BU BÖLÜM ŞEKER KIZ @Rayatoo YA İTHAFEN GELSİN. BÖLÜM DİYE DİYE BAŞIMIN ETİNİ YEDİ AL SANA BÖLÜM:))))
Dudaklarıma yapıştığım Mustafa şaşkınlıktan bir süre hareket etmedi. Bense dudaklarıma değen dudakların sıcaklığı ile anın tadını çıkarmak için gözlerimi kapattı. Sessizce dudaklarıma izin veren Mustafa kendine geldiğinde omuzlarımdan tutup beni sertçe itti. Yaşadığım yoğun hazzın etkisi ile kısılan gözlerimi açtığımda öfkeden kızarmış bir çift ela gözle karşılaştım.
" Aklını kaçırmışsın sen velet. Ne yaptığını sanıyorsun?" derken sesi fazlası ile sertti.
" Öptüm." dediğimde ise beni bırakıp ellerini saçlarına geçirip bir süre öyle durduktan sonra beni paramparça eden o sözler döküldü hayat bulduğum dudaklardan.
" Bana bak Hakkı, abinin hatırına sana yeteri kadar müsamaha gösterdim ama buraya kadar. Hayatında ne acı , ne aşk görmemiş bir çocuğun oyuncağı değilim. Bu sana son ikazım tekrarında olacaklardan ben sorumlu değilim."
Duyduğum sözlerin yüreğime verdiği acı ile geriye doğru ilerlerken Mustafa yüzüme bile bakmadan sinirle masanın etrafını turluyordu. Bense duyduklarımı hazmedemememin verdiği acı ile arkamdaki kapıdan hızla çıktım. Benim için gelen insanların olduğu masaya geldiğimde içimdeki acının ve kırgınlığın etkisiyle masaya oturmadan Devin'e dönerek:
" Hala ev arkadaşı arıyor musun?" dediğimde Devin ne olduğunu anlamaya çalışan gözlerle bana boş boş baktığında derin bir iç çekip:
" Arıyor musun?" diye tekrarladım. Başını olumlu anlamda salladığında elimi uzatıp :
"Bu gece gelirim." dedim. Önce elime baktı ardından ne söylediğimi anlamış misal elini cebine atıp bir anahtar uzattı. Bu arada masadaki herkes ne olduğunu anlamak istercesine soran gözlerle bana bakarken Işıl kolumdan tutup bakışlarımı yakalayarak elleri ile:
" Ne oldu? Kötü bir şey mi oldu?" dedi. Bense başımı sağa sola sallayarak hayır dedikten sonra garsona seslenip:
" Masanın hesabı ödendi mi?" diye sordum . Aldığım olumlu cevapla herkesi selamlayıp hızla çıkışa yöneldim. Kapıya ulaştığımda Zeki'nin eşlik ettiği insanları görünce durmak zorunda kaldım. Abimin bakışları beni bulduğunda yerinde dikleşerek yanıma yaklaştı:
" Hakkı neler oluyor ?"
Beni tanıyordu,hem de benim kendimi tanıdığımdan daha çok . Ailemde ne yazık ki annem babamdan daha fazla beni küçük abim tanırdı. Yalan anlamsız olduğu için susma hakkımı kullanarak gözlerine boş boş baktım. O sırada herkesin bakışlarının odağından çıktığımda hala abimle göz gözeydik. Duyduğum ses ile kendime gelsem de yine sustum, çünkü söyleyecek sözüm yoktu.
" Hoş geldiniz bacım, enişte . Sizler için ayrı bir masa ayırttırdım keyfinize bakın . Ben de birazdan size katılacağım."
Sesi içimi titretse de bana anlamaya çalışan gözlerle bakan abimden gözlerimi kaçırmadan dik dik bakmaya devam ettim. Abim ise kendinden beklediğimi yaparak elini omzuma koydu.
" Aceleci davranma sakin ol . Ne olur bu defa yardım iste."
Çok öyle duygularla haşır neşir bir insan olmasam da abimi incitmek en son isteyeceğim şeydi. Ki ailemde beni en çok anlayan kişi oydu. Yavaşça yanına adımlayarak kollarımı boynuna doladım.
" Teşekkür ederim ve özür dilerim." dedikten sonra abimden ayrılıp hızla mekanı terk ettim. Kapıdan çıktığımda buluştuğum soğuk hava kararımda netleşmemi sağlarken az sonra gideceğim özgür hayatımın ilk mekanına son kez baktım. Zira artık bu evde kalmam mümkün değildi. Babamın evinden çıktığım yolculukta bu durakta daha fazla durmak sadece hayallerle avunarak yaşayan bir zavallı yapacaktı beni. Montumu giyip eve yöneldiğimde ismimi duyarak durup geriye döndüm. Üzerindeki incecik kıyafete ve topuklu ayakkabılarına aldırmadan bana hızla gelen Selma ablaya baktığımda nefes nefese yanıma gelip kolumdan tutarak soluklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERZENİŞ(TAMAMLANDI)
RomanceFarklıydı, ama herkesin düşündüğü gibi değil o gerçekten farklıydı. Asker bir ailenin tek sivil çocuğu olduğu için değil, imkansızda olsa kendisinden apayrı olan o ela gözlü deve gönül verdiği için. Eğilip bükülmeden , yine de hayatında olmaz dediğ...