ATEŞLE OYNAMA

860 97 13
                                    

 Hararetli günlerdi 70 ler ve bu günlerden birinde girmiştim hapse.Hiç bir zaman inkar etmedim olduğum kişiyi,ya da utanmadın kendimden ve yaptıklarından. Hayatta pişmanım diyeceğim neredeyse hiç bir şey olmadı. Ama şu dört duvar arasında geçirdiğim zamanda fark ettiğim şey hayatımda ilk defa dünyaya erken geldiğim için pişman olmama neden oldu. Harun'un haklı olduğunu gösteren her imare gözümün önünde bitiyordu. Ama farklıydık ve çok benziyorduk. Hakkı'ya baktığımda zekası, cesareti ve kararlılığı ile parlarken kendimi onun yanında kirli hissediyordum. Babam çocuktan yana bereketli olsa da şanssızdı. Abim kendisi için babamın yolundan farklı bir yol çizerken özürlü doğan kardeşim babamın beni tek seçenek olarak görmesini sağlamıştı. Hamurumda yok diyemem, her dem asi ve başına buyruk halim bu iş için yaratıldığımın bir göstergesiydi. Babamın beni fark etmesi uzun sürmedi , kendi bildiği gibi beni yetiştirmeye karar verdiğinde 15 yaşındaydım.  Fedailerinden dövüş, silah ve bıçak kullanmayı öğrenirken ilk defa kadınlara değil erkeklere ilgim olduğunu da öğrendim. İlk aşkım ve bunu tek ben öğrenmemiştim babamda öğrenmişti. Zavallı Emir kaçalım buralardan dediğinde çocuk gibi olabilecekmiş gibi sevindim. Ama olmadı, babam biz daha ne olduğunu anlamadan bizi buldu. Ben yediğim az bir dayakla kurtulup bir ağaca bağlanırken Emir öldüresiye dövüldü. Ben ilk defa ölümle 15 yaşımın sonunda tanıştığımda anladım ki ben yeteri kadar güçlenip her şeyin sahibi olmadan sevemezdim. 

60 lı yıllar kaosun ve sokak savaşlarının zamanları, ihtilalle yavaşlayacağına inanılan idealler zamanı daha da hararetlenip sokaklarda yer bulurken babam da artık işleri yürütemez halde hastalanmıştı. İlahi adalet bu olsa gerek genç yaşta gelen bunama ile babam eve hapsolunca işler topyekün bana kalmıştı. Ben işte bu zamanlarda tanıdım merhametsizliği, ne vakit birine merhamet etsem sırtımdan bıçaklanınca bizim alemde sadece acımasızların hayatta kaldığını anladım.  Bütün bunların üzerine askerlik vazifesi hasıl olunca hayatımda tekrar yüreğimi attıran adam Zeki çıktı karşıma . Babam tamamen bilincini kaybetmediği ve Selma ablamda her şeyi idare ettiği için gittiğim askerlik görevim sırasında pek çok zorlukta yanımda olan Zeki ile askerliği birlikte bitirince onu da yanıma alıp işleri tekrar devraldım. Çok ölüm , bol ihanet ve hepsinden daha fazla dram gördüm hayatta ki eğer elimde olsa bu hayatı seçmezdim demediğim bir gün dahi olmadı. Ancak nice acı ile sınan ben karşımda kırılası parmaklarını Hakkı'nın omzuna dolamış herifi öldürememenin verdiği acıyı hiç yaşamamıştım.Solcuların koğuşuna yeni gelen Samim adındaki lavuk Hakkı'yı ahtapot gibi sarmış gülerek bir şeyler anlatıyordu ki Hakkı da durdurmuyordu ya işte benim kayışlar iyice incelmişti. Bu arada yanımda hissettiğim hareketlilikle döndüğümde Kerim ile karşılaşmam bir oldu.

" Ağam senin inadını katır tepsin emi."

 Başımı sağa sola sallayarak Kerim'e bir hasbinallah çektiğimde Kerim gülerek:

" Ne katır inadın varmış be ağam, şu halin her şeyi anlatırken sen inatla inkar ediyorsun." dediğinde hışımla Kerim'e dönüp:

" Yok öyle bir şey uydurma." diyebildim sadece ama yalan işte Hakkı'ya dokunan elleri tek tek kırmak , uygun bir yerlerine yerleştirmek istiyordum ki bu zamana kadar kendime söylediğim her şey tuzla buz oluyordu. Neyse ki içeri girme vakti gelmişti de bu manzaranın daha fazla muhatabı olmak zorunda kalmamıştım. 

 Yemek saatinden önce beni çağıran Bilal abim ile koğuştan çıkarken hala öğlen gördüklerimin verdiği öfkeyi atabilmiş değildim. Benimle konuşmak istediğini söyleyip depoya çağırdığında konuyu çok iyi biliyordum. Yıllardır içinde tuttuğu duygular ablamın Ejder itinden ayrılması ile yeniden can bulmuştu. Ama ufak bir sorun vardı, ablamın onda gönlü yoktu. Depoya birlikte yürürken Bilal'i bu fikirden caydırma yollarını düşündüm. Bilal ezelden beri ablama takıktı. Ablam pek çok defa onu reddedip abi gibi gördüğünü söylese de bu içindeki ateşi söndürmeye yetmemişti. Bilal için ne kadar üzülsem de ablamın kararına saygı duyması gerektiğini bilmeliydi. Depoya geldiğimizde Bilal bana doğru yanaşıp:

SERZENİŞ(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin