Açıklayabiliriz

128 12 71
                                    

MULTİMEDYA : Doktor Anıl ÖZKAN☺️
Sizin için dayanamadım son bir bölüm daha yazayım dedim.
Otele gittikten sonra +18 lik bir bölüm var okuyup okumamak size kalmış. Böyle bir şey doğaçlama gelişti yani öyle olması gerekiyordu. Sahne için sert tepkiler verecekseniz okumamanızı tercih ederim☺️
İyi okumalar limon çiçekleriiim💋

HATIRLATMA
"Yeterince tepkili miyim?" diye sordum mırıldanarak.
"Harikasın." dedi huşu dolu bir sesle ve dudağımı dişlerinin arasına alıp çekti. Acımamıştı ama ilk defa böyle bir hareket yaptığı için içim sıcacık olmuştu.
Çalınmadan açılan kapıyı içeriye anca birisi girince farkettim ve her ne kadar zor olsa da Burak'dan ayrıldım.

BURAK'dan
Melisa benden ayrıldığı gibi arkamda ki kişiye yanakları kızarmış bir şekilde bakıyordu.
Ahhh allahım bu kadar tatlı olmak zorunda mı bu kız???
Zaten beni öpünce anında kızarıyordu.
Şimdiyse pancardan farkı yoktu.
Perçemleri artık çenesine kadar uzamıştı ve yüzüne düşen tutamları geriye itip sert bir şekilde yutkundu.
"Anıl? Ben şeyy... Iııı... Offf gördün işte. Nasıl kıvırabilirim ki böyle bir şeyi." dedi Melisa utana sıkıla kafasını öne eğerek.
Anıl boğazını temizleyerek gözlerini kırpıştırdı.
Gözlerinde ki hayal kırıklığı gözümden kaçmamıştı.
Ama hayal kırıklığına neden uğruyor?
"Hastane sınırları içinde böyle şeyler olmaz Melisa. Lütfen toparlayın kendinizi." dedi Anıl iğneleyici ve uyarıcı bir ses tonuyla.
"Ben özür dilerim Anıl. Sana söyleyecek bir şey bulamıyorum. Özür dilemekten başka bir şey çıkmıyor ağzımdan."
"Dileme..... Ben..." genzini temizleyerek konumaya devam etti Anıl.
"Ben raporlara dalmıştım o yüzden kapıyı çalmadım asıl özür dilemesi gereken benim. Çıkış işlemlerini başlattım. Taburcu oldun. Gidebilirsin artık." Anıl bu sözleri sarf ederken bana beni öldürmek istiyormuş bakıyordu bense bakışlarına anlam veremeden boş boş baktım ona.
"Tamam o zaman limon çiçeğim biz otelde devam edelim o zaman." dedim Melisa'ya göz kırparak.
"Ya of Burak susar mısın? Hadi ayağıya kalkmama yardım et."
Melisa'nın koluna girecektim ki Anıl hemen Melisa'nın koluna yapıştı.
"Şimdi ayağı alçılı ya belki sen tutamazsın Melisa bir yere çarpar falan. En iyisi ben yardımcı olayım."
Hemen Melisa'yı kolundan tutup kendime yasladım.
"Ben onu giydireceğim de zaten. Senin yardımına ihtiyacım yok."
"Ama ben de onun doktoruyum. Hem üstünü değiştirmene de gerek yok. Bence üstündekiler gayet iyi." dedi ve Melisayı kendine çekti.
Bu ne lan!!!
Ona mı soracağım sevgilimle ne yapıp ne yapmayacağımı?
Hemen Melisayı aldım onun kollarının arasından.
Ama biraz sert çekmiş olmalıyım ki Melisa aniden yere kapaklandı.
"Ya Burak sen ne yapıyorsun?! Canım çok acıdı!!" hemen Melisa'nın kolunu tutup kaldırmaya çalıştım ama Melisa kolunu bir hışımla geri çekti.
"Bırak allah aşkına. Anıl yardım eder misin bana?" dedi Melisa elini Anıl'a uzatarak.
Kalkarken sinirle yüzüme baktı ve ağırlığını Anıl'a vererek kapıdan çıktı.
Bende çıkarken söylediği şeyi hemen yerine getirdim.
ACELE ET.
Söylediği tek şey bu oldu.
Hemen hastane masraflarını ödedim ve Melisayı Anıl'ın kolundan aldım ama bu sefer yavaş bir şekilde.
Ve Anıl'a kafamı sallayarak bakıp Melisayı belinden kavradım ve onu arabaya doğru götürdüm.
Değneklerini arka koltuğa yerleştirdikten sonra DİAMOND OTEL'in önünde durdum.
Yol boyunca ağzını bile açmayıp bana dik dik bakmıştı ama ben o bakışlar üzerine konuşmaya cesaret edemedim.
Hayır yani bütün herşeyi Anıl başlattı.
O kim oluyor ki sevgilimi benden çekip alıyor , koluna giriyor bilmem ne!
Otelin lobisine girdik. Melisa benim koluma girmek istemediği için zorla da olsa değneklerini kullanmaya çalışıyordu. Oda ayarlayıp Melisa'ya döndüğümde asansöre ilerlemeye başlamıştı.
Hemen peşinden koştum ve onu kucağıma aldım. Koltuk değneklerini bize odamızı gösterecek kişi aldı.
"Sen merdivenle gel." dedim hizmetliye.
Asansöre binip 4. kata bastım.
Asansör hareket edince durdur düğmesine bastım.
Melisa soğuk bir şekilde gözlerime bakıp yaptığım hareketi sorguluyordu.
"Küs müyüz?"
"Sana küs değilim. Sadece yaptığın hareketi saçma buluyorum. Beni Anıl'ın elinden çekiştirmen çok saçmaydı sonuçta o benim doktorumdu."
"Ama sana nasıl baktığını görmedin."
"Şu an çok paronayak davranıyorsun. O sadece iyi niyetliliğinden öyle yaptı. Hem dediğin gibi olsa bile sen bana güvenmiyor musun? Bi koluma girdi diye aşık olacak değildim! Çok güvensiz bir tutum sergiledin , o yüzden sana kırgınım." dedi Melisa son söylediklerini bastırarak.
"Ihh sus artık." deyip dudaklarına yapıştım.
Çok konuşmuştu ve ben konuşma boyunca dudaklarına baktığım için dayanamayıp öpmeye başladım onu.
Çok konuşması işime yarıyordu.
Boynumdaki ellerini saçlarıma götürdü ve sertçe çekti.
"Sakın bir daha ciddi birşey konuşurken beni öpme. Konuyu dağıtıp sıyrılacağını düşünüyorsun ama yanılıyorsun." dedi kaşlarını çatarak ve bir elini boynumdan indirerek durdur düğmesine bastı.
Asansörle benim arama sıkıştığı için iki elini de boynumdan çekse düşmezdi.
Ama çekmiyordu o soğuk ellerini... Demek ki aramız o kadar da kötü değil.
Asansörden indiğimizde hizmetli kapımızı açmış bizi bekliyordu.
Hizmetliye teşekkür edip kapıyı ayağımla kapattım.
"Ellerin ateşimi dindiriyor."
"Anlamadım?"
"Soğukluğun ateşimi geçiriyor. Ama benden uzaklaştığın an yanıyorum. Tüm bedenim alev almış gibi oluyor. Senin gibi soğuk bir bedene sahip olan birisi nasıl beni böyle yakıp kavuruyor anlamıyorum doğrusu. Soğukluğun hoşuma gidiyor. Ama dudakların.." gözlerimi dudaklarına indirdim.
"Dudakların bedeninle öyle bir zıtlık içinde ki. Sıcak dudakların çok sıcak bu yüzden de vişne renginde. Dudakların beni hayrete düşürüyor. Dikkatimi dağıtıyorlar her konuştuğunda..." onu yavaşça yatağa yatırdım ve kafasının yanına ellerimi koyarak onu hapsettim.
"Seni her öptüğümde beni heyecanlandırmayı nasıl beceriyorsun. Bazen kalbimin durmasından korkuyorum çünkü seni öperken nefes almayı unutuyorum. Sonra kalbim tekliyor ve ben senden ayrılmak zorunda kalıyorum dipnot böyle olmasından nefret ediyorum. Söylesene nasıl bu kadar güzel öpebiliyorsun beni.. Ya da dur konuşma ben nefessiz kalmayı özledim.."
Melisa yüzüme şaşkın bir şekilde bakarken ben hemen onu öptüm oradanda boynuna inince dudaklarından küçük bir inleme kaçtı.
Sol ayağında ki ayakkabıyı çıkarıp bi yerlere fırlattım.
Ve Melisa'yı biraz daha yatağın içine doğru ittim. Sol bacağını belime doladım ve boynuna ateş gibi öpücükler koydum. Onu öpmek cidden hoşuma gidiyordu o soğukluğun ateşimi söndürmesi gerekirken beni daha da beter yapması hayret vericiydi doğrusu.
Melisa öpücüklerimin etkisiyle daha şiddetli bir şekilde inleyip saçlarımı çekti ve dudaklarımı sömürmeye başladı.
Yitip gitmeme saniyeler vardı. Cidden bayılabilirdim.
Bu kız nasıl birşey böyle?
Nasıl olurda böyle tahrik eder beni?
Ben ki hiçbir kızdan kolay kolay etkilenmem.
Ama Melisa... Offf...
Benden çıkan küçük bir inleme Melisa'nın ağzında kayboldu.
Sonra Melisa beni öperek doğruldu. Tişörtümü çıkarması için ona yardım ettim ve tekrardan dudaklarımız birbirini buldu.
Soğuk elleri ateş gibi vücuduma değince irkildim.
Ama o beni omuzlarımdan tutup kendine bastırdı.
Şu an iki bacağını ayırmış ve bana sarmıştı.
Benim ellerim onun göbeğini zar zor örten bluzunu buldu.
Hiç tereddüt etmeden kollarını havaya kaldırdı bende tek hamlede çıkartıp bir yerlere attım.
Dudaklarına dönüp ellerimi bel kıvrımına koydum.
Sanki sobaymışım gibi sokuldu bana.
Sonra dudaklarından ayrılıp boynuna indim ordan da dümdüz bir yol izleyip göğüslerine ve karnına yavaş öpücükler kondurdum.
Ellerim titreyerek okşuyordum bel boşluğunu.
Umarım elimin titremesini farketmemiştir umarım...
Aslında onun da bedeni titrediğinden fark edeceğini pek sanmam ama....  İç sesim cümlesini tamamlayamadan Melisa'nın ellerini pantolonumun belinde hissettim.
Pantolonumu tuttarak beni kendine çekiyordu. Elleri düğmeme gittiği an ayrıldım ondan.
"Bunu yapmak istediğine emin misin Melisa?"
Melisa kulağıma yaklaşıp ,
"Hiç olmadığım kadar." diye fısıldadı ve kulak mememi dişlerinin arasına aldı.
Bu hareketi üzerine ağzımdan sessiz bir küfür kaçtı. Ve gözlerimi sımsıkı kapatıp yumruklarımı sıktım.
"S.ktir!"
Elleri tekrardan düğmemi buldu. Bende dizlerimin üstünde doğrulup pantolonu çıkarttım.
Bacaklarım onun teniyle temas ettikçe inliyordum.
İnlemelerimiz ağzımızda kaybolurken Melisa ellerimi tutup eteğinin içinden geçirdi ve kalçalarının üzerine yerleştirdi.
Bende öpüşmenin verdiği etkiyle sıkmaya başladım kalçalarını.
Harikaydı.
Kusursuzdu.
Şu an sadece oturup izleyebilirdim onu başka hiçbir şey yapmadan.
Sonra bende dayanamayıp eteğini aşağıya indirdim ve Melisa da çıkartma işini halletti.
"Koruma yok devam edemeyiz."
"Kendimi senden korumama gerek yok." dedi sırtını göğsüme yaslayıp kendini bana yavaşça sürterken.
Bende ardından iç çamaşırımı çıkarttım.
"Hadi."
"Ne hadisi?"
"Benimkini de çıkart." dedi Melisa ve bende onun dantelli iç çamaşırlarını ellerim titreye titreye çıkartmaya çalıştım.
Üst kısmı bayağı iyiydi. Gözlerimi vücudun da gezdirip bacaklarına baktım sonra derin bir nefes alıp altını çıkartmaya koyuldum. Tek hamlede çıkan iç çamaşırı nefesimi kesmeye yetti de arttı bile.

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin