Kızlar Korku Sokağı'nda Farberson evine doğru zorlukla yürümeye başladıklarında sefil ve ıslak hissediyorlardı. Yürürken, Deena kasabadaki normal herhangi bir yerdeymiş gibi davranmaya çalışıyordu. Yağmurun altında, yine de kabul etmeliydi, Korku Sokağı diğer sokaklardan daha kasvetli falan görünmüyordu.
Bir bloktan daha fazla yürüdüklerinde yağmur, uluyan rüzgarla birlikte şiddetini arttırmıştı. Yukarıda şimşek çakmaya devam ediyordu.
"O neydi?"dedi Jade aniden çığlık atarak Deena'nın kolunu kavradı.
Deena dönerken bir şey gördü. -koyu ve parlak bir şey- Sokağın karşısındaki bahçenin içine doğru giderek kayboldu.
"Muhtemelen sadece bir köpek."dedi. "Her neyse, gitti."
Yürümeye devam ettiler, ayakları sıralı su birikintileri ve çamur ile dolu kaldırımda ıslanmıştı.
"Şimdiye kadar orada olmamız gerekmez miydi?"diye sordu Jade.
"İşte ev orada."dedi Deena göstererek.
Farberson evi tamamen karanlıktı. Kızlar verandaya doğru yol aldılar ve oturma odası penceresinden içeri baktılar. Bir şeyler görebilmek için fazla karanlıktı.
"Restoranda olmalı."dedi Jade. "Teşekkürler tanrım."
Deena ön kapıya yürüdü. Kapının çaprazında açık sarı bant vardı, üzerinde olay yeri yazıyordu. Kaldırmayı denedi ama kapı kilitliydi.
"Camı kırıp girmemiz gerekiyor."dedi Jade.
"Hayır, burada değil. Biri bizi görebilir. Gel, arkaya dolaşalım."
Acele edip, evin etrafındaki ıslak çamurlara basarak arkaya dolandılar. Yağmur biraz yavaşlamıştı, ama şimşek arka kapıya vardıklarında bile çakmaya devam ediyordu.
Mutfak kapısındaki cam tamir edilmemişti; boş kısım karton ile kapatılmıştı, sırılsıklamdı, Deena çektiğinde neredeyse parçalara ayrılmıştı.
Kulağını boş pencere camına dayadı. İçeriden gelen bir ses yoktu.
"Merhaba!"dedi, eğer bir cevap gelirse kaçmak için hazırdı. Gelen tek cevap uğuldayan rüzgar ve damlayan su sesiydi.
Dikkatli bir şekilde elini kırık yerden soktu ve arkaya uzatarak kolu bulup çevirdi.
"Tamamdır."dedi kapıyı yavaşça iterek. "Girelim."
Kızlar birbirlerine korkak bakışlar attılar ve sonra karanlık, boş eve adım attılar.
Deena'nın farkettiği ilk şey geçen cumartesiden beri evin temizlenmemiş olmasıydı. Mutfak masası sağ tarafta duruyordu ama tezgah ve yer hala dökülmüş baharat ve un ile kaplıydı. El fenerinin ışığı tozlu enkazın arasındaki fare izlerini orata çıkarıyordu.
"Iyy!"dedi. "İğrenç!"
"Eğer mutfağın iğrenç olduğunu düşünüyorsan oturma odasını görmen gerek."dedi Jade. Deena, arkadaşının sesini cumartesi geceki kabusa doğru takip etti. Koyu lekeler hala halının üzerindeydi ve parlak, sarı bir tebeşir çizgisi vardı, polis yapmıştı, Bayan Farberson'ın cesedinin bulunduğu yeri belli ediyordu. Yerde hala kırık lambalar ve küllükler vardı ve Bay Farberson dağınık minderleri bile kaldırmaya tenezzül etmemişti.
"Ne dağınıklık!"dedi Deena. "Nereden başlayacağımı bile bilmiyorum."
"Masa gibi bir şey görüyor musun?"diye sordu Jade. "Belki kağıt falan buluruz -sigorta, günlük- gibi bir şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA - Türkçe Çeviri
Kinh dịBir şaka olarak başladı. Ve cinayetle sonuçlandı. Rl Stine'in Fear Street serisinden bir kitap olan "The Wrong Number" çevirisi. Tür: Korku/Gerilim