Diagon Yolu

169 19 32
                                    

İyi okumalar...

—·—·—·—·—·—·—·—

Bir sabah Amber, yatağında oturmuş dışarıyı seyrediyordu. Kapının tıklatılmasıyla hemen aşağıya koştu. Heyecanlanmıştı, kardeşi gelmiş olmalıydı.

Kapının deliğinden baktığında dev bir adam ve Harry vardı. Amber hızla kapıyı açtı.

"Selam büyücü kardeş!" dedi ve Harry'nin üzerine atladı ve ona sımsıkı sarıldı.

"Amber! Sana söylemem gereken-"

"Her şeyi biliyorum." dedi Amber. "Büyücüyüz ve ünlüyüz! Ne kadar mükemmel, değil mi?"

"Ünlü müyüz?"

Dev adam ona döndü. "Sen Amber olmalısın." Güldü. "James'in saçlarını nerede görsem tanırım. Ben Rubeus Hagrid, sizi Hogwarts'a götürmekle görevliyim."

Hagrid'e gülümsedi kız. "Merhaba, Hagrid!"

"Eşyan varsa toparla, Amber. Vakit kaybetmeden Diagon Yolu'na gitmeliyiz."

Amber kaşlarını çattı. "Ne yolu?"

Hagrid, "Diagon Yolu." dedi. "Hogwarts için okul malzemeleri almalıyız sizlere."

* * *

Neredeyse tüm ihtiyaçlarını Gringotts isimli bankadan aldıkları parayla temin etmişlerdi. Hagrid Harry'ye beyaz bir baykuş ve Amber'a sarı bir köpek almıştı doğum günü hediyesi olarak. Geriye sadece bir asa kalmıştı. Ollivanders'a girdiler.

Dükkan ufacıktı. Neredeyse hiçbir şey yoktu, ince bacaklı iskemleyi saymazsanız. Bir kütüphaneye benziyordu burası, çok eski bir kütüphaneye. Ancak kitaplar yerine ince uzun kutular vardı.

"İyi günler." dedi yumuşak bir ses. İki çocuk yerinde sıçradı. Soluk gözlü yaşlı bir adamdı sesin sahibi.

Harry çekinerek "Merhaba." dedi.

"Evet, evet, evet. Sizi yakında göreceğimi biliyordum, Harry Potter." dedi adam. "Gözleriniz annenize çekmiş. Daha dün gibi geliyor, o da buradaydı, ilk asasını almaya gelmişti. Yirmi altı santim uzunluğunda, incecik, söğütten yapılmış. Tılsım için çok uygun bir asa." Sonra gözleri onun yara izine kaydı.

"Demek burası..." Bir iç çekti. "Alnınıza bu yara izini yerleştiren asayı da ben satmıştım. Otuz dört santim. Porsuk. Güçlü bir asa, çok güçlü, yanlış ellere geçerse..."

"Voldemort'un asası, değil mi?" diye söze girdi Amber. 

Ollivander yerinde sıçradı. Yaşlı adam, Amber'a döndü. "Onun adını anacak kadar cesur olmalısınız, Amber Potter. Cesur ve cüretkar. Bu bana babanızı hatırlattı - tıpkı dış görünüşünüz gibi. O maun bir asa beğenmişti. Yirmi dokuz santim. Esnek. Biraz daha güçlü, biçim değiştirme için birebir. Evet, babanız onu seçmişti - aslına bakarsanız, asa büyücüyü seçer tabii." Harry'e döndü. "Sizden başlayalım Mr Potter, asa kolunuz hangisi?"

"Şey - ben sağ elimi kullanırım."

Amber, iskemleye oturdu ve onları izlemeye başlamıştı. Ollivander ne garip bir insandı, Harry dükkanın altını üstüne getirirken hiçbir şey demiyordu. Dursley'ler olsa tepki vermekle kalmaz, iki ay ceza bile verirlerdi.

Harry'nin asası seçilmişti ve sıra Amber'daydı.

"Miss Potter, asa kolunuz nedir?"

"Sağ."

"Kolunuzu uzatın... Tamam." Bir sürü sihirli mezura onun her yerini ölçmeye başladı.

Mr Ollivander "Yeter." deyince tüm mezuralar yere düştü.

"Sizin asanız kolay gibi gözüküyor, Miss Potter. Şunu deneyin, Gümüşi Ihlamur, tek boynuzlu at kılı. Yirmi üç santim ve gayet esnek. Hadi deneyin." Amber, kendine uzatılan güzel asaya hayranlıkla baktı. Onu eline alıp sallayınca vazo kırıldı.

"Hayır, hayır. Oysaki enerjiniz gayet uyuyordu. Neyse, şunu deneyin, Kestane ve anka tüyü, yirmi sekiz santim, kırılgan."

Amber, asayı gelişigüzel salladı ve Harry'nin saçlarının dikilmesine neden oldu.

"Yüce Merlin, bu asa tam size göreydi! Pekala, başka bir asa deneyelim. Dişbudak ağacından, çekirdeği ejderha yürek telinden. Kırılgan bir esnekliğe sahip ve yirmi dokuz santim. Deneyin, size uyacağını düşünüyorum.

Amber, eline asayı aldığında parmakları ısındı. Asasının ucundan kırmızı ve altın rengi kıvılcımlar çıktı, duvarlarda ışıklar belirdi.

"Bravo!" dedi Ollivander, ellerini çırparak. "Sizin gibi birine tam uyacak bir asa - cesur ve cüretkar."

Asaların paralarını ödediler ve dükkandan çıktılar. Harry yol boyunca konuşmadı, ama Amber onun aksine susmak bilmedi.

Trene binmeden önce bir şeyler atıştırdılar. Harry, Hagrid'e Voldemort'u sordu. Onlar, onun hakkında konuşurken Amber keyifle hamburgerini yiyordu.

Sonunda Hagrid birer bilet uzattı onlara. Trenle Dursley'lere gideceklerdi. Öyle de yaptılar. Amber yol boyunca büyücülükle ilgili ders kitaplarını okudu. Kendini bir inek gibi hissediyordu, ancak okulda birkaç şey bilmeliydi. Herkes onlardan başarı bekliyordu çünkü. Tren durana kadar kitabını okumaya devam etti.

—·—·—·—·—·—·—·—

4. Bölümün Sonu.

O asayı bulabilmek için neler çektim bir bilseniz! Bir vakitten sonra bıktım ve Wizarding World'den Amber adına test yaptım. Sonra gittim ve araştırdım, baktım bu özellikler tam Amber.  Sonra ona uyacak birkaç asa daha araştırdım. Baya zor bir işti ve buna tam yarım saat harcadım!

Bölüm atmaya üşeniyordum aslında bugün. Ama Loki tarafından bıçaklanma ve Voldemort tarafından Avadalanma tehditi aklıma gelince bölüm yazmaya başladım.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere sayın cadı ve büyücüler!

Amber Potter: 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin