Bölüm 19

2 0 0
                                    


Deena karakoldan döndüğünde berbat hissediyordu. Başı ağrıyordu ve karnında kötü bir his vardı. Belki üşüttüm diye düşündü. Belki yatıp örtünün altına saklanmalıyım ve tüm bu şeyler son bulur diye düşündü.

Ama olmayacağını biliyordu.
Bunların son bulmasının tek yolu o eve gidip Farberson'ın katil olduğuna dair bir kanıt bulmaktı.

  . . .

Akşam yemeğinde Deena yemek yiyebilecek gibi hissetmiyordu ve annesi fark etti. "Sorun ne tatlım?"ddedi "İyi hissetmiyor musun?"

"İyiyim."dedi Deena. Kanıtlamak için haşlanmış patatesten büyük bir ısırık aldı. Genellikle bu onun favorisiydi ama o gece tadı talaş gibi geliyordu.

"Sorun ne biliyorum."dedi annesi. "Chuck hakkında endişeleniyorsun, değil mi?"

Deena başıyla onayladı. Daha fazla konuşabilecek kadar kendine güvenmiyordu.
"Hepimiz endişeleniyoruz Deena."dedi babası. "Ama unutma Chuck bunu kendi kendine yaptı. Eğer o aptal telefon şakalarını yapmasa-"

"O kimseyi öldürmedi!"diye bağırdı Deena. Kendine şaşırmıştı. "O suçlu değil. Ama polis onu içeri tıktı ve şimdi sen hakettiğini söylüyorsun."

"Hey, bekle bir dakika genç hanım.."dedi babası. "Ben öyle bir şey söylemedim, sadece-"

Deena bitirmesini beklemedi. Masadan kalktı ve merdivenlere koşarak odasına çıktı. Kendini yatağa attı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.

Birkaç dakika sonra annesi kapıyı tıklattı. "Girebilir miyim?"diye sordu.

"Buyur!"diye mırıldandı Deena. Annesi yatağın uç kısmına oturdu ve elini Deena'nın sırtına koydu. "Babana kızmamalısın."dedi. "Bu onun için ne kadar zor bilmiyor musun? Her şeyden önce Chuck onun tek oğlu."

"Üzgünüm anne. Sadece bunu konuşmak istemiyorum. Yorgunum ve sadece yalnız kalmak istiyorum."
Annesi sırtına hafifçe vurdu ve endişeli bir yüz ifadesi ile kalktı. "Pekala, tatlım."dedi. "Eğer sonra konuşmak istersen aşağıda olacağım."

Bir süre sonra Deena ağlamayı bıraktı ve yüzüne su çarptı. Sonra oturdu ve trigonometri ödevi üzerinde çalışmayı denedi ama odaklanamıyordu.

Faydası yoktu. Ne kadar düşünmemeyi denese de düşünceleri en sonunda tek bir yerde toplanıyordu: Korku Sokağı'na gitmeliydi.

Telefon çaldı. Yerinden zıplayarak kalktı, kalbi aniden hızlanmıştı.. Eğer oyduysa?
Ama arayan Jade idi.

"Chuck nasıl?"diye sordu direkt.

"Kızgın ve üzgün."dedi Deena. "Ama onu kim suçlayabilir? Sana selam yolladı."

"Nasıl görünüyordu?"

"Mahkum gibi."dedi sinirle. "Ne bekliyordun?"

"Kızmana gerek yoktu."dedi Jade.

"Üzgünüm."dedi Deena. "Bu olanlar çok fazla geliyor."

"Bana da."dedi Jade.. "Şimdi ne yapacağız?"

"Sanırım Korku Sokağı'nı ziyaret etmemiz gerekecek."dedi Deena.

Jade bir cevap vermedi.

. . .

Deena çok yorgundu fakat gece iyi uyumuştu. Ve yenilenmiş ve enerjik uyanmıştı, ta ki olanları hatırlayana kadar. Jade ve o, bu gece gidecekti.

Ama belki o kadar kötü sonuçlanmaz,dedi kendine.  Önce, Farberson muhtemelen çalışıyor olacaktı. Onu cinayetle bağlayacak bir şeyler bulmak için vakitleri olacaktı.

Öğle yemeğinde Jade neredeyse neşeliydi. "Başka bir maceraya hazır mısın?"dedi tepsisini masaya koyarak. Bunu bir macera olarak saymak zordu. Ama Jade'in bu iyi hali Deena'yı rahatlatmıştı ve Rob Morell kafetaryanın karşısından ona el salladığında daha mutlu bile hissetmişti, sonra göz de kırptı.

Uzun bir günün sonunda Deena gergin ama özgüvenli hissediyordu. Canını sıkan tek şey havanın kapanmasıydı. Fakat birazcık yağmurun ne zararı olabilirdi ki?

. . .

Deena eve gidene kadar yağmur çiseledi. Ev gece kadar karanlıktı. Annesi cumaları geçe kalırdı ve babası da henüz eve gelmemişti.

Deena kitaplarını bıraktı. Telefon çaldığında kendine mutfakta çorba ısıtıyordu.

"Merhaba, Deena."
Babası aramıştı.

"Selam baba."dedi neşeli olmaya çalışarak.

"Kötü bir hava var, he?"dedi babası. "Dinle, şirkette biraz sorun çıktı. Bir jeneratöre yıldırım çarptı ve kasabanın güneyindeki telefonlar çalışmıyor. Doğruyu söylemek gerekirse geçe kalacağımızı söylüyorlar. Annene beni beklememesini söyle."

"Tamam, babacığım."dedi.

Hızlı bir şekilde bir kase çorbayı içti ve üzerini değişerek, pantolon giydi. Üzerine kalın bir ceket giyip yağmurluk giydi. Evden çıkmadan önce annesine Jade'in evinde ders çalışacaklarına dair bir not bıraktı. Sonra da Jade ile buluşmak üzere sözleştikleri alışveriş merkezine doğru yürüdü. 

Gidene kadar ıslanmıştı. Jade bir pizza restoranın önünde bekliyordu, sarı bir yağmurluk giymişti ve nasılsa modaya uygun görünüyordu, aynı zamanda da kuru.

"Boğulmuş ördek gibi hissediyorum."dedi Deena sızlanarak.

"Öyle görünüyorsun."dedi Jade. "Hazır mısın?"

"Sanırım öyleyim."dedi Deena. "Ama önce Farberson'ı arayıp evde olmadığından emin olalım."

Jade ankesörlü bir telefona para attı. Suratı asıktı.
"Komik."dedi. "Ses gelmiyor."

"Unuttum."dedi Deena ona. "Babam söylemişti, şehrin bu kısmındaki sinyal gitmiş."

"Oh, hayır!"dedi Jade. "Ne yapacağız?" 

"Oraya gitmemiz gerekiyor."dedi Deena. "Başka ne seçeneğimiz var? Eğer ışık görürsek başka bir plan yaparız."

Jade onayladı. "Eminim restorandadır."dedi. "Rutin olmayan bir şey yapmak istemiyor- buradan gitmeden önce. Doğru mu?"

"Doğru."dedi Deena, doğru olmasını umarak.

Kızlar alışveriş merkezinden ayrıldılar sonra Waynesbridge otobüsünü yakaladılar, sonra güneydeki Mill yoluna gittiler. Otobüs sıcaktı ve rahattı. Deena otobüsün onları nereye götürdüğünü düşünmemeye çalıştı.

Çok yakında Jade onu dürttü. "Diğer durakta ineceğiz."dedi.
Deena istemeden sinyal tuşuna bastı ve otobüs yol kenarında durdu. Etraf fazla büyümüş çalılarla ıssız görünüyordu ve ağaçlar yolun ortasına doğru uzamıştı. Her yerde su birikmişti. Fırtına bulutları olabildiğince karanlıktı. Gökyüzü bir şimşek ile aydınlandı ve sonrasında gelen gök gürültüsü yeri salladı.

"Burada komşuluk ölmemiş."dedi Jade. Sesi çatallamıştı.

"Çok komik."dedi Deena. Gözlerini kısarak somurttu ve sonra beş fit aşağıda bir cadde ışığı gördü. "Bu yoldan."dedi ve kızlar, ikiye ayrılan yola doğru çamurlu yolda yürüdüler.

Yolun birinin başındaki tabelada "Mill  Yolu" yazıyordu. Diğerinde ise "Korku Sokağı".

Birbirlerine bakış attılar. Deena, Jade'ın göründüğü kadar korkmamış olmasını diledi.

"Hey, doğru yerde miyiz?"dedi Jade gülümsemeye çalışarak.

"Doğru."dedi Deena.

YANLIŞ NUMARA - Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin