4.BÖLÜM

19.2K 753 68
                                    


Merhaba canlarım.

Yazdığım bölüm silindiği için tekrar yazıyorum. Ama istediğim gibi olmuyor. Yazıyor sürekli siliyorum. Lütfen anlayın beni.
Bu bölümü de affınıza sığınarak atıyorum umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar.

•••

"Söylediğim tüm kelamlar döküldü eteğime, ettiği tek kelam yer edindi yüreğime."

•••

Adımı biliyordu.
Benim adımı biliyordu. Tanıyordu.
Ve dahası beni istiyordu. Heyecandan elim ayağıma dolaşmıştı.
Benden uzaklaşmış yanımda  ki mindere oturmuştu.

Bir kaç kez hafiften öksürdü.

"Eğer sen de istersen düğünü hemen yapmak isterim."

Şaşırmıştım. Ne kadar erken bir süreden bahsediyordu. Erken zaman da düğün yapmak için bütçemiz var mıydı? Bana zaman boş geliyordu şuan. Çünkü eninde sonunda beni onun karısı yapacaklardı. Haberi aldığımdan beri kendimi buna hazırlamıştım. Az önce bana sarfetmiş olduğu cümleler beni biraz korkutsa da olacak olan buydu.

"Ben bilmem. Babamlar nasıl uygun görürse."

"Ben babana mı nikah kıyacağım kadın. Ben sana soruyorum. İstemez misin yoksa karım olmak?"

Yanlış mı anlamıştı beni. Anlatamamış mıydım kendimi yoksa?
Telaştan ellerim istemsiz havaya kalktı.

" Yok estafirullah. Babam varken bana laf düşmez demek istemiştim. Hem ne kadar erken bir süreden bahsediyoruz ?"

Bakışları bana döndüğünde içimdeki kor birden alevlendi. Gözleri ateşti. Yakıyordu.
Yüzünün her bir santimi birbirine uyumluydu. Ya ben bir kusur görmüyordum ya da gerçekten kusursuzdu.

Ama şöyle bir şey vardı ki ben dış görünüşüne hayran olsam da iç güzelliğini yakından tanımak istiyordum.
Bana az önce ki yaklaşımı biraz da olsa kötü hissetmeme sebep olmuştu. İlk kez böyle bir yakınlık yaşıyordum. Bedenim toy, kanmaya çoktan hazırdı. O dakikalarda kendimden geçsem de sonradan yaşadığım hayal kırıklığı ve pişmanlık içler acısıydı. Bunu ona söylemek istiyor ama bir yandan da cesaret edemiyordun.

"Yaklaşık iki hafta kadar bir süre. Yaza girmeden düğün olsun bitsin istiyorum."

Anladığımı belli edercesine kafamı salladım. Bir kaç saniye sonra ise kapı tıklatıldı. Bize ayrılan zaman sona ermişti anlaşılan.

Yerimden telaşla doğrulup elbisemi düzelttim. Az önce yaşadığım müstehcen anlar kızarmama yol açmıştı. Basılmışız gibi hissediyordum.
Fatih hiç rahatını bozmadan yerinde sakince doğruldu. İşte o zaman aramızda ki boy farkı gözler önüne serildi. Omzuna bile gelmiyordum. Büyük ihtimalle kız kardeşi gibi duruyordum yanında.
Utansam da içindekileri söylemek istiyordum.

"Fatih."

"Efendim."

Kafamı yere eğdim yaptığımız ayıptı.

"Az önce yaşadıklarımız..."

Cümlemi bitirmeme izin vermeden kendi konuşmaya başladı.

"Düğün olana kadar yaklaşmam yamacına. Utanmanı gerektirecek bir şey yok hatun."

Sonra tek bir kelam etmeden odanın kapısını açıp çıkmamı bekledi.

Odadan çıktığım da tüm gözler üzerimdeydi. Suratımın kızarıklığı giderek artarken kendimi salonun tam ortasında yanımda Fatih'le dikilirken buldum.

ALÇİN(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin