ALÇİN(+18)

8.BÖLÜM

Çok geç kalınmış bir bölüm.
Çok özür dilerim ama yazamıyorum. Sanki yazmayı unutmuş gibiyim. Sizleri beklettim kusuruma bakmayın. Geçiş bölümü gibi yapabildiğimin en iyisini yapmaya çalıştım.
Sizleri seviyorum
Keyifli okumalar dilerim.

***
-yetişkin içerik-

-FATİH

Göğsümde uyuyan bir güzellik vardı. Ve bu güzellik benimdi.
Yıllardır hasretiyle kavrulduğum, yanıp kül olduğum kadın. Alçin. Kızıl bir çalıkuşu. Bir alev topu.

Saçları göğsüme saçılmıştı. Esmer tenimin üzerinde ışık saçıyorlardı. Yanağını göğsüme bastırmış bir kolunu yılan misali bedenime sarmıştı.
Pencereden vuran ışık tam yüzüne geliyordu. Kalkıp perdeyi çekmek istiyordum ama hareket edersem uyanacakmış gibiydi. Bunun yerine elimle yüzüne gelen ışığı kestim.
Onu izlemek benim için bir lütuftu.
Ben bu anı yıllardır hayal ediyordum.

Benim annem, babam , kardeşim yoktu.
Onu hayatımın merkezine koymuştum.
Herşeyimdi. Lakin bunu ona söyleyecek cesaretim henüz yoktu. Ama hissettirebilmek için elimden geleni yapacaktım.

Göğsümün üzerindeki elini hareket ettirmesiyle uyandığını anladım.
Ve bu kez gözlerimi ben karanlığa yumdum.

***

Evet. Uyanmıştım. Nerede , ne halde olduğumu biliyordum. Ama bu pozisyona nasıl geldiğimizi bilmiyordum. Sıcacıktı. Sımsıkı sarılmıştım ona.

Kafamı kaldırıp baktım ona. Hala uyuyordu. Siyah ,gür kirpikleri yanaklarına değiyordu. Çok güzeldi.
Çeşmenin önünden geçtiğinde görmüştüm ilk. Eminim o beni farketmemişti bile. Ama olsun. Şuan yanımdaydı ve benim kocamdı. Göğsünde uyuyordum. Kokusunu soluyordum. Benimdi artık.
Yerimde doğruldum. Ama bir sorun vardı ki.
Bizzat ben çıplaktım. Evet evet çıplaktım.
Sessizce kalkarsam uyanmazdı belki. Sabahın baya erken bir saatiydi. Ev halkı gelmiş olmalıydı. Ayrı bağ evleri olduğu için bir gecelik orada kalmayı tercih etmişler.
Hızlıca yıkanırsam kahvaltıyı hazırlamaya yetişebilirdim. Bizim buralarda ilk sabah geç kalkan gelinden hayır gelmezdi.
Fatih biraz daha uyuyabilirdi.

Örtüye Fatih dolanmıştı. Üzerime alırsam, çekiştirdiğim için uyanırdı. Uyuyordu aslında hızlıca hamama koşsam görmezdi herhalde.
Yataktan sakince kalktım. Şimdi acele etme zamanıydı. Seri adımlarla hamama ilerlemeye başladım. Tam girmeme bir adım kala duyduğum sesle olduğum yere çakıldım.

"Hatun."

Bedenimi çevirmeden kafamı çevirerek ona baktım. Çok yakışıklıydı. Bir kolunu dirseğinden kıvırmış avcuna yanağını yaslayarak beni izliyordu. Evet beni. Hayır çıplak bedenimi.

"Hihhh."

Direk hamama girdim. Ve kapıyı hayli yüksek sesle kapadım. Gelmeyeceğini umarak sakince bir kurnanın başına oturdum. Hamam çok sıcak değildi ama ılıklığını koruyordu. Hafif sıcak su işimi görürdü.
İlk suyu başımdan döktüğüm anda kapı destursuz açıldı.

Gözlerimi kapatarak ortadan kaybolmayı diledim. Ama istediğim tabi ki olmadı.
Çok utanıyordum. Ve Fatih üzerime gelmeye devam ediyordu. Üstelik kendisi de çıplaktı.

"Sabah-ı şerifleriniz hayır olsun."

Bişey dememe fırsat vermeden bir tas suyu kafamdan aşağı döktü. Yanma hissiyle birlikte birden ayağa fırlayıverdim.