Gitme Yaa...

142 35 49
                                    

SETENAY'dan
Devrim ile odamızdan aynı anda çıktık ve birbirimize bakakaldık.
Çünkü dizin biraz üstünde biten aynı model elbise giymiştik. Sadece renkleri farklıydı.
Benim elbisemin rengi beyazdı ve üzerinde pembe kalpler vardı. Ayakkabımı da kalplerle uyumlu olsun diye pembe seçmiştim.
Devrim'in ise elbisesinin rengi siyahtı ama onun kalplerinin rengi şarap kırmızısıydı. Ayakkabılarını da siyah seçince bayağı güzel bir görünüme kavuşmuştu.
Ben pembelerle çocuksu.
O kırmızılarla olgun.
Hele hele makyajımız.. Yani sözleşsek bu kadar aynı yapamazdık.
İkimzde de hafif bir rimel , aynı renk ruj. Allığmı ben biraz daha fazla sürmüştüm elbisemle uyumlu olsun diye. Devrim de silik bir allık kullanmıştı yanaklarında.
İki saattir ağzımız aralanmış şekilde birbirimize bakıyoruz (multide ki gibi) ve benim konuşmaya hiç niyetim yok.
"Setenay aşkım ne kadar güzel olmuşsun. Pembeler ne de yakışmış benim ikizime." dedi gülümseyerek.
"Sağol ikiz sana da kırmızılar yakışmış." aynı şekilde karşılık verdim.
"Hadi artık çıkalım derse geç kalacağız." dedi beni çekiştirerek.
Hemen otobüse bindik. Saat dokuz olmasına rağmen otobüsün içi tıklım tıklımdı.
Hay allahım. İkiz olduğumuz için her yerde insanların gözü bizim üstümüzdeydi. Küçüklüğümüzdendir böyle olduğu için alışmış sayılırdık artık. Neyse ki okul yakındı ve o kalabalıktan kurtulduk.
Annemler bırakmadılar ki bir araba alalım. Kaç sene oldu hala otobüslerde sürünüyoruz.
"Sen git ben birazdan geleceğim sınıfa canım." dedi Devrim.
"Tamam."
"Hayret nereye diye sormadın." dedi Devrim şaşkın bir şekilde.
"Bilmem yani nereye istiyorsan gidebilirsin."
Sorgulamamamın tek nedeni onu takip edecek olmamdı. Bu iki gündür hep ortadan kayboluyordu ve ben onun ne yaptığını merak etmeye başlamıştım.
"Öyle olsun bakalım Setenay. Ben çok geç kalmam. Hadi bay bay." yanağıma öpücük koyarak okulun uzun koridorunda hızla ilerlemeye başladı. Bende onu kaybetmeyeceğim bir hızla yürüyordum.
Sonra birden Serkan ile birbirlerini öptüklerini(yanaktan)(fesatlaşmayın hemen:) )gördüm sarıldılar falan. Sonra bizim okulun kolonları sağolsun arkalarında gizlenmek için birebirdi.
Devrim ve Serkan'a en yakın olan kolonun arkasına saklandım. Konuştuklarını gayet net duyabilecek bir mesafedeydim.
"Eee birtanem nasılsın?" dedi Serkan ve ben o anda sağır olmayı o kadar çok istedim ki.
"İyiyim aşkım ya okul , dersler nasıl olabilirim ki?" dedi Devrim tatlı bir gülümsemeyle.
Ya bunlar samimiyeti ne ara bu kadar ilerletmişlerdi.
En önemli soru ise Devrim neden bana hiçbir şey anlatmamıştı.
"Seni çok özlüyorum Devrim. Ben senin yanına gelemiyorum kimse bir şey anlamasın diye ama sen gel. Sonuçta hocanın yanına bir öğrencinin gelmesi çok normal ama bir hoca öğrencinin yanına gelince yalnış anlarlar." dedi Serkan sesini gitçikçe azaltarak.
"Doğru olan bir şeyi nasıl yalnış anlayabilirler." dedi Devrim ve Serkan'ın dudağının kenarına öpücük kondurup anında geri çekildi. Ya bunda ki cesaretin çeyreği bende olacaktı. Ben hayatta böyle bir şey yapamazdım.
"Bak ya ben kimse bir şey anlamasın diye sevgilimin yanına gelemiyorum. O ise irademi sınıyor. Sen şimdi karşımda tatlı tatlı sırıtırlen üstüne üstlük beni öpmüşken kendimi tutmanın ne kadar zor olduğunun farkında mısın?" dedi Serkan nefesini sert bir şekilde vererek.
"Kimse sana kendini tutmanı söylemiyor. Ben tutuyor muyum kendimi? İçinden geldiği gibi davran.
İçimizden geldiği gibi davranalım." ya kim inanır ikiz olduğumuza. Kızın dediklerine bak.
"Senin dersin yok mu? İçimden geçenleri yapmak için deli oluyorum. Nefsimi sınama. Hadi git sınıfına."
"Tamam gidiyorum ama benden kurtulamazsın." derken yine yanak yanağa öpüşeceklerdi ki... Devrim , Serkan'ın yanağını öpmek yerine boynunu öptü. Sonra Serkan'a göz kırpıp koridorda ilerledi.
Serkan aldığı öpücükle aptallaşmış gibiydi. Birden onzuma konulan elle bir suçlu misali yavaşça arkamı döndüm.
"Ohhh... Melisa ödümü kopardın." dedim elimi kalbimin üzerine koyarak. Göz ucuyla Serkan'a baktım. Gözlerini üzerime dikmiş beni süzüyordu. Ayyy acaba bir şey anlamış mıdır? Onları dinlediğimi anlamaz inşallah.
"Sen ne arıyorsun bizim kampüste kızıl? İkizin nerede?" dedi Melisa ve gözümü Serkan'dan zar zor alabildim.
"Aaa.. Şşeyy bbeeen ddhaa yyeni geldim yani biz daha yeni geldik. Devrim lavaboya gitti."
Hay allahım hiç yalan söylemeyi beceremiyorum yaa!! Hemen kekele sen Setenay başka ne işe yarıyorsun ki!??
"Ee sen niye geldin bizim kampüse?" dedi Melisa sorusunu tekrarlayarak
"Seni görmek istedim. Ya kızım parti çok hoştu ama değil mi?"
Melisa konuyu hemen değiştirmemden şüphelense de üstüme gelmedi.
"Aynen ama insan tek gidince yani partneri olmayınca bayağı sıkılıyor. Ben patladım. O gece bir tek Sida'nın hayrına oldu." dedi kıkırdayarak.
"Neden? Yani ne oldu ki?"
"Ha sen bilmiyorsuuun dahaa!! Sida ile Görkemmmm.."
"Hadi kızım çatlatmasan insanı!!" dedim heyecanla.
"Sida ile Görkem sevgili oldular."
"Hadi canım!!! İnanmıyorum.. Hahah olaya bak." dedim gülerek kafamı kapıya doğru çevirdim. O anda Melisa'yı dirseğimle dürterek kapıyı işaret ettim.
O da aynı şekilde gülmeye başladı.
"Heyy neden gülüyorsunuz?" diye sordu Sida , Görkemin elini bırakarak.
"Hiiiiiç." dedik Melisa ile birbirimize imalı imalı bakarak.
"Ben bilirim sizin hiçinizii neyse sizinle uğraşamiyciğim. Hadi Görkem biz sınıfa çıkalım." dedi Sida.
Görkem Sida'nın elini tutup konuştu.
"Eee.. Melisa sen gelmiyor musun? Ders başlamak üzere."
"Tamam Görkem geliyoruum." dedi Melisa bana sarılarak.
"Hadi iyi dersler Seteneayy." diye bağırdı koşarken el sallayarak.
Evveeet. Şimdi sınıfa gidip Devrim'e hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranacaktım.
Sınıfa girip Devrim ile göz göze gelmemeye çalışarak sırama oturdum.
"Ya kızım nerelerdesin? Hani sınıfta bekleyecektin." diyerek yanıma geldi.
"Setenay? Sana bir şey mi oldu? Rengin kaçmış." dedi gözlerini kocaman açarak.
"Ha.. Yook iyiyim. Sorun yok." diyerek inanması için gözlerinin içine baktım.
"İnanmadım ama hocaya dua et." gözleriyle tahtayı işaret etti.
Ve ders başladı.
Ama ders dinleyecek kafada değildim ve hocanın yanına giderek.
"Hocam ben çok rahatsızım. İzninizle çıkabilir miyim dersten." diye fısıldadım hocanın kulağına doğru.
Hoca yüzümü inceledikten sonra konuşmaya başladı.
"İyi görünmüyorsun bir doktora görünmeyi ihmal etme. Geçmiş olsun. Çıkabilirsin."
Başımı aşağı yukarı sallayıp teşekkür ederim diye mırıldandıktan sonra arkama bakmadan sınıftan çıktım.
Dera bittiği gibi sınıftan ilk çıkan Devrim oldu.
"Setenay..." cümlesini bitirmesine fırsat vermeden konuştum otoriter bir sesle:
"Beni takip et. Sakın tek kelime dahi etme. Eve gidiyoruz.
İlk defa böyle bir sesle konuştuğum için korkmuş olacaktı ki itiraz etmeden arkamdan gelmeye başladı.
Otobüse binip ev gittik.
"Setenay hadi ne söyleyeceksin?"
"Ben Amerika'ya gidiyorum. Okula orada devam edeceğim."
"Ne? Ne Amerikası? Ne okulu? Ya Setenay kendinde misin sen? Hem neden daha önce söylemedin bana? Artık gizli saklı mı var aramızda?"
"Bu soruyu sen mi soruyorsun Devrim? Aramızda gizli saklı mı var? Bu soruyu senin değil benim sormam gerekiyor!" dedim sesimi yükselterek.
"Bizim aramızda gizli saklı yok. Nerden çıkarttın bunu?"
"Ya hala söylemiyorsun!! Bugün seninle Serkan'ı gördüm. Maşallah bayağı bir samimiydiniz. Hoca-öğrenci ilişkisinden ziyade sevgililerin arasında ki ilişki daha çok göze çarpıyordu." dedim sinirle.
"Tek derdin bu muydu? Serkan ile ben miydim yani seni bu hale getiren?"
"Evet. Eğer senin kadar cesaretli olabilseydim Serkan beni seçerdi. Ben onunla konuşana kadar sen işi bitirmişsin bile!!"
"Setenay sen Serkan'dan mı hoşlanıyorsun?"
"Evet Devrim evet. Ama sen kaptın! Ve hergün ikinizi birlikte görmeye dayanamam. O yüzden okula Amerika'da devam edeceğim."
"Gitme yaa.. Ben sensiz kendimi eksik hissederim." dedi Devrim yalvarır bir ses tonuyla.
"Neden eksik hissedersin ki? Serkan var artık o seni tamamlar." dedim duygusuz bir şekilde.
"Ya saçmalama sen benim ikizimsin. Biz bir bütünüz. Gitmee lütfen."
"Gideceğim ama emin ol bu daimi bir gidiş olmayacak. Kendimi toparlamam lazım. Bugün gördüklerim beni derinden etkiledi. Gelcem sonra belki bir sene falan kalırım. Böyle konuştuğuma bakma bende senden ayrı kalamam." dedim ona sarılarak.
Ne olursa olsun o benim can parçam. Ama benimde kafamı toplamaya ihtiyacım var.
"Tamam Setenay. Ama özletme kendini. Sen çevremdeki herkesten daha değerlisin. Seni seviyorum canım ikiziiim." dedi beni sıkıca sararak.
"Tamam can parçam bende seni çok seviyorum."
Kimse için ikizimi silmem ben sadece dinlenmeliyim.
"Hadi film izleyelim. Yeni bir film keşfettim YARININ SINIRINDA çok güzelmiş öyle diyorlar dvd'sini aldım hadi otur bende mısırı getireyim." dedi Devrim.
Elinde mısır kasesi ile kendini koltuğa bıraktı ve birbirimize iyice sokulup son saatlerimin tadını çıkarttık.

Arkadaşım Sida'nın yarın doğum günü var değerli okuyucularım arkadaşın doğum gününü kutlarsak büyük süpriz olur kitabımı çok severek takip ediyor. Yarın doğum günü kutlamalarını görürse havalara uçaar.
Yeni bölümle sizlerleyim. Sizleri çoook seviyorum.
İYİ OKUMALARRRR..☺️

BÖLÜM İTHAFI:
@Senarist16

LİMON ÇİÇEĞİ'M (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin