ÇARESİZLİK

782 91 21
                                    

   Yaşamak ne garip insanların yaşamak için verdikleri çaba her devre her aile yapısına göre şekil değiştiriyor. Bazıları için yaşamak zorlu bir savaş iken bazıları için o kadar basit ki. Yaşamımın dizginlerini elime aldığımı söylesem de bu devirde yaşamak için gerekli olan en temel şeye yani güçlü bir aileye sahiptim. Pek çok insanın gıpta ile baktığı pek çoğunun sahip olamadığı benim içinse içlerinden sıyrılıp ben olmaya çalıştığım. Ama bu devir bu mücadeleyi sevip değer verdiğim beni  her dem koruyanlar için kendi düşüncelerimi kenara koymam gereken bir zamandı. Müdür beyin odasında oturmuş işlemlerimizin bitmesini bekliyorduk. Benim için dosya bile açılmamışken Mustafa'nın suçunu başkası üstlenmiş bu nedenle de davası düşmüştü. evrakları aldığımızda Mustafa müdüre "eyvallah" derken ben başımla selam vererek çıkışa doğru ilerlediğimizde elimdeki valizime uzanan iri eller ile duraksadım.

" Ben taşırım."

" Yoruldun ve yıprandın günlerdir bırak ben alayım."

  Yorgundum şu kısacık hayatımda bir ömre sığacak kadar çok şey görmenin yorgunluğu vardı üzerimde. İtiraz etmeden valizi Mustafa'ya bırakırken o da gardiyanlarla arkasında bıraktıkları ile ilgili konuşuyordu. Bu arada kapıya ulaştığımızda bize eşlik edenlere baş selamı verip hapishanenin kapısından çıktım. Sabahın erken saatleri olmasına karşın güneşin gözümü alması ile bir süre durup ışığa alışmaya çalışırken boynuma dolanan ince kollar ile duraksadım.

" Hakkı kuzum çok şükür çıktın "

  Sevgili yengem karnı burnunda kollarını boynuma dolamış bir yandan da iç çekerek göz yaşlarını tutmaya çalışıyordu. Hapishane de kalmamı gerektiren bir suçum olmamasına rağmen kendime biçtiğim ceza ile bir yılı geçirmiştim.  Bu arada yengemin arkasından hafif bir tebessümle bana bakan annemi gördüğümde nazikçe yengemin kollarından ayrılıp annemin karşısına geçtim. Annem ile kimsenin anlayamayacağı bir ilişkimiz vardı. Çoğu zaman bizi babamın bile anladığını sanmıyorum. Annem askeri istihbarat subayı olduğu ve psikoloji okuduğu için insanları izlemekte ve tahlil etmekte iyiydi. Ben yani kendi kanından olan oğlu ise gördüğü herkesten farklı bir düşünce tarzına sahipti ki bu onu yetenekleri olmasa sorun yaratacak bir durumdu. Hiç bir zaman zorlamadan ufak nasihatlarla bana kılavuzluk eden annem sert ve otoriter yapısı ile karşı karşıya durduğum babamla aramda dengeyi sağlayan kişiydi.

" Hoş geldin canım"

 Annem dokunulmaktan çok haz etmediği için uzak dururken gülümsediğimde mesajı almış ve kendini kollarımın arasına bırakmıştı. Yaşadıklarım için sığına bileceğim en güzel limana sığınmış ve bende onu sıkıca sarmıştım.

" Eve?"

"Tamam tatlım"

 Bu arada Mustafa'yı karşılamaya da yengem ile birlikte Selma abla ve Zeki abide gelmişlerdi. Beni duyduğunda Mustafa gür sesi ile:

" Hakkı?" deyince ona dönüp soğuk bir bakış attım. Zor günler geçirmiş ve ona sığınarak sakinleşmiştim ama bu onu affettim demek değildi. Beni yanında taşıması için daha zamana ihtiyacım vardı . Mustafa çatık kaşları ile bana şaşkınca bakarken:

" Geçmiş olsun canım. Kurtuluşunuzu kutlamak için bir yerlere gidelim." diyen Selma ablaya bakışlarımı çevirip:

" Sonra." deyip tekrar geriye dönmeden arkamda ne olduğunu anlamaya çalışan bir Mustafa bırakarak annemlerle arabaya bindim. Babam ve Azim abimin olmayışı bir sorun olduğuna işaret olsa da bunu daha sonra düşünecektim.

......

" Olmaz diyorum Hakkı olmaz çocuk oyuncağı değil bu."

Askeriyedeki odasında volta atarken bana söylenen Azim abime gözlerimi dikmiş bakarken abim az önce istediğim şeyin imkansızlığını bana anlatmaya çalışıyordu.

SERZENİŞ(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin