"Duydunuz mu beni?" diye tekrarladı Bay Farberson. "Gerçeği biliyorum dedim."Jade boğazını temizledi önce. "Neyden bahsettiğinizi bilmiyorum."dedi.
"Bunu yapma."dedi Farberson. Deena, onun gördüğü en kötü yüze sahip olduğunu düşündü. Birazdan neler olabileceğini düşünmek istemedi. Şimdi gerçekten o ve Jade'in kim olduğunu biliyordu.
Farberson ilerleyip yerine oturdu. Hala sinirli görünüyordu ama tehlikeli değildi. Hatta büyük bir nefes verdi. "Hadi ama kızlar."dedi. "Senin ajanstan olmadığını biliyorum. Gerçekten 18 yaşında olup olmadığından şüpheliyim. Adın ne?"
Deena hiç bu kadar rahatlamış hissetmemişti. Bunu yüzüne yansıtmamak için uğraştı ama o sırada Jade'e hızlı bir bakış attı.
Jade harika bir aktrist olabilirdi diye düşündü Deena. Bay Farberson'a bakıyordu ve kaşlarını kibirle kaldırmıştı."Size ajanstan olmadığımı düşündüren şey nedir?"
"Salak değilim."dedi Farberson. "Katie de öyle, hostes. Siz kızlarla ilgili komik bir şeyler olduğunu fark etmiş ve biz de ajansı aradık. Bugün birini yollamamışlar."
"Pekala.."dedi Jade. "Size gerçeği anlatacağım." Sesi sanki büyük bir iyilik yapıyormuş gibi çıkmıştı.
"Gerçek şu ki bu işi kuzenimden duydun. Son asistanınız Linda Morrison'ın bir arkadaşıydı. Kuzenim Linda'nın artık burada çalışmadığını söyledi ve bir işe ihtiyacım var. Buraya gelene kadar ajanstan birini kiraladığınızı bilmiyordum."Farberson ona bakmaya devam etti. Yüzünde beğeni dolu bir ifade vardı.
"İtiraf etmeliyim ki cesaretlisin"dedi. "Neredeyse seni denemeyi düşüneceğim."
"Teşekkür ederim."dedi Jade. "Ama şu anda işi istemiyorum. Hakkımda şüphelenecek biri ile çalışamam."
"Hey, dinle."dedi Bay Farberson. "Kendime dikkat etmem gerekiyor. Anlarsın ya.. Ne kadar çok insanın benden faydalanmaya çalıştığını duysan şaşırırsın."
"Eminim öyledir."dedi Jade. Sesi buz gibiydi. "Hadi Sally."dedi Deena'ya. "Gidip daha canayakın bir yer bulalım."
Ayakta dururken uzanıp başvuru formunu aldı ve kapıya yöneldi. Deena'nın bacakları güçsüzleşmişti, onu önce kapıya doğru takip etti. Sonra koridordan aşağı gidip restorandan çıktılar ve arabaya bindiler.
Sonunda ikisinden biri konuştuğunda Alberga 3'ten bir blok uzaklaşmışlardı. Deena sevinçle bağırdı.
"Jade sen harikasın!"diye bir çığlık attı.
"Buna inanamıyorum."
Jade sonunda kendini tutmayı bırakıp gülmeye başladı. "Doğruyu bildiğini söyleyince şeyi kastettiğini san-"Biliyorum."dedi Deena. "Ben de. Ölümüne korktum. Ama sen bir salatalık kadar soğuktun."
"Şaka mı yapıyorsun?"dedi Jade. "Kalbim duracak sandım. Ama devam etmek zorunda olduğumu biliyordum."
"Onun eski asistanının adını nerden bildin?"diye sordu Deena.
"Hostesssöyledi."dedi Jade. "Onu aradı ve Bayan Morrison dedi, sonra da Linda."
"Wow."dedi Deena. "O kadar korktum ki dinlemiyordum bile. Oscar'ı hak ettiğini düşünüyorum."
Jade tekrar güldü.
Deena "Hakkımda şüphelenecek biri ile çalışamam." dedi Jade'i taklit ederek. "Harikaydı! Ve sakin bir şekilde masanın çekmecelerini araman.""Ki bana şunu hatırlatıyor."dedi Jade. Frene bastı ve 7- 11'in önünde durdu. Çantasına uzandı ve aldığı mektubu çıkardı. Jade mektubu dikkatlice açtı ve içindeki kağıdı çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA - Türkçe Çeviri
TerrorBir şaka olarak başladı. Ve cinayetle sonuçlandı. Rl Stine'in Fear Street serisinden bir kitap olan "The Wrong Number" çevirisi. Tür: Korku/Gerilim