ACIYA TUTUKLU KALDIM

932 107 15
                                    


-23 Ocak 1975 İstanbul Vatan Mühendislik Okulunda kendilerine komandolar adını veren bir grup ülkücü bir öğrenciyi öldürdü.

-6 Mayıs 1975 TBMM ölüm cezasının kaldırılması talebini reddetti.

  Ne sağcı ne solcu olmayı reddetsem de Devin ile ev arkadaşlığımın getirisi olarak tarafsız görüntüm gölgeleniyordu. Bir de üzerine Işıl'ı korumak adına peşinde dolaşmam doğal olarak beni solcu göstermeye yetiyor hatta artıyordu bile. Aslında halimden çokta şikayetim olduğu söylenemezdi. Neden diye sorarsanız; fikirlerinin uç noktaları dışında sosyal demokrat düşüncelere karşı boş değildim. Ayrıca arkadaşlıkları beni rahatsız etmiyordu. Ancak bir süredir devam eden eylem planlarını duymamak için elimden geleni yaptığımı da inkar etmeyeceğim. 1968 den beri süre gelen bu kavga bazı noktalarda haklı olsa da bu kadar can kaybına ve vahşete değmeyecek kadar da anlamsızdı. Onlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar gene zarar gören kendileri oluyor üstelik istediklerine yanaşamıyorlardı bile.  Belki de ailem asker olduğu için bu eylemleri mantıklı bulamıyordum , ama bildiğim bir şey varsa da zarar görmelerini istemediğimdi. Her eylem sonrası yaralarını sessizce sardığım bu insanların gelecekte - eğer yaşarlarsa- yaptıkları eylemleri hatırlayıp hatırlamayacağını merak edip üzülüyordum. O çok büyük savaşlarla kayıplar verdikleri kapitalist düzenin içinde nasıl bir yerleri olacaktı acaba?

   Devin'e çok şey borçluydum. Bana sorgusuz sualsiz evini açmış kira vermeme de izin vermemişti. Ben de karşılığında güya faturaları ödüyordum. Güya diyorum çünkü ne zaman fatura ödemeye gitsem faturaların ödenmiş olduğu gerçeğiyle yüzleşip hala abimin elinin üzerimde olduğunu hissederek parayı mutfak ihtiyaçları için harcayıp geliyordum. Bu nedendendir herhalde sabah hazırlanıp çıkarlarken Devin'in kolundan tutup:

" Gitme" dediğimde Devin başkan bana gülümseyerek:

" Birileri sesini çıkarmalı Hakkı. Susarak hiç bir şeyi değiştiremeyiz ." dediğinde ısrarımın anlamsızlığını anladım. Eylem öğlen arasında olacaktı ve benim öğlene kadar yoğun bir ders programım vardı. Okula ulaştığımda sınıfın normalden az olduğunu görmek eyleme bizden de çok kişinin katıldığını anlamamı sağladı. Derslerim yoğun olmazdı ama ikinci sınıf olmam gerekirken fazladan aldığım derslerle üçüncü sınıfında derslerini tamamlamak üzere olduğumdan haftanın her günü fazlası ile doluydum. Öğle arasında Işıl'ın binasının önüne giderek bir umut eyleme gitmeden onu yakalar ve engellerim düşüncesindeydim . Ancak bina boşaldığında Işıl'ı göremeyince derse girmediğini anladım ama bu beni endişelendirmekten öteye gitmedi. Işıl'ı dersten alı koyacak bir eylem düşündüğümden daha büyüktü ve bu büyük eylemlerin sonu genelde hapishane ya da hastahanede biterdi. Çevreye dikkatlice baktığımda Tolga'ların sınıfından bir kız ile göz göze geldik. Kız yanıma gelip selam vererek :

" Eylem yarım saat önce başladı, o yüzden herkes orada ." dediğinde başımla selam verip hızla yerini bildiğim eylem alanına koştum.  Ulaştığım alanda gördüklerimi tarif edecek kelimelerin olduğuna inanmıyorum. Havada uçuşan yumrular , coplar, sopalar; yere düşene kadın erkek demeden saldıran polis , saçlarından sürüklenenler....

  Devin'in "Işıl" diyen çığlığını duyduğumda önce Devin'e sonrada seslendiği yere baktım. Polisin biri elindeki cop ile yerde hareketsiz yatan Işıl'a tüm gücüyle vuruyordu.Yaşadığım sokun etkisiyle bir an duraksasam da bu çok sürmedi. Elimdekileri yere fırlatıp Işıl'ın olduğu yere koştum ve üzerine çıkmış ona hırsla vuran adama yumruğumu geçirdim. Bu hamleyi beklemediği için geriye düşen adam çekildiğinde sevgili dostumun üzerine eğildiğimde gülümseyen yüzünü kaplayan kana bulanmış saçlarını gördüğümde içimde patlayan volkan tüm vücudumu ele geçirmişti. Bu arada az önceki adam ayaklanmış bana doğru gelirken yerimde doğrulup olanca gücümle bir yumruk daha geçirdim. Dengesini kaybedip yere düştüğünde yumruklarımı yüzüne seri halde geçirmeye başladım. Ağzı burnu kanayan adam ne kadar mücadele ederse ben o kadar güçlü vuruyordum. Kavga eden biri değildim ama cüssemin verdiği güç ve abilerimin kendimi savunmam için verdikleri eğitim adama nefes aldırmadan yumruklarımı yüzüne isabetli bir şekilde geçirmemi sağlıyordu. Bu arada başımda hissettiğim ağrı ile yalpaladım ve gerisi koca bir karanlık...

SERZENİŞ(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin