Merhaba.Nasılsınız?
Biraz hasta olduğum için bölüm geç geldi ama kusura bakmayın. Söz verdiğim gibi her gün bölüm atmaya çalışıyorum.
Umarım beğenirsiniz.Keyifli okumalar...
•••
"Aldı kokumu sakladı sinesine."
•••
Camın önünde eski bir minderin üzerinde oturuyordum. Hava az çok kararmaya gökyüzünü kızıla boyamaya başlamıştı.
Akşam yemeğini hazır etmiş annemlerin tarladan dönmesini bekliyordum.Kardeşlerim ise kendi aralarında hem şakalaşıyor hem de okuldan verdikleri ödevleri tamamlıyorlardı. Hava kararırsa yapamazlardı. Çünkü geceleri sadece bir odanın ışığı açık kalırdı. Sesten bir şey anlamazlardı. Ben sadece ilkokul okumuştum. Gerçi bu zamanda daha fazlası kızlar için pek doğru kabul edilmiyordu.
Kafam çok karışıktı. Ne yapacağımı nasıl davranmam gerektiğini bile bilmiyordum.
Parmağımda yüzük yoktu belki ama boynuma asılmış sözlü lafı vardı. Nasıl bir şeydi sözlü olmak. Bilmezdim ki ben.Nasıl olur da kabul ederdi benim gibi bilgisiz birini. Benden daha nice güzelleri vardı ona istediği her şeyi verebilecek.
Yarın nişan için geleceklerdi. Sabah haber yollamışlardı. Bir de üzerime giymem gereken kıyafetleri. Bizim karşılayamayacağımızı biliyorlardı. Kalabalık olacaklarını biliyordum. Rezil olmak istemiyorlardı sanırım.
Bir yandan korkuyor bir yandan da neler olacağını merak ediyordum.Ben derin düşüncelere dalmışken pencerenin camına yüksek sesle çarpan şeyle korkuyla geri çekildim.
Kafamı geri pencereye çevirdiğimde karşıma geçmiş pişmiş kelle gibi sırıtan Esma'yı gördüm. Esma benimle yaşıt mahalledeki dört kızdan biriydi. Yakın arkadaşımdı.
Pencereyi açıp kafamı uzattım ."Hayırdır?"
Örgülü saçlarım sol omzumdan sallanıyordu.
Yanakları al al olmuştu belli ki bayırı koşa koşa inmişti yine, deli. Başındaki yazmasını düzeltti. Siyah saçları görünüyordu ama yine de. Kömür karası saçları vardı.
"Babamlar yok akşam. Bizimkileri çağırdım. Sende bir koşu gelsene otururduk biraz."
Babası sürekli şehre inerdi. O da fırsattan istifade bizi toplardı eve. Ayda yılda bir toplanır biraz dedikodu yapardık. Ben konuşmayı severdim eğer muhabbet güzelse.
"Bilmem ki nasıl olur?"
"Nasılı mı var yavrum? Haber et sözlüne geliver bir kaç saatliğine."
Pis pis sırıtıyordu biliyordu tüm olanları. Dalga geçiyordu benimle.
Ayağımdaki terliği çıkarttığım gibi ona fırlattım. Ufak bir çığlık bıraktı sokağa.
"Terbiyesiz."
"Ben bilmem güzelim. Bu akşam geleceksin."
"Terliğimi geri ver. Evdekilere bir sorayım. Sekizde orada olmazsam daha da gelemem bilesin."
Terliğimi yerden alıp yavaşça camdan bana attı. El sallayıp uzaklaşmaya başladı.
Gitmek istiyordum tabiki ama izin verirler miydi bilmiyorum.
Yarın nişan olacağı için izin vermezlerdi belki.
Ya da akşam Emin beni bırakır sonra da geri alırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALÇİN(+18)
RomansAlçin:Kızıl renkli çalıkuşu ( Yetişkin içerikli bir hikayedir. Cinsellik, argo barındırır. Lütfen bunu bilerek okumaya başlayınız.) Başlama tarihi : 06.11.2021 Eski zaman hikayelerindendir. Tüm hakları şahsıma aittir.