İyi okumalar...
⚡⚡⚡⚡⚡
"Her şey hazır mı?"
George ve Amber, başlarını onaylarcasına salladılar.
Nell boğazını temizledi. Bir komutan edasıyla sırtını dikleştirdi. "Vakit, Draco Malfoy'a ders verme vaktidir, arkadaşlar. Koku bombalarını atmanın tam-"
"Uzatma, Nell. Sadece onu bombalayacağız." dedi Fred, göz devirerek.
Nell ona sinirli bir bakış attı ve kızıl saçlı oğlanın kolunu cimcikledi. "Sözümü kesme, Weasley." Eline bir tane bomba aldı ve film izler gibi onları izleyen Amber'la George'a döndü. "ATEŞ!"
Dört top, dört arkadaşın elinden fırladı ve Slytherin'li çocuğun platin sarısı saçlarına düştü.
"SİZİ-"
Dörtlüden bir kahkaha koptu. Hızlıca, kimseye görünmemeye çalışarak oradan ayrıldılar.
⚡⚡⚡
Fred, George ve Nell, garip bakışlarla masanın üzerinde duran kemana bakıyorlardı.
"Bu ne?" diye sordu Nell.
"Keman." diye yanıtladı Alexander.
"Sanırım..." diye söze başladı Fred, "Babam eve bunlardan bir tane getirmişti."
George yüzünü buruşturdu. "Bir ay boyunca kulaklarımızın pası silindi. En son annem sese dayanamadı ve kebanı depoya kaldırdı."
"Şey, onun adı keman, George."
George onu duymazdan geldi.
"Aslında kıracaktı."
"Ama babam resmen ağladı..."
Herkes gülerken, Alexander kemanı eline aldı. "Bir parça çalayım isterseniz. Babanızın çaldığı gibi olmayacak, söz veriyorum."
Onaylamayan tek bir ses bile çıkmadığında oğlan kemanı çalmaya başladı. Hareketli ve eğlenceli bir parçaydı. Hatta Amber ve Nell dayanamadı ve güneşin aydınlattığı yemyeşil çimler üzerinde dans etmeye başladı.
Oldukça eğlenceli ve kahkaha dolu bir gündü.
⚡⚡⚡
Amber, karnının guruldamasıyla yatağında doğruldu. Bir anlığına gözleri karardı kalktığında. Yüzünü buruşturdu ve gözlerini ovaladı. Ağzını şapırdattı. Susamıştı.
Mutfağa inmeye karar verdi, ev cinleri onun karnını elbette ki doyururlardı.
Görünmezlik Pelerini'ni Harry almıştı o hafta. Oldukça dikkatli olmalıydı bu yüzden Amber, görülmemeliydi.
Odada bakışlarını gezdirdi Amber. Herkes uyuyordu. Ama Hermione'nin yatağı boştu. Başarısızca, giysilerle yatağını doldurmaya çalışmıştı, orada uyuyormuş izlenimi yaratmak için.
Kaşlarını çattı. Hermione bu saatte bu kadar gizli ne yapıyor olabilirdi?
Kapıyı gıcırdatmamaya çalışarak sessiz adımlarla odadan çıktı.
Aşağıya, meyve kasesi tablosunun yanına gelmişti ki, birtakım sesler dikkatini çekti. Hızlıca bir duvarın arkasına saklandı.
"Bu sandık çok ağır! " diye fısıldadı, isyankâr bir oğlan sesi.
"Ron, sesiz ol!"
"Diyene bak!"
Amber, anında onların Hermione ve Ron olduğunu anladı. Görünmezlik Pelerini'nin altında olmalıydılar.
Kararsızca meyve kasesi tablosuna baktı Amber. Sonra da sesin geldiği yere. Ne yapmalıydı?
Uzun zamandır kardeşi, Hermione ve Ron'la takılmıyordu.
Ama açtı. Ne yapması gerektiği açıkça ortadaydı.
⚡⚡⚡
Amber, görülmemeye çalışarak, elindeki poğaçayla Harry, Hermione ve Ron'u takip ediyordu.
Hadi ama, kardeşi ve arkadaşları gizli işler karıştırıyordu! Neden takip etmeyecekti ki?
Üstelik, Hermione'yi ilk kez kuralları çiğnerken görmüştü. Bunu kızın yüzüne vurmak istiyordu.
Biraz haylazlıktan ne zarar gelirdi ki?
En yüksek kulenin altındaki koridora vardıklarında, "Geldik sayılır!" diye pofladı Harry.
Derken birdenbire bir kıpırtı oldu önlerinde. Amber, hızlıca bir sütunun arkasına saklandı. O sırada, ne yazık ki birisine çarptı.
"Amber, ne işin var burada?!"
Kardeşinin oldukça sessiz fısıltısını duydu, sonra bir kumaş hafifçe havalandı ve Amber'ın üzerini örttü.
"Sence? " diye fısıldadı sadece.
On adım kadar ötelerinde belli belirsiz iki gölge vardı. Bir fener ışıldadı.
Profesör McGonagall, sırtında ekose bir sabahlık, saçlarında bir file ile, Malfoy'un kulağına yapışmıştı.
"Cezanı çekeceksin!" diye bağırdı. "Slytherin'den de yirmi puan siliyorum! Gece yarısı dolaşıp duruyorsun, ha? Nasıl yaparsın bunu?"
"Anlamıyorsunuz, Profesör!" dedi Malfoy, yalvarırcasına. "Harry Potter geliyor – bir ejderhayla!"
Amber'ın gözleri büyüdü. Bakışları, kendisinin de ucundan tuttuğu sandığa indi. Bir ejderhaydı, ha?
Hermione ciddi anlamda kuralları çiğniyordu!
Keyiflendi Amber. Herkese kuralların ne kadar önemli olduğunu anlatan kızın kuralları ağır bir şekilde çiğnemesi hoşuna gitmişti.
"Zırvalama!" Bu yalanlaru nereden uyduruyorsun? Yürü – bütün bunları Profesör Snape'e anlatacağım, Malfoy!"
Bundan sonra kulenin tepesine dönerek çıkan dik merdivenleri tırmanmak dünyanın en kolay şeyiydi artık. Soğuk gece havasını hissedince Pelerin'i yere attılar. Amber ve Hermione ellerini birbirlerine çakıp dans ettiler.
"Malfoy cezalandırıldı! Şarkı söyleyesim geliyor!" dedi Hermione, neşeyle.
Harry, "Söyleme." diye uyardı onu.
Malfoy'un halini düşünüp kıkırdadılar. Yaklaşık on dakika sonra, dört süpürge belirdi karanlıkta, süzülerek yanlarına indi.
Ron, kızıl saçlı olan adama selam verdi. O da bir Weasley olmalıydı.
Adının Charlie olduğunu öğrendiği adam ve arkadaşları pek neşeli insanlardı. Ejderhayı bir koşum takımına koştular, onlarla tokalaşıp teşekkür ettiler.
Yavru ejderha aynı Petunia Teyze'nin Dudley'e okuduğu masallardaki gibiydi. Sadece, çok küçüktü. Tatlıydı ve masumdu.
Ejderha, dört adamla beraber gidince dik merdivenleri indiler. Ancak koridora adım atar atmaz Filch'in pis, sırıtan suratı belirdi karanlıkta.
"Vay, vay, vay, birilerinin başı dertte galiba."
⚡⚡⚡⚡⚡
13. Bölümün Sonu.
680 kelime.
KAR YAĞIYOR VE TATİL!!!
Ama hala oynamaya çıkmadım. Üşendim çünkü. Deneme sınavı sonuçlarım ilk defa berbat geldi, testlere boğuldum bu yüzden de.
Bölüm nasıldı?
Nedensizce kötü ve cringe yazdığımı düşünmeye başladım... Belki de öyleyimdir, ha?
Her neyse!
Sihirli günler dilerim, değerli okurlarım!
11/03/22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amber Potter: 1
Fanfiction⚡⚡⚡⚡⚡ Amber Potter ve Harry Potter sıradan çocuklar olduklarını sanırlarken bir baykuşun getirdiği mektupla yaşamları değişir: Başvurmadıkları halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'na kabul edilmişlerdir. Burada birbirlerinden ilginç dersler alı...