sırasında bana engel olmayacağına söz ver." Bu cümleyi kurarken gözlerinde ki hırsı görmek beni her ne kadar korkuttuysa da ona istediği şeyi söyledim.
"Söz kuzen söz. Zaten beni üzerse ilk benim elimden geçer sonra sana havale ederim."
Kırgın bir şekilde gülümsedik birbirimize.
Bir tek ben , Setenay ve Melisa görebiliyorduk Burak'ın bu kırılgan halini.
Benle Setenay onun kuzeniydik. Bizi tabi ki de seviyordu. Ama Melisa onu anlayan tek kız olduğundan onu seçmişti Melisa farklıydı ve hep öyle kalacaktı bizim gözümüzde.
Burak onu annesini sevdiği gibi seviyor. Ve bu sevgi bazen beni bile kıskandırıyor.
"Neyse artık Devrim bu kadar dram yeter. Umarım hayatın boyunca hep doğru seçimler yaparsın. Senin her zaman arkandayım bunu bil." dedi beni kendine çekerek. Bir süre daha sarıldıktan sonra gitti ve ben Pazar gününü bir film izleyerek bitirmek istedim.

Ya siz ne tatlısınız.
O ne güzel yorumlar... Utanmadım desem kocaman bir günah point kazanmış olurum. Yorumları okudukça kızarıyorum. Ahh tutamayağım kendimi çoook tatlısınızzz. Artık hergün bölüm yayımlamaya çalışıyorum. Aklımda ki muhteşem fikirler sizi bekliyor. Öptüm siziii.
İYİ OKUMALARRR
bu bölüm devrim_bayram 'a gelsiin❤️☺️

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin