İyi okumalar...
⚡⚡⚡⚡⚡
Kasım ayına girmeleriyle birlikte hava aniden soğumuştu. Yemyeşil çimenlerin üzerini beyaz bir örtü kaplamıştı. Karagöl buz tutmuştu. Amber'ın köpeği de sürekli huysuzlanıyordu, Amber onu gezmeye çıkarmadığı için. Ama ne yapabilirdi ki Amber, bu havada dışarı çıksa donabilirdi.
Ancak Quidditch sezonu başlıyordu. Haftalarca yaptıkları antrenmanlardan sonra, cumartesi günü ilk maçlarına çıkacaklardı ikizler. Gryffindor ile Slytherin arasındaydı maç. Gryffindor kazanırsa, şampiyonluk yarışında ikinci sıraya yükselecekti.
Ama kimse ikizlerin oynadığını görmemişti. Harry'nin Arayıcı olarak oynayacağını tüm okul biliyordu aslında, Amber'ı kimse duymamıştı. Wood onu gizli bir silah olarak saklıyordu.
Geçen aylarda okula bir trol girmişti, ancak Harry Potter ve Ron Weasley tarafından bu sorunun önüne geçilmişti.
İki tane birinci sınıf öğrencisi, koskoca bir trolü alt etmişti.
O olaydan sonra Hermione'yi aralarında görmeye başlamıştı Amber. Arkadaş olmuşlardı.
Tabii Amber'dan hızlı davranamamışlardı.
Ron'un Hermione'yi terslediği günlerden birinde, kızın ona sert bir tepki verip gözyaşları içinde oradan uzaklaştığını görmüştü. Çapulcu Haritası'ndan Hermione'nin Gryffindor yatakhanesinde olduğunu görüp oraya ilerlemişti kız. Kıvırcık saçlı kızı teselli etmişti, sonucunda da bir arkadaş kazanmıştı.
Yakın bir zamanda ise en sevdiği profesörlerden biri olan Minerva McGonagall'dan bir süpürge almıştı. Bu onun ilk süpürgesiydi, oldukça da kaliteliydi.
Amber, Minerva McGonagall Hayran Kulübü oluşturmayı bile düşünmüştü.
Gryffindor Ortak Salonu'nda Harry'lerle birlikte oturuyorlardı. Hermione onların ödevlerini gözden geçiriyordu bir koltukta. Diğerleri sohbet ederken Harry boş gözlerle yanan şömineye bakıyordu. Birden ayağa kalktı.
"Kitabımı Snape'ten geri alacağım."
"Deli misin sen?" dedi Ron. "Amber bile böyle bir şeye kalkışmaz!"
Amber Ron'a baktı. "Bir daha düşün, Ronald. Merak etme, cevabından emin olana kadar gelmiş olacağım."
"Ya fazla cesursun-" Fred'in sözünü Hermione kesti. "Ya da fazla aptal!"
Amber omuz silkti. "Birinci seçeneği tercih ederim." Portre deliğinden çıkmadan önce Nell ile yumruklarını tokuşturdu.
Öğretmenler odasının kapısını çaldı, kimse cevap vermeyince tekrar çaldı. Ama ses gelmedi. Kapıyı aralamasıyla bacağı paramparça olmuş Snape'i görmüştü.
"Lanet olasıca!" diye söyleniyordu Snape, "Üçünü birden aynı anda göz altında nasıl tutabilirsin ki!"
Amber tam kapıyı kapatacakken bir bağırış yükseldi.
"POTTER!"
Amber, şaşkın bakışlarını Snape'in öfkeli koyu gözlerine çevirdi.
"Profesör-"
"ÇIK DIŞARI!"
"En azından şunu alın." dedi isteksizce. Daha yeni merdivenlerden düştüğü için yanında biraz sargı bezi ve pamuk taşıyordu. Madam Pomfrey'in stoğundan aşırmıştı, çünkü düştüğünde revire gitse birkaç saat oradan çıkamayacaktı. Zaman kıymetliydi ne de olsa.
Amber, cebinden çıkardıklarıyla içeri girdi. Hızlıca Snape'in önündeki masaya bıraktı.
Snape'in gözlerinde bir anlık oluşan tereddütü fark etmişti. Ancak öfkesi durulmamıştı. "Potter, çık dışarı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amber Potter: 1
Fanfiction⚡⚡⚡⚡⚡ Amber Potter ve Harry Potter sıradan çocuklar olduklarını sanırlarken bir baykuşun getirdiği mektupla yaşamları değişir: Başvurmadıkları halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'na kabul edilmişlerdir. Burada birbirlerinden ilginç dersler alı...