Merhaba canlarım. Biraz geç oldu ama kusuruma bakmayın bir haftadır hastayım ve iki gündür bir gezideydim. Bölüm yazmaya inanın hiç vaktim yoktu.
İnşallah beni anlarsınız.Yarın tekrar bir bölüm daha atacağım.
Keyifli okumalar dilerim. <3
•••
Üzerimde mürdüm rengi bir elbise vardı. Saçlarımı örmüşlerdi , ucuna ise yine mürdüm rengi bir kurdela bağlamışlardı. Hoş görünüyordum. Sanırım.
Kız kardeşlerim eteklerime tutunuyorlardı. Onlarıda hazırlamıştım. Ailecek hoş görünmemiz gerekiyormuş. Onlara yakışmalı , kendimize söz ettirmememiz.Bizden kimse yoktu. Arkadaşlarım bile gelememişlerdi. Eve sığamazdık zaten. Evin her bir köşesi minder dolmuştu. Oturacak yer yoktu. Bizim evde fazla minder olmadığı için komşulardan sabah toplamıştım. Babam şehre inerek bozdurduğu altınlardan birine evin mutfak ihtiyaçlarını karşılamıştı.
Evimize yiyecek alamayacak kadar zor durumda olmak beni yıpratıyordu. Evde üç kişinin çalışmasına rağmen ev dönmüyor, aç yatmasak da tam doymuyorduk.
Bu kadar zor durumda olmasaydık babam beni bir kese altına satar mıydı diye düşünüyordum. Babama kırgınlığım durulmuyordu. Kaç gündür doğru düzgün uyku uyumuyordum . Ya babama kırgınlığım aklıma geliyor ya da Fatih'in son sözleri kulaklarımda yankılanıyordu.
Bu akşam gelecek miydi? Yüzümü kapatmalı mıydım? Aklımda bir sürü soru vardı. Yüzümü kapatamazdım. Kapatsam bile ne bizimkilere ne de onlara açıklama yapabilirdim.
Bu yüzden kapatmamak daha iyiydi.Kardeşlerimden bir tanesi benim gibi kızıldı. Ama o da annem gibiydi. Çok fazla belli değildi. Aynanın karşısında bir kendine bir bana bakıp duruyordu.
"Abla."
Ellerimi omuzlarına yerleştirdim. Biraz eğilerek kafamı boynuna sakladım.
"Efendim çiçeğim."
Kıkırdadı. O gülünce benimde yüzüm istemsiz güldü.
"Sen gelin olacaksın. Çok güzelsin. Ben ne zaman gelin olurum."
Bu bana kahkaha attırmıştı işte. Sessiz olmak için elimi ağzıma kapayıp yerimde doğruldum.
"Gülme abla. Ben de istiyorum gelin olmak."
"Yaşın daha küçük değil mi Zehra. Ben kadar olunca sende olursun gelin."
"Çok mu az mı zaman var senin kadar olmama ?"
"Çok zaman var ."
Gülüşerek odanın dışına çıktık. Herkes hazır kapıya dizilmişlerdi. Gelmeleri yakındı. Heyecandan karnım ağrıyordu. İlk kez yüz yüze gelecektik. Bu benim için çok önemliydi.
Bir kaç ses duyuldu yoldan. Ardından kapı iki kere sertçe çalındı. Dizlerimin bağı çözüldü. Yanımda dikilen Emin'den destek aldım. Babamın kapıyı göstermesiyle yavaş adımlarla kapıya yürüdüm.
Annem gözlerime bakıyordu. Kafasını aşağı yukarı sallamasıyla kapıyı açtım.
İlk olarak Fatih'in amcası girdi.
"Hoşgeldiniz efendim."
Kafasını sallayıp içeri geçti. Ardından tüm aile fertleri sırayla eve girmeye başladı. Hem ellerini öpüyor hem de onları tek tek eve buyur ediyordum. Yalnızca o en sona kaldı. Evet tam şimdi yüzümü görecekti. Oysa ne konuşmuştuk o gece.
İçimde amansız bir telaş vardı. İçim içime sığmaz gibiydi. Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALÇİN(+18)
RomanceAlçin:Kızıl renkli çalıkuşu ( Yetişkin içerikli bir hikayedir. Cinsellik, argo barındırır. Lütfen bunu bilerek okumaya başlayınız.) Başlama tarihi : 06.11.2021 Eski zaman hikayelerindendir. Tüm hakları şahsıma aittir.