Amber Potter: 1

Peron Dokuz Üç Çeyrek'ten Yolculuk

İyi okumalar...

—·—·—·—·—·—·—·—

Amber'ın Dursley'lerle geçirdiği son ay gayet keyifli geçmişti. Dudley ondan korkuyor, ne zaman karşılaşsalar aksi yöne koşuyordu. Hatta sinsice onun arkasına yaklaşıp korkuttuğu bile olurdu Amber'ın, Dudley'nin yüz ifadesine bakıp kahkaha atmak pek eğlenceliydi.  Petunia Teyze ve Vernon Enişte, ona karşı ağızlarını açmaya bile cesaret edemiyorlardı. 

Ancak Amber, köpeğiyle anlaşamamıştı. Sarı köpek sürekli olarak ona hırlıyordu. Belki de adını köpek koyduğu içindi.

Ağustosun son günü Vernon Enişte onları King's Cross'a götürdü. Ancak peronu bulamadılar, Dursley'ler de pis sırıtışlarla onları orada bıraktı.

"Ne yapacağız şimdi?" diye sordu telaşla Harry.

"Hemen endişelenme, buradaki tek büyücüler değiliz ya! Muggle'lardan daha farklı birilerini bulabilirsek belki... Peronu da bulabiliriz." dedi Amber.

Harry gözlerini devirdi. "Nasıl ayırt etmeyi planlıyorsun? Kıyafetlerinde 'Ben büyücüyüm' yazan birilerini mi arayacağız?"

"Örneğin onlar." dedi Amber, arkalarındaki kızıl saçlı bir aileyi işaret ederek. "Muggleların ceplerinde asa taşıdıklarını sanmıyorum. Ayrıca, Muggle olamayacak kadar garip giyinmişler."

Aileyi takip ettiler. Harry "Pardon!" dedi. "9¾ peronuna nereden gidebiliriz?"

Kızıl saçlı tıknaz kadın onlara gülümsedi. "Hogwarts'a ilk gidişiniz mi? Ah, dokuzuncuyla onuncu peronları ayıran bölmeye doğru yürümelisiniz. Duvara çapmayacaksınız, inanın bana. Hadi, oğlum Ron'dan önce sizi yollayalım."

Harry tereddüt ediyor gibi gözüküyordu. Amber sırıttı, kardeşinin korkusu oldukça komiğine gitmişti.

"İzle ve gör, Harry."

Sandıklarıyla duvara doğru koştu ve içinden geçti. İnsanlarla dolu bir perondaydı ve önünde kıpkırmızı buharlı bir tren bekliyordu. Gişeye biletini verdi ve pek korkak kardeşini beklemeye başladı.

İkisi sandıkları trene çıkartmaya çalıştılar, ama çok fazla ağırlardı. 

"Yardım ister misiniz?"

Amber arkasına döndüğünde, kızıl ailenin ikizleriyle karşılaştılar.

"Fena olmazdı." diye soludu Amber.

"Hey, Fred! Gel de yardım et!" 

İkizlerin yardımıyla sandıklar kompartımanın bir köşesine konuldu. Harry, terli saçlarını arkaya itince yara izi göründü.

Adının Fred olduğunu öğrendiği ikiz "Nedir bu?" diye sordu, Harry'nin yara izini göstererek.

"Merlin'in Sakalı, Fred! Bunlar onlar!"

"Potter ikizleri!"

"Evet, evet, öyleyiz. Kırmızı halıya gerek yok, Gryffindor'da yeterince olacak zaten."

"Griffin... ne?"

"Boş ver," dedi Amber, Harry'e. "Gidince öğreneceksin zaten."

Fred ve George bir kahkaha attılar. "Seni sevdik, Potter." dediler Amber'a.

* * *

"Siz sahiden Potter ikizleri misiniz?"

İkizler başlarını salladı.

"Merlin aşkına, Fred ve George'un şakalarından biri sanmıştım!" dedi Ron isimli çocuk, şaşkınlıkla. "Demek Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen tam oraya-"