Hayvanat Bahçesi

231 22 8
                                    

İyi okumalar...

—·—·—·—·—·—·—·—

Hagrid'in özel bir emirle ikizleri Privet Drive'a getirmesinden bu yana yaklaşık on yıl geçmişti. İkizler ise hayatta kalan tek akrabalarının, yani Dursley'lerin yanında yaşamak zorunda kalmışlardı.

Petunia ve Vernon Dursley, ikizlerden nefret ederlerdi. Hatta onları bir dolabın içinde yaşamaya zorlamışlardı. Sanki onlar yokmuş, evdeki tek çocuk pek şımartılan Dudley'miş gibiydi. Evde Amber ve Harry'nin ne bir fotoğrafları, ne de bir eşyaları vardı.

Ama hâlâ oradalardı Amber ve Harry Potter. Merdivenin altındaki dolapta uyumaktaydılar, doğrusu sadece Harry uyuyordu. Kardeşi Amber ise kardeşini rahatsız etmemek için dizlerini iyice kendine çekmişti. Bir yandan da eceli düşmanı Dudley'den nasıl intikam alacağını düşünüyordu. Geçenlerde Amber'ı itip yere düşürmüştü çünkü. Ancak planları, teyzesinin tiz sesiyle bozuldu.

"Kalkın! İkizinde!"

Harry irkilerek uyandı. Amber ise uyku mahmuru kardeşinin bu ani tepkisine sessizce kıkırdadı.

Teyzelerinin mutfağa doğru yürüdüğünü işitti Amber. Hemen dolabın kapısını açtı ve Harry'nin de çıkmasına yardım etti.

"Şu pastırmalara dikkat edin." dedi. "Yakarsanız bir hafta boyunca dolaptan çıkamazsınız! Duddy'nin doğum günü için her şey kusursuz olmalı!" 

Amber "Tabii canım, Tini Minicik Dudley'cik en iyisini hak ediyor!" diye homurdandı.

"Ne dedin sen?" diye seslendi Petunia Teyze, tehlikeli bir sesle.

"Hiçbir şey, hiçbir şey..." diye atıldı Harry. Yapmasaydı, Amber, Petunia Teyze'yi sinirlendirecekti. Ceza da kaçınılmaz olacaktı.

Masanın üzerine kahvaltıyı yerleştirmek zor bir işti, Dudley'nin otuz altı hediyeyi az görmesi ve sızlanması da işi kolaylaştırmıyordu.

Kahvaltılarını yemeye başladıklarında, telefonun çalmasıyla Petunia Teyze ayaklandı. Geri döndüğünde ise biraz endişeli gözüküyordu.

"Haberler kötü, Vernon. Mrs Figg'in bacağı kırılmış." Bir an afalladı Amber. Dursley'ler nasıl olur da bir insanın iyiliğini düşünebilirlerdi? Bu onların doğasında yoktu. 

Haklı olduğunu, cümlenin devamını duyunca anladı.

"Onları alamıyor." Başıyla ikizleri işaret etmişti.

Dursley'ler, kardeşiyle onu bir yere bırakmak için tartışırlarken Amber büyük bir umursamazlıkla kahvaltısını yemeye devam etti. Ancak Harry'nin umutla "Bizi burada bırakabilirsiniz." demesiyle konuya dahil oldu.

"Evi yıkmayız." Ancak onu dinlemediler.

Petunia Teyze ortaya bir fikir attı, ikizler hayvanat bahçesine götürülecekti. Onlar için başka yolu yoktu.

Amber, yarım saat sonra Dursley'lerle hayvanat bahçesine geldiğine inanamıyordu. Özellikle ona ve Harry'e bir limonlu dondurma alındığında bunların gerçek olduğundan şüphelenmişti.

Hayvanları teker teker inceledi. Bir akbaba gördü önce, ne kadar çirkin olduğunu düşünmeden edemedi. Sonra bir bukalemun gördü, ancak o bukalemun, gördüğü aslanın yanında hafif kaldı.

Amber, aslana doğru yaklaştı. Hayvanın yelesi güneşin ışığında parlıyordu. Öyle asil duruyordu ki, sanki bu dünyaya ait değildi.

Hayvan, Amber'a doğru yaklaştı. Onun karşısındaki çimenlere yattı, Amber ise temkinlice onun yanına çömeldi ve yelesini okşadı. O an kafasındaki iki kelimeyi oluşturan fısıltı, tüylerinin ürpermesine yetti.


* * *


Sürüngenler bölümündelerdi ve ortada büyük bir kargaşa vardı. Amber ise Dudley ile Piers'in yüzlerinin aldığı hale mi gülse yoksa Harry'nin o boa yılanıyla konuşabilmesine mi şaşırsa bilemiyordu.

Harry boa yılanıyla konuşmuştu. Dudley ise onu itip yere düşürdüğünde, birden cam yok olmuş ve o koca yılan serbest kalmıştı.

Bu... Bu oldukça ilginçti. Sanki sihir gibiydi, ama sihir diye bir şey yoktu ki!

İkizlerin etrafında buna benzer garip olaylar olurdu sürekli. Ancak bunların isteyerek olmadığını Dursley'lere açıklamak boşunaydı.

Ancak ikizler için en kötü olay, Piers Polkiss'in onları ispiyonlaması olmuştu. Elbette ki bu büyük bir cezaya neden olacaktı.

Eve geldiklerinde Vernon Enişte o kadar sinirliydi ki, doğru dürüst cümle kuramıyordu bile. "İkiniz - git - dolap - kal - yemek - yok!" diyebilmişti ancak. 

Amber, kardeşi dolaba girdikten sonra kapıyı sinirle çarptı ve yatağına oturdu. Amber gibi enerji dolu birisi için bu tam anlamıyla bir zulümdü.

—·—·—·—·—·—·—·—

2. Bölümün Sonu.

Kitabın 2. bölümünü de yayınladım. Eh, artık daha eğlenceli bölümlere geçebiliriz!

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

Sihirli günler!

Amber Potter: 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin