Eve doğru giderken Deena sabahın erken saatlerindeki o karanlığa dalıp gitmişti. Ne kadar denese de Korku Sokağı'ndaki evde yaşanan korkunç sahneyi kafasından atamıyordu. Tekrar ve tekrar, yağmalanmış odayı gördü, kadın yere yayılmış yatıyordu, bıçak, kan..
Ailesine her şeyi anlatmak istedi. Belki bunu anlatırsa, kafasında sürekli sürekli dönmesini durdurabilirdi. Ama nasıl açıklayabilirdi? Nereden başlayabilirdi?
Babası sessizliği böldü. "Bunları tam olarak anlayamıyorum."dedi. Deena'nın nadiren duyduğu bir ses tonuyla. "Eğer sen ve Chuck bu konuda bir şey bilmiyorsanız nasıl onun parmak izi bıçakta olabiliyor?"
"Ben-yani.." Deena korkunun içinde aktığını hissedebiliyordu. Kendini aniden patlayacak bir balon gibi hissetti.
"Yani ne?"dedi babası sabırsız bir şekilde.
Deena kendini daha fazla tutamadı. "Tabii ki onun parmak izi bıçaktaydı."diye bağırdı. "Ama kadını o öldürmedi! O zaten ölüydü. Bana inanmak zorundasınız!"
Sonra ağlamaya başladı ve duramadı.
"Sakinleş, sakinleş,"dedi annesi sakince. "Bunu eve vardığımızda konuşacağız."
Babası önüne bakarak sürmeye devam etti. Aynadan görünen gözleri soğuk ve sert bakıyordu.
Saate rağmen, Jade, Deena onu aradığı gibi geldi. "Belki ikimiz bunu açıklayabiliriz." dedi Deena kapıyı açarken. "Tek başıma yapabileceğimi sanmıyorum."
Jade ilk kez korkunç görünüyordu. Gözleri kırmızıydı. Hayalet kadar soluk görünüyordu. Üzerine geçirdiği eski kazakta ve kolunda bir delik vardı.
"Chuck gerçekten hapiste mi?"dedi Deena'ya. Deena'nın ailesi ile yüzleşmek için mutfağa doğru gidiyorlardı."Evet, Geçen doğum gününde 18'ine girmişti. Bu da ona yetişkin gibi davranabilecekleri anlamına geliyor."
"Ama o masum!"diye ağladı Jade. "Kefalet? Baban onu çıkaramaz mı?"
"Cinayet şüphelileri için kefalet şansı yok."diye cevap verdi Deena. Cinayet. Bu kelimeyi sesli bir şekilde söylediğine inanamıyordu.
"Bana yardım etmek zorundasın."dedi Deena. Jade'in elini sıkıyordu. "Onları ikna etmem için bana yardım etmelisin."
İyi aydınlatılmış mutfağa girdiler. Bay ve Bayan Martinson, Jade'i karşılarken gülümsemiyorlardı. Bayan Martinson kendine kahve koydu.
"Pekala, ikiniz de buradasınız."dedi Bay Martinson asık suratlı bir şekilde. "En baştan başlayın."
Jade ve Deena gözyaşları ile savaşıp titreyen elleriyle kahve yudumlarken her şeyi anlattılar. Aramalara başladılar. Ve sonra onu Korku Sokağı'na yaptıkları ziyaret ve araba kovalamacası takip etti.
Her şeyi anlattıktan sonra uzun bir süre Deena'nın anne babası bir şey söylemedi. Başlarını sallayarak zemine bakıyorlardı.
"Yani tüm bu şey bir şaka aramasıyla mı başladı?"dedi Bay Martinson en sonunda
Jade üzgün bir sesle fısıldayarak "Ve bir cinayetle sonuçlandı."dedi.
"Ama bu ikisi bağlantısız!"dedi Deena. Nahoş bir şekilde iç çekti. Rob Morell'a yapılan aptal telefon aramalarının ve diğerlerinin sadece iki hafta önce başlamış olmasına inanmak zordu.
İki yıl gibi geliyordu daha çok."Herhangi bir zarar vermek istemedik Bay Martinson."dedi Jade. "Sadece okuldaki oğlanlarla dalga geçmek amaçlıydı."
"Ben anlamıyorum. Sonra Chuck buna nasıl dahil oldu?"diye sordu Deena'nın annesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANLIŞ NUMARA - Türkçe Çeviri
KorkuBir şaka olarak başladı. Ve cinayetle sonuçlandı. Rl Stine'in Fear Street serisinden bir kitap olan "The Wrong Number" çevirisi. Tür: Korku/Gerilim