İki Şakacının Sırrı

130 14 55
                                    

Medyayı öylesine koydum, ama çok güzel! Canım Hogsmeade.

İyi okumalar...

⚡⚡⚡⚡⚡

Amber, en yakın arkadaşlarının binalar konusunda yanıldıklarını tekrardan anlamıştı. Şimdiye kadar birkaç tane Slytherin'li arkadaşı olmuştu. Birinin adı Elle'di, daha tatlı dilli ve iyi kalpli bir insan göremezdiniz Amber'a göre. Slytherin'e sırf hırsı ve kurnazlığı yüzünden gitmişti. Diğeri onun kardeşi olan Ben'di. Üst sınıftı ve oldukça eğlenceli bir insandı.

Slytherin'in kötü ününün büyük sebeplerinden biri, Lord Voldemort'tu. O binaya mensup olduğundan dolayı herkes Slytherin'i kötülemişti, Amber'a öyle anlatmıştı Elle.

Ama bazıları vardı ki, insanın onları bir kaşık suda boğası geliyordu. Amber, dünyadaki en nefret ettiği insanın Dudley olduğunu düşünürdü her zaman, ama Nell'in kardeşiyle tanışınca bu fikri değişmişti tabii.

Draco Malfoy, sürekli Amber'a, Harry'e ve onların arkadaşlarına sataşıyordu, yanındaki iki aptalla beraber. Crabbe ve Goyle, Slytherin'in en kalın kafalı iki oğlanıydı. Kaba kuvvetten ve pis pis sırıtmaktan başka bir şey bilmezlerdi.

Akşam yemeğindeydiler. Fred ve George, henüz ortalıkta yoklardı, Amber ise, heyecanlı bir şekilde Nell'e Quidditch takımına seçildiğini anlatıyordu.

"Bundan sonra Quidditch maçlarında beni göreceksin, Nell! İnanabiliyor musun, tıpkı babam gibi Quidditch oynayacağım!" Babasının eşsiz bir Quiddtich oyuncusu olduğunu söylemişti McGonagall, hem de sıcak bir gülümsemeyle.

Nell samimice gülümsedi. "Ne güzel! Draco olanları duymamış gibi, öğrenince, yüz ifadesine bakıp bakıp gülmek istiyorum!"

Amber güldü. "İnan bana, bunu ben de istiyorum."

⚡⚡⚡

Kızlar şöminenin başında otururken Fred ve George belirdi yanlarında.

"İşte bizim bir numaralı Quidditch oyuncumuz!" dedi Fred.

"Biz de bunun için küçük çaplı bir kutlama yapalım dedik." dedi George, elindeki büyük şişeyi göstererek.

"O da nedir?" dedi Amber. Nell'e baktığında gözlerinin heyecanla parıldadığını gördü.

"Kaymak birası!"

Fred ve George, parmaklarını dudaklarına götürdüler ve göz kırptılar. George, yan taraflardaki koltukların birine doğru ilerledi ve Harry ile Ron'la beraber geri geldi.

"Onlar olmadan olmaz." Altı tane bardak çıkardılar ve bardakları doldurdular.

"Yeni Quiddtich oyuncularımıza!"

Amber ve Harry birbirlerine bakıp sırıttılar. Altısı da bardaklarını tokuşturdular ve biralarını içtiler. Tadı aslında oldukça güzeldi, ama herkese sadece bir bardak yetmişti. 

Bu içeceğin Hogwarts'ta yasak olduğunu tahmin etmişti Amber. Fred ve George'un Kaymak Birası'nı nereden bulduğunu merak etmişti, çünkü Hogwarts kalesinden çıkamazlardı.

Yoksa çıkabilir miydiler?

⚡⚡⚡

"Bunu yapacağına inanamıyorum, Harry!"

Bir lambanın titrek ışığı belirdi. Yanlarındaki koltuktan gelmişti bu ses.

"Hem de bensiz!"

Hiç şüphesiz ki Amber'dı bu, yanında duran Hermione Granger'dan öğrenmişti her şeyi.

"Yatakhanenize dönün."

"Emir almıyoruz, yara kafa."

Harry, Nell'e göz devirdi. Ron ile beraber portre deliğinden çıktılar.

"Siz hiç Gryffindor'u düşünmez misiniz, hep kendinizi mi düşünürsünüz? Kupayı-"

Ron, en sonunda arkasına dönüp sertçe Hermione'ye baktı. "Öncelikle, başkalarının işlerine karışmamayı öğren, Granger. Bu sayede iki taraf da hoşnut olur. Ve emin ol ki Gryffindor bizim de umrumuzda, biz oraya Gryffindor'u temsil ederek gidiyoruz." Ağzını açan Hermione'yi eliyle susturdu. "Ve ayrıca, binamızdan en çok puan düşürecek olan onlar, biz değiliz." Amber ve Nell'i gösterdi.

"Resmen satıldım şuan."

"Satıldık."

"Her neyse işte."

"Öyle mi, Weasley?" dedi Hermione, kırılmış ve öfkeli bir ses tonunda. "Peki, ama uyardım sizi..."

Nell, Amber'ı dürttü. "Benim uykum var, hadi gidelim."

Amber onu başıyla onaylayınca, portreye doğru ilerlediler. Parolayı söylediler ve tam içeri gireceklerken Nell onu durdurdu.

"Az kaos olsun." diye fısıldadı Amber'a. "Şişman Hanım," Tabloya hitaben konuştu. "aşağı katlardaki bir tablo sizi çağırıyor."

Kadın homurdandı. "Victor olmasın da, hepsine uygunum." Tabloyu açtı ve onlar girerken kapattı.

İki kız muzipçe sırıtarak yatakhanelerine doğru ilerlediler.

⚡⚡⚡

"Tamam, hadi bizi neden sabahın köründe buraya topladığınızı söyleyin."

Weasley ikizleri sırıttılar. "Size başarımızın sırrını söyleyeceğiz."

"Daha doğrusu göstereceğiz."

"George, parşömeni çıkar."

George, cüppesinin cebinden oldukça eski bir parşömen çıkardı. "Fred, devam et."

Fred asasını parşömene doğrulttu.

"Bütün ciddiyetimle yemin ederim ki hayırlı bir şey düşünmüyorum."

Karşılarında bir harita vardı. Hogwarts'ın haritası.

"İşte Çapulcu Haritası, bizim şakalarımızın küçük sırrı."

⚡⚡⚡⚡⚡

8. Bölümün Sonu.

554 kelimeyle bölümü sonlandırmış bulunmaktayım. 

Yarın deneme sınavımız var ve aşırı zayıf olduğum bir konu. Keşke sınavda Voldigül'ün hortkuluklarını falan sorsalar. 100 almazsam net Muggle olurdum.

Bu saatte benim gibi ayakta olan manyaklar yatsın zıbarsın lütfen.

İyi geceler💫

Amber Potter: 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin